‘Amerika alelacele Ukrayna yapmamıştır dedi. O da acayip. Bir bekleyin, araştırmalar yapılsın’
‘Ukrayna’nın bu teröristleri bir araya getirip bir saldırı tertiplemesi mümkün değil.’
“Bu tür olaylara baktık, nasıl yapılabilir diye. Bu teröristler birbirlerini tanımıyor. Eskiden beri El-Kaide; yani Suudi Arabistan için önceden savaşanların nerede olduğunu bildiren bilgisayar analizi. Ona El-Kaide dediler. Sonra bu değişik şekillerde devam etti. İlk başlarda Osama Bin Ladin, CIA’in adamıydı. Türkiye’den geldi Çeçenleri alıp Çeçen savaşına götürdü. Türkiye’den de adam almışlardı. Sonra kutsal yerlere, Arapların bulunduğu alanlara Yahudiler geldiği için Amerika’ya karşı oldu. Birtakım hareketlere girişti. Ama bu grupları Ukrayna’nın bir araya getirip bir saldırı tertiplemesi mümkün değil. Orta boyutlu bir ülke. Bir de Hristiyan olduğu için bilgisi daha azdır. Nedir? İngiliz ve Amerikan istihbaratının, Batı istihbarat teşkilatlarının ortak sistematiğinin saldırısıdır. Dışarıdan Ukrayna’ya gelen, çarpışan Müslümanlar var tabii. Çeçenlerin bir kısmı var. İdlib’te de Çeçenlerden olanlar var.
İlginç tarafı şu: Buradaki YPG-PKK’yı, Amerika İdlib’teki aşırı uçlarla mücadele için destekliyor. Fakat İdlib’teki teröristleri yaşatan Katar’da ABD’nin en büyük üssü var. Katar, Hamas ile Amerika adına görüşüyor. YPG-PKK da Amerika’nın yanında bunlarla mücadele ediyor. Uluslararası ilişkilerin normal tarzında anlatılabilecek gibi değil. Bu tür olaylar pek yazılamıyor, çizilemiyor. Düşününce çok tuhaf. Neden PKK’yı destekliyorsunuz? ‘Orada aşırı İslamcılar var’ diyorlar. Peki bu 2,5 milyon kişi nasıl yaşıyor? Horosan’dakiler nasıl yaşıyor?”
‘Rusya Devlet Başkanını aşırı ve yanlış bir harekete sevk etmek için…’
“Tacikler nasıl bu olaya karışıyor? Orada dolaşıyor, bir yerlerde çalışıyor, Türkiye’ye girip çıkıyor, Moskova’ya gidebiliyor. Saldırı öncesi bölgeyi ziyaret ediyor. Böyle işte kimin parayı kime vereceğini, kaç paraya bu işi yapacaklarını, silah kullanıp kullanmayacaklarını biliyorlar. Bana makineli tüfek verseler ben kullanamam mesela. Öğretmeleri gerekir. Kolay kolay tabanca da atılamaz. Atış yapan arkadaşlarımız vardı ellerini sakatladılar. Bunları bulup getirip bu operasyonu yaptılar. Niye? Ukrayna’da morali artırmak için. Veya başka bir açıdan, Rusya Devlet Başkanı’nı aşırı ve yanlış bir harekete sevk etmek için.
Ancak Rusya, Çeçen savaşlarından beri bu tarz saldırılara alışkın. Kimler destekliyor, nereden geliyor, turuncu ayaklanmalar vs. En son Ukrayna’daki 2014’teki ayaklanma. Orada da silah kullananlar oldu ülkeye girip. Dışarıdan gelenler oldu.”
‘Batı medyası ne veriyorsa onu alıyorlar’
“Şimdi Rusya’da büyük bir muhalefet olduğuna yönelik imaj yaratmak istiyor da olabilirler. Psikolojik savaşın boyutlarından biri de devamlı imaj yaratmak. Öyle yorumlar var ki... Bu saldırıyı aslında Rusya’nın yaptırdığını, içerideki yapıyı Putin etrafında birleştirmek istediği iddia edildi. Yahu, zaten birleşmiş durumdalar. Bizde de havalimanına bombalama oldu. Bizdeki taksi şoförleri insanları 100 dolara taşıdı. Rusya’daki taksiciler bedava taşıdılar. Bizden daha milliyetçi bir tavır ortaya koymuşlar ki bizdekiler milliyetçilikte bir numaraymış gibi bir tavır ortaya koyuyorlar.
Bizim gazeteciler gözlem yapmadan, Batı medyası ne veriyorsa onu alıyorlar. Çünkü dil bilmek lazım, konuları dört-beş yerden izlemek lazım. Devlet ajansına birini çıkarmışlar. Analizci diye birini almışlar. ABD basınındaki haberleri sıralıyor. ‘İnşallah Türk istihbaratında analistler vardır, eğer böyle analizler yapılıyorsa çuvalladık’ dedim kendi kendime.
Biz kendi aramızdaki konuşmalarda görüyoruz, Rusya’nın Avrupa’ya saldıracağı yok, fakat Doğu Avrupa ülkelerindeki ABD destekli algı sebebiyle bu imaj hakim. Neden saldırsın? Kendi halkını geçindirmeye çalışıyor. Amerika, teröre karşı harekatı başlattığında Rusya onların yanında kaldı. Geçmişi bilmeden televizyonlarda Batı’daki haberleri söyleyerek analiz yapıyorlar. Dikkat edilmesi lazım. Türkiye’nin de durumunu riske atıyorlar. Türkiye büyük bir operasyona giriştiği zaman, Rusya bakıyor ki bu yuvalar İdlib’te. İdlib’e operasyona giriyor. Türkiye orada ÖSO’yu besliyor.”
‘Niye Amerika’ya yaklaşıldı tekrar? Mecbur kalındı demek.’
‘IŞİD kullanışlı. Amerika’nın dost olmadığı ülkelere karşı operasyonlar yapıyor’
‘BM Güvenlik Konseyi kararları bağlayıcıdır. Fakat uygulayıcı güç olması lazım’
“İsrail’e karşı BMGK karar aldı. Karar kesindir, uyulması lazım. Karara uyulmasını sağlamak için ikinci bir karar almak lazım. Oraya güç ile müdahale edilmesi yahut BM barış gücü yerleştirilmesi gerektiğine dair ikinci bir karar gerekiyor. İkinci kısım yok. Uluslararası hukuku bilmedikleri için o tarafı söyleyemiyorlar. Bunun uygulama gücü yok ortada. Yani bir kanunda yasak koyup yaptırım koymamak gibi bir durum.
Güvenlik Konseyi’nin kararı bağlayıcıdır. Uluslararası Adalet Divanı’nın kararı bağlayıcıdır. Ondan sonra kabul etmeme durumu yok. Karşı tarafın size uygulamada bulunma hakkı var. Yani BMGK’de karara evet diyen 14 ülkenin tamamının İsrail’e ekonomik yaptırımlar uygulaması, mal alımını durdurması, vatandaşlarını dışarı çıkarması, ilişkileri kesmesi lazım. Bunu yapmayıp da karar alırsanız edebiyat olarak kalır. O kısım olmadığı için bağlayıcılığı yoktur. Amerika ‘bağlayıcılık yok’ dedi. Hangi kısım yok? Karara uyulmazsa güç kullanılması gerekiyor. Hakim karar verse polis olmasa o karar edebiyat olur. Burada da aynı durum v ar. Bu bağlayıcılık Ortadoğu ülkeleri için var. Ben anayasayı ihlal edebilir miyim? Edemem. Ama güce sahip sistem ihlal edebilir. Çünkü ona karşı icra gücü yok. ABD’ye karşı icra gücü yok. Trump bütün hatalarına rağmen açıkça söylüyordu. ‘Uluslararası ekonomik örgütler aleyhimize çalışıyor. Paralarını ödemeyeceğim’ diyordu. Halbuki IMF’yi, Dünya Bankası’nı kuran Amerika. Ama çok dikkatli alınması gereken kararlar. Türkiye’nin koyduğu herhangi bir uluslararası hukuk kuralı hatırlıyor musunuz? Yok. O yüzden ders kitapları İngilizce. Sebebi de şu:
Kuralları kendileri koyuyor, sonra kendileri rahatsız oluyor. Çünkü onlar da uymak zorunda. Ondan sonra ne yapıyor? Doğru dürüst savaşamıyor, asimetrik savaş yapıyor. İki ülke savaşırken adamlarını göndermek, paralı özel askerlerini göndermek, silah cephane vs. vermek şöyle bir yorum oluyor: Ortak savaş yapıyorsunuz ve savaşa girmişsiniz demektir.”