Afrika Stratejik Araştırmalar Merkezinin yayımladığı ve ABD’nin kıtada kaybettiği gücü kıtadaki ülkelerin egemenlik arzusuyla ilişkilendirmek yerine başka güçlerin suçlandığı Afrika'da Bilgi Kirliliği Artışının Haritasını Çıkarmak başlıklı raporda, bölgede bilgi kirliliğine neden olan dış aktörlere işaret edilirken, kıta genelinde en fazla bilgi kirliliğine yol açan ülkelerin Rusya ve Çin olduğu savunuldu.
Raporda, Rusya ve Çin'in çıkarları kapsamında yürüttüğü dezenformasyon faaliyetleriyle Afrika'da darbeleri teşvik ettiği, Batı ile BM karşıtı duyguları körüklediği ve iklim değişikliği konusunda kafa karışıklığı yaratan bilgiler yaydığı iddia edildi.
Rusya'nın kıta genelinde 20'den fazla ülkeyi hedef aldığı belirtilen raporda, "Bu, Afrika'daki tüm dezenformasyon kampanyalarının yaklaşık yüzde 40'ını temsil ediyor" ifadesi kullanıldı.
Raporda Rusya'nın, Afrika'da bilgi kirliliğini 'agresif' bir şekilde kullandığı öne sürülerek, bu faaliyetlerle Rusya'nın kıtadaki 19 ülkede demokrasinin işlevselliğini engellediği iddia edildi.
Rusya'nın Afrikalı içerik üreticiler, sahte hesaplar, kurgulanmış video ve fotoğraflarla bilgi kirliliği oluşturmayı amaçladığı belirtilen raporda, söz konusu yanlış bilgilerin Rus devletinin kontrolündeki medya, radyo ve resmi iletişim kanallarında da yayımlanarak daha fazla kişiye ulaştırıldığı savunuldu.
Moskova yönetimince Afrika'da yürütülen faaliyetler kapsamında on binlerce gönderi ve içerik paylaşıldığına işaret edilen raporda, Rusya haricinde Çin, Suudi Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) de Afrika'da dezenformasyon faaliyetlerinde ön sırada olduğu kaydedildi.
Çin'in bilgi kirliliği noktasında Rusya'dan sonra ikinci sırada olduğu belirtilen raporda, içeriklerin Rus anlatılarıyla uyumlu veya onları güçlendiren bilgiler olduğuna işaret edildi.
Öte yandan raporda, Çin'in Afrika ülkeleriyle iletişim ve teknoloji alanında yaptığı anlaşmalar ve Afrika'da uydu sistemlerinin yaygınlaşmasına yönelik adımlarla da Çin merkezli dezenformasyonun arttığı belirtildi.
Afrika'da basın özgürlüğü azalıyor, bilgi kirliliği artıyor
Raporda, Afrika genelinde basın özgürlüğünde düşüş kaydedilmesine karşın dijital bilgi kirliliği faaliyetlerinde artış yaşandığı vurgulandı.
Afrika'da bilgi kirliliğinin özellikle seçimler döneminde arttığı belirtilen raporda, İsrailli Team Jorge şirketinin 2015'ten beri 20'den fazla Afrika ülkesinde seçim sürecinde bilgi kirliliğine yönelik kampanyalar düzenlediği kaydedildi.
ABD’nin Afrika’daki rolü hakkında
Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla sonuçlanan ve ‘süper güç’ olarak sahneye çıktığı yeni uluslararası sistemin ilk yılları ve Soğuk Savaş döneminde Afrika kıtasına ilgisini azaltan ABD, 200’li yıllarda ise radikal örgütlerin Afrika kıtasında da konumlandığını iddia ederek kıtadaki askeri varlığını artırma yoluna gitmişti.
2000’li yılların başlarında kıtada keşfedilmeye başlanan hammadde ve enerji rezervleriyle beraber Afrika coğrafyası, başta Çin olmak üzere küresel alanda birçok önemli aktörün ilgi odağı haline gelirken, kıtada sömürge geleneğini sürdüren Fransa ile birlikte ABD, özellikle 11 Eylül 2001 saldırılarını bahane edip El- Kaide'nin Afrika’ya da yerleştiğini öne sürerek her yerde terörizmle savaş ve özgürlük mücadelesi adı altında kıtadaki askeri varlığını artırma yoluna gitmişti.
ABD’nin Afrika ile gerçekleştirmiş olduğu ihracat ve ithalatın büyük kısmının Nijerya, Güney Afrika ve Angola gibi enerji ve hammadde bakımından zengin ülkeler ile gerçekleştirdiği bilinirken, aynı zamanda platin ve elmas gibi değerli maden ve mineraller de tercih edilen ithalat ürünleri arasında yer alıyor.
Ayrıca, 2009 verilerine göre dünyada kanıtlanmış petrol rezervinin yüzde 9,6’sına sahip olan Afrika kıtasının, Afrika’nın petrol başta olmak diğer enerji kaynaklarının ABD için hayati öneme sahip olduğu dışlanmıyor.