Fransa ve ABD, BMGK’da Rusya’nın girişimiyle yapılması planlanan 'NATO'nun Yugoslavya'yı bombalamasının 25. yıldönümü' konulu toplantısını engellerken, Fransa’nın BM Daimi Temsilcisi Nicolas de Rivière, bu konunun güncel olmadığını ve söz konusu toplantıyla ilgili kimsenin Fransa’ya danışmadığını açıkladı.
BMGK’ya başkanlık yapan Japonya’nın toplantının yapılmasına onay vermesine rağmen Fransa, bu konunun oylama alınmasını talep etti. Oylamada sadece Rusya, Çin ve Cezayir toplantının yapılmasına ‘evet’ derken, diğer 12 ülke çekimser oy kullandı. Bunun sonucunda toplantı iptal edildi.
Rusya’nın BM Daimi Temsilcisi Vasiliy Nebenzya, oylama öncesinde söz alarak, Batı temsilcilerinin beyanlarına karşın Yugoslavya’nın bombalanması konusunun eski bir mesele olmadığını söyledi. Kosova’daki durumun günümüzde de BMGK’nın gündeminde olduğunu ve aktif olarak müzakere edildiğini belirten Rus diplomat, sözlerini şöyle sürdürdü:
“24 Mart 1999’da, sözde savunma ittifakının üyelerinden oluşan ABD liderliğindeki koalisyon, Kosova’da yürütüldüğü iddia edilen etnik temizliğe son verilmesi sloganıyla Yugoslavya’ya saldırdı. Gerçekte Yugoslavya ordusu ve polisi bölgede Kosova Arnavut terörist ve suç oluşumlarına karşı mücadele yürütüyordu.
NATO’nun Yugoslavya’ya yönelik saldırganlığının 78 gün sürdüğünü ve bu ülkenin vatandaşları için akıl alamaz acılara ve sayısız can kayıplarına yol açtığını anımsatan Nebenzya, “Bu salondaki NATO üyeleri ve aynı zamanda BMGK üyeleri olan ülkeler duymak istemedikleri de bu” diye ekledi.
Nebenzya, basın mensuplarına açıklamasında, “Bugün, NATO’nun bağımsız Yugoslavya’ya yönelik saldırganlığının 25. yılında, NATO üyesi Fransa’nın diplomatik saldırganlığına tanık olduk” ifadesini kullandı.
Saldırganlığın ifade özgürlüğüne karşı işlendiğini kaydeden Rus diplomat, Fransa ve diğer NATO üyelerinin BMGK toplantısını engellemek için prosedür manevralarına başvurduğunu anlattı. Nebenzya, toplantıda ele alınması planlanan sorunun Sırbistan, Kosova’daki mevcut durum ve tüm Batı Balkanlar için büyük sonuçları olduğunu dile getirdi.