‘ABD’nin IŞİD açıklamaları çok amatörce’
“Bu saldırıyı hemen IŞİD’in üzerine atmaya çalışma konusunda sizin gibi düşünüyorum. IŞİD bir terör örgütü ve saldırıyı üstlenebilir. Ama ABD ve Avrupa ülkelerinin resmi açıklamalarında ‘Bunun Ukrayna ile alakası yok, bu açıkça IŞİD’in saldırısı’ demeleri, hele ki Amerika’nın daha IŞİD üstlenmeden bu yönde açıklama yapması çok amatörce. Ukrayna’nın üzerinden suçu alma çabası. Bu aynı zamanda Ukrayna’yı temize çıkarmak demek. Ama aynı zamanda kendilerini de temize çıkarma çabası. Eğer ki Ukrayna’nın işin içinde olduğu düşünülürse ve bu yönde kanıtlar artarsa farklı şeyler olabilir.
Biliyorsunuz eylemi yapanlar Ukrayna sınırına doğru giderken Rus birimleri tarafından dikkatle izlenmiş ve telefonları dinlenmiş. Rusya içinde kimle görüştükleri, Ukrayna tarafına nasıl gitmek istedikleri ve sonuçta belli bir noktaya yaklaştıklarında bunlara müdahale edilmiş. Eğer bunlar doğruysa zaten burada bir örtbas meselesi var.
”Unutmayalım. Rusya’nın Ankara’daki büyükelçisini öldüren bireysel terörist eylemci de kendisini El-Nusracı olarak tanıtmaya çalışıp nutuklar atmıştı. Türk birimleri ve Rusya’nın da katıldığı araştırmalardan sonra ortaya çıktı ki bu saldırgan bir FETÖ’cüymüş. Buna benzer birçok şeyi terör örgütleri artık yapıyor.
‘IŞİD denince Batı’nın temize çıkması ihtimali hemen hemen sıfır’
‘Bunu yaptırmalarını şöyle anlamak mümkün: Savaşı bir şekilde Rusya’ya yaymak’
“Israrla Ukrayna’nın alakası olmadığını ve IŞİD’in yaptığını söylemeleri çok bariz. Rusya’nın Suriye’de IŞİD’e yaptıklarına dayandırmaya çalışabilirler. Daha da ileri gidebilir. Rusya Federasyonu içindeki Müslüman gruplara zulmedildiğini ve IŞİD’in ‘intikam’ aldığını iddia edebilirler. Bir sürü hikaye var, eğer dinlemeye hazırsanız. Bence Ruslar burada baştan itibaren profesyonelce davrandı. IŞİD hikayesini satın almadılar ve adrese yoğunlaştılar.
Üzerinde durmamız gereken ikinci şey şu: Zamanlama olarak niye şimdi? Bunu yaptırmalarını şöyle anlamak mümkün: Savaşı bir şekilde Rusya’ya yaymak. Tabii cephe üzerinden değil. Cephe üzerinden Rusya’ya savaş yayabilmek için önce Ukrayna’daki Rus ordusunu yenmeleri lazım ki o konuda batağa saplanmış durumdalar. Batı henüz kabul etmiyor olsa da feci bir yenilgiye uğruyorlar. Artık Rusya’nın kesin bir şekilde kazandığı konusunu Batı medyası bile saklayamıyor. Ukrayna cepheye gönderecek asker bulamıyor. En Rus karşıtı Batı vilayetlerinde bile askere alım esnasında polise mukavemet gizlenemiyor. Cephedeki kuvvetlerinin yaş ortalamasının 46’ya yükseldiğini yine Batılı gazeteler yazıyor. Böyle bir dönemde bu saldırıyı neden yapıyorlar? Olsa olsa Rus halkını rahatsız ederek Putin ile Rus halkı arasına mesafe koymak. İyi de, böyle mi sonuç verir?
Seçimlerde gördük ki Rusya halkı, Putin’in etrafında daha fazla kenetleniyor. Bu olaydan sonra da… Ama halkın ve siyasi elitlerin önemli bir kesimi de Putin’e ‘Çok yumuşak davranıyorsun’ diyor. Yani ‘Ukrayna ve Rus halkı arasında fark yoktur. Aynı halktır. Buradaki sorun sadece Zelenskiy ve hükümetidir, Neo-Nazi güçleridir. Onları tasfiye amacıyla operasyonu yapıyoruz’ denerek ve savaş stratejisini bunun üzerine inşa ederek ‘yumuşak’ davrandığı eleştirisi var. Tabii bu öbür tarafıdır. Yani Moskova saldırısının ardından daha sert bombardıman, Kiev’deki bakanlık ve istihbarat kuruluşu binalarının vurulması şeklinde bir talep yükselebilir.”
‘Rusya, bile bile niye NATO ile savaş çıkarmak istesin?’
‘Amerikan derin devlet yapısı 10 yılı garanti etmiş oluyor’
“Bence Avrupa’da muhalefet oluşmuş durumda. Almanya’daki hükümet, toplumsal tabanını hızla kaybediyor. Fransa’da Macron tekrar seçime giremeyecek ama savaşa, AB’ye ve hatta NATO’ya karşı güçlerin Fransa’da iktidar olma ihtimali epeyce yüksek. Diğer ülkelerde bunları görüyoruz. Meloni, birçok karşıtlığı yan yana getirdi. Özellikle yabancı karşıtlığını öne çıkararak seçimleri kazandı ama muhalefet ona Ukrayna savaşında iki yıllık saçmalığın sonunda gelinen noktayı soruyor. Meloni cevap veremiyor. Hollanda’da Wilders, bütün bu gidişata karşı ama sandıktan en büyük parti çıksa da hükümet kurmasına engel oluyorlar. Slovakya’da da bütün bu gidişatı toptan eleştiren parti kazandı. Yani Viktor Orban ile aynı çizgiye geldi Slovakya’daki hükümet.
Bunları şu noktaya getirirsek, Amerikan derin devleti Avrupa’da şunu yapmaya çalışıyor: ‘Rusya her tarafı işgal edecek, savaşa hazırlanın’ diyor. İki tarafı var bunun. Birincisi şu: Eğer bunu gerçek kabul ederseniz, savunma harcamalarınız artıracaksınız ve doğal olarak Amerika’dan silah alacaksınız. Öbür taraftan Amerika, Avrupa’yı korumakla mükellef olduğuna göre demek ki Amerika’nın da savunma harcamalarını habire borçalanarak artırması lazım. O zaman Amerikan silah şirketlerinin başında bulunduğu bu derin devlet yapısı bundan sonraki 10 yılı garanti etmiş oluyor.”
‘Her şeyi kutsal bir dava için yaptıklarını söylüyorlar’
‘Batı dünyası Türkiye ile Rusya’yı birbirine düşürmeye çalışıyor’’
“Şimdi bu Türkiye iddiaları provokasyon olabilir. Batı dünyası yapabileceği her şeyi yapıp Türkiye ve Rusya’yı birbirine düşürmeye çalışıyor. Yani Türkiye ile Rusya ilişkilerini, Türkiye’nin Rus uçağını düşürdüğü günlere döndürmeye çalışıyorlar. Ankara’daki Büyükelçi Karlov’un öldürülmesi bundan dolayıydı. Her vesile ile provokasyon oluşturmak bundan dolayıydı. S-400 alımı sonrası büyük baskı kurarak Türkiye-Rusya ilişkilerini işlevsiz hale getirme gayretleri bundan dolayıydı. Bu da böyle olabilir. Bir provokasyon ayağı olabilir.
İkincisi, bu adı geçen terörist gerçekten Türkiye üzerinden gitmiş olabilir. Bunu yaptıranlar bunu bilerek yaptırmıştır. Bu bir terör eylemine dönüşeceğine göre, teröristin sosyal medya hesaplarından belli paylaşımları yapmasını istemiş olabilirler.”
‘Moskova saldırısı sonrası Türkiye Suriye politikasını kökten değiştirmeli’
“Burada benim söyleyeceğim esas stratejik husus şu: Bence Türkiye bu olayı da dikkate alarak artık Suriye politikasını kökten değiştirmeli. Seçimlerin ardından buna gidilmeli. Benim aldığım bilgiler doğruysa, Türkiye Mısır ile uzlaştığında, yani Cumhurbaşkanı Erdoğan sayın eşi ile birlikte Kahire’yi ziyaret ettiğinde, Sisi ve eşi tarafından karşılandığında, oradaki müzakerelerde, Suriye ile barışma konusunda Mısır’dan yardım için ricada bulunmuş. Tabii duyduklarım doğruysa... Rusya’dan da istiyoruz zaten aynı yardımları. İran’dan belki istemiyoruz. Ama armudun sapı, üzümün çöpüyle uğraşmanın alemi yok. Suriye politikamızı gözden geçirirsek ve Suriye’deki kontrolümüzdeki toprakların kademeli bir şekilde boşaltılıp Suriye kuvvetlerinin tam ve etkili biçimde yerleşmesini sağlarsak, buna karşılık sığınmacıların gönderilmesini de elde edebilirsek, büyük bir başarı olur.
Gazze çatışmaları başladığında Türk istihbaratı, Türkiye’ye kaçan ve İslamcı kimlikleriyle Mossad ajanlığı yapan 49 kişiyi yakaladı. Allah bilir İdlib’te neler var. Binbir tür şey at koşturuyor. Bunların Batılı ve Amerikalı gizli servisler tarafından kullanılması sadece Türkiye’nin imajına değil, ilişkilerine de zarar verebilir.
Dolayısıyla Türkiye bunu Rusya ile konuşarak Suriye konusundaki dönüşümü hızlandırmalı. Zaten bir dönüşüm var ama süreç yavaş gitti. Hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan’a rağmen bürokrasi direndi. Türkiye açısından akıl almaz bir şey bu. ‘Vay efendim İdlib’i bombalayamazsınız. Sınırıma yeni sığınmacı gelir’ falan denmesi… Türkiye zaten bu sığınmacılar, kaçak göçmenler ile ilgili politikalarını değiştirmek zorunda. Zıvanadan çıktı durum. Böyle bir ekonomik ortamda üstlenilebilecek bir şey değil bu.”