Haliç Kongre Merkezi'ndeki 'Her Anında Hep Yanında İstanbul İftar Buluşması'na katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, iş insanları, Dünyagöz ailesinin doktorları ve yakınları ile iftar vesilesiyle bir araya geldiklerini söyledi.
Katılımcıların Ramazan-ı Şerifi'ni tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ebedi azaptan kurtuluş olan mübarek ramazanın neredeyse artık sonlarına yaklaşıyoruz. Rabb'im tuttuğunuz oruçları, yaptığınız ibadetleri katında kabul eylesin. Mevla bizleri sağlık, huzur ve afiyetle Ramazan-ı Şerif'e kavuşturduğu gibi bayrama da kavuştursun niyazında bulunuyorum." ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye'de, Irak'ta, Sudan'da ve son olarak Gazze'de vuku bulan hadiselerin, bu mübarek günlerin sevincinin layıkıyla idrak edilmesine mani olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"İnsanlıktan nasibini almamış terör devleti İsrail, tam 168 gündür Gazzeli kardeşlerimizi, çocuk, kadın, yaşlı, sivil demeden alçakça katlediyor, İkinci Dünya Savaşı'ndakilerden daha vahşi bir soykırım uyguluyor. Savaşta bile dokunulmaması gereken hastaneler ve sağlık çalışanlarının, ibadethanelerin işgal güçleri tarafından özellikle hedef alındığını görüyoruz. Birleşmiş Milletler başta olmak üzere uluslararası kurum ve kuruluşlar ise İsrail yönetiminin bu barbarlığını basit tepkiler dışında sadece seyrediyor. Türkiye ve birkaç ülke dışında İsrail'e ve Batılı destekçilerine karşı sesini yükselten aktör neredeyse yok. Türkiye olarak bölgedeki dostlarımızla işbirliği içinde Gazzeli mazlumlara yardım etmeye, bir nebze de olsa acılarını hafifletmeye çalışıyoruz. Peygamber Efendimizin hadisişerifine uygun şekilde elimizle, dilimizle ve kalbimizle zulme karşı duruyor, Gazzeli kardeşlerimizi destekliyoruz."
'İsrail'in Filistinlilere karşı sergilediği vahşete tavrımızı en sert şekilde ortaya koymayı sürdüreceğiz'
Gazzeli mazlumların dramını, Türkiye karşıtlarının ellerine tutuşturduğu argümanlar üzerinden siyaset malzemesi yapanlara üzülerek baktığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sırf eleştirmek, sırf AK Parti'ye ve Cumhur İttifakı'na vurmak için aslı astarı olmayan ithamlarda bulunanları Rabb'imize havale ediyoruz. Onlar bilmese de Mevla bizim gayretlerimizi ve yardımlarımızı biliyor. Onlar görmese de Filistin halkıyla birlikte Afrika'dan Asya'ya dünyadaki tüm mazlumlar, Türkiye'nin samimi çabalarının en yakın şahididir. Ülkemiz bu vicdanlı, merhametli ve yürekli duruşunun bedelini ödemiştir, ödemektedir. Zulme ve işgalcilere karşı direnen Filistinli kardeşlerimize terörist iftirası atanların söylediklerini ise zaten dikkate bile almıyoruz" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, başbakan olmadan önce ABD'ye yaptığı bir ziyarette kendisine yöneltilen bir soruya verdiği yanıtı hatırlatarak, şunları kaydetti:
"Henüz başbakan olmamıştım, Amerika seyahatindeydim. Orada Amerika'nın o belli tipleri bana şu soruyu sordular, 'Siz özellikle Filistin'e nasıl bakıyorsunuz?' Onu aştılar dediler ki, 'Siz Filistin'deki bu kişilere nasıl bakıyorsunuz?' 'Sizin baktığınızın tam aksiyle bakıyorum, ben Müslümanım onlar da Müslüman. Dolayısıyla onlara elimizden gelen destek neyse, o desteği de sonuna kadar vermeye varız.' demiştim. Tabii bu işin arkasında nelerin olduğu artık çok açık net ortada. Bunlar Suriye meselesinde olduğu gibi burada da mazluma karşı zalimin yanında esas duruşa geçmişlerdir. İsrail'den özür dileyen değil, dik ve dirayetli tavrıyla İsrail'e özür dileten Türkiye gerçeği ülkemizdeki kimi çevreleri öteden beri rahatsız ediyor. Biz bunların ve arkasında hangi lobilerin olduğunun elbette farkındayız. Bugüne kadar bu lobilere boyun eğmedik, bundan sonra da eğmeyeceğiz. İsrail'in Gazze'de Filistinlilere karşı sergilediği vahşete tavrımızı en sert şekilde ortaya koymayı sürdüreceğiz."
'Ekonomiyi konuşanlar 'Kişi başına milli gelir 13 bin doları yakaladı' diye hiçbir zaman söylemiyorlar'
Zaman zaman kasislerle karşılaşsalar da hedeflerine doğru sabırla ama emin adımlarla ilerlediklerine vurgu yapan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çevremizde yaşanan onca sıkıntıya, gerilime, çatışmaya, hatta 2 yıldan fazladır süren savaşa rağmen hamdolsun rotamızdan sapmadık. Bizim için oldukça zorlu geçen 2023 yılına dair açıklanan her veri, doğru yolda olduğumuzu ispat ediyor. Sadece deprem sebebiyle 104 milyar dolarlık ilave yükle karşılaşmış olsak da yüzde 4,5 gibi çok iyi bir oranla ekonomimiz büyümesini sürdürdü. Milli gelirimiz ilk kez 1,1 trilyon doların üzerine çıktı. Aynı şekilde, kişi başına milli gelirimiz ilk kez 13 bin doları aştı. Bunu ekonomiyi konuşanlar, anlatanlar, 'Kişi başına milli gelir 13 bin doları yakaladı.' diye hiçbir zaman söylemiyorlar. İşsizlik oranı yüzde 9,4 ile son 10 yılın en düşük seviyesini gördü."
'Bir 5 yıl daha bekleyemeyiz'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, programa Ankara'dan geldiğini belirterek, "Ankara'da, hamdolsun bugün, Murat kardeşimin görevi zamanında yaptığı millet bahçesinde mitingimizi yaptık. Katılım 200 bin civarındaydı. Yarın da inşallah inanıyorum ki, 1,5 milyonu yakalayacak bir mitingi İstanbul'umuzda yapacağız. Zira İstanbul aç. İstanbul, şu anda hizmete aç. Bunu yakalamak için evet, 5 yılı kaybettik ama biz bir 5 yıl daha bekleyemeyiz" dedi.
İstanbul'da belediye başkanlığına geldiği dönemi hatırlatan Erdoğan, "Bu kardeşiniz İstanbul'da görevi kimden almıştı? CHP'den almıştı. O zaman İstanbul, çöp, çukur, çamurdu. İşte, şu anda çatısı altında bulunduğumuz Haliç Kongre Merkezi, hemen sırtımı dönük olduğum yer, malum mezbahanelerin olduğu yerdi. Buralarda işkembeciler vardı. İstanbul'u iyi bilenler buralarda nelerin olduğunu da gayet iyi bilirdi" ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Haliç'in o dönemde kokudan geçilmediğini anımsatarak şöyle devam etti:
"Ben Kasımpaşa'da doğmuş, Kasımpaşa'da büyümüş bir İstanbul çocuğu olarak aslen ne kadar Rizeli olsam da buraların durumunu çok çok iyi bilirdim. Ve Haliç doluydu, pislikten geçilmiyordu. Ama biz Haliç'i bu şekilde aldık, önce temizledik. Buradan çıkardığımız bütün pislikleri 9,5 kilometre ötede Alibeyköy'deki bir taş ocağına, pompaj kabiliyetiyle aktardık. Ama bunu bugünün gençleri bilmez. Sizler büyük ihtimalle bilirsiniz. Ve o yaklaşık 600 bin metrekarelik bir taş ocağını biz güllük gülistanlık hale getirdik. Şimdi orada çocuklar için oyun parklarının olduğu bir yer var. Oradan çıkan, bütün o temizlenmiş olan suyu tekrar pompajla Haliç'e aktardık."