Daha önce, Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Aleksey Yerhov, Türkiye ve ABD'nin Rus yaptırımları konusunda uzlaşma sağladıkları belirtilen yeni şemanın Rus-Türk ticaretini olumsuz etkileyebileceğini ifade etmişti.
Rus Büyükelçi, Washington’un tüm gücüyle Rus-Türk ticaretinin önüne engeller koymaya ve mümkünse onu kendi sıkı kontrolleri altına almaya çalıştığını belirtmişti.
Türk-Rus Toplumsal Forumu Rusya Genel Sekreteri, Siyasi Araştırmalar Enstitüsü Genel Müdürü Sergey Markov, bu tür önlemlerin Rusya ile Türkiye arasındaki ticareti nasıl etkileyeceğini Sputnik’e değerlendirdi.
Markov, Türkiye'nin Rusya ile olan ticaret hacmini korumak için her şeyi yapacağını, ancak başka etkileyici faktörlerin de olduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı:
“İkili ticaretimizin rakamları uzun süredir istikrarlı bir şekilde artıyor ve buna göre liderler yeni hedefler belirledi. Örneğin, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı son görüşmenin ardından, Rusya Federasyonu ile yıllık ticaret hacminin yakın gelecekte 62 milyar dolardan 100 milyar dolara çıkacağını umduğunu ifade etti. Rusya Devlet Başkanı ise iki ülke arasındaki ticaret hacminin 2022'de yüzde 86 arttığını ve olumlu eğilimin 2023 boyunca devam ettiğini vurguladı. Türk lirası ve rublenin ikili ticarette kullanımı artıyor. Şimdi bu önlemlerin elbette olumsuz etkisi olacak ama Türkiye, Rusya ile ticaret hacmini elinden gelen tüm imkanlarla korumaya çalışacak.”
Markov, üçüncü tarafın işbirliğini engellemek için yoğun çaba göstermesi nedeniyle bunun kolay olmayacağını belirterek, şu değerlendirmeyi yaptı:
“İşgalciler ve partizanlar benzetmesini çok seviyorum. ABD yetkililerini ve onların tüm eylemlerini işgal, Rusya ve Türkiye'yi bypass seçenekleri bulmaya çalışan partizanlar olarak görüyorum. ABD diktatörlüğüne karşı, iç işlerine müdahaleye karşı mücadele ediyorlar ama bu zor ve dolayısıyla sonucunu tahmin etmek de kolay değil. Hem Moskova'nın hem de Ankara'nın olumlu genel çizgiyi korumaya çalışacağı açık, ancak önümüzde çok ciddi bir mücadele var.”
Yaptırımlarla ilgili yeni çalışma şemasının ekonomik alanı hedeflese de tamamen siyasi bir önlem olduğunun altını çizen Rus uzman, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Her ne kadar ekonomik faktörlerle ilgili gibi görünse de buna ekonomik bir önlem denemez. Bu, Amerikalı politikacıların Türk şirketleri üzerindeki baskılarını kesinlikle kabaca ve yasa dışı bir şekilde kullandıkları siyasi bir önlemdir. Bu çok çirkin, çünkü bu başka bir devletin iç işlerine bir müdahaledir ve ABD'nin ortak olarak adlandırdığı Türkiye ile olan iletişim tarzıyla çelişmektedir.”