YENİ ŞEYLER REHBERİ

Algoritma okuryazarlığı ve algoritma toplumu

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Halka İlişkiler ve Tanıtım Bölümü Araştırma Yönetimleri Anabilim Dalı'ndan Doç. Dr. Bilge Şenyüz, Serhat Ayan'la Yapay Zeka Günlüğü'ne konuk oldu.
Sitede oku
Doç. Dr. Şenyüz, algoritmalar tarafından belirlenen bir toplumda yaşadığımızı ifade etti ve şu sözleri kaydetti:
“Aslında tabii ki birçok okuryazarlık tipi var. Medya okuryazarlığı, finansal okuryazarlık, dijital okuryazarlık gibi. Bunların içerisinde bir de algoritma okuryazarlığı çıktı. Neden? Çünkü biz aslında bir algoritma toplumunda yaşıyoruz ve algoritmaların hayatımızı ne kadar belirlediğinin farkında değiliz. Yapay zeka ile de çok benzeşen bir alan. Yapay zeka sistemlerinin işleyişinin ana unsurlarından birisi algoritmadır. Algoritma, bir görevi tamamlamak veya bir programı çözmek üzere bilgisayar yazılımcıları tarafından oluşturulan kurallar bütünüdür. Ne demektir bu? Bir enformasyonun en önde gözükmesi, sıralanması olabilir. Bir enformasyonun derlenmesi olabilir. Bütün bu süreçlerde kullanılan kurallar bütünü; yazdığımız bir kod algoritma. Birkaç sorunu çözebiliyorsa, birden fazla algoritmanın birbirine eklemlenerek kullanıldığını söyleyebiliyoruz. Kod çok basit bir şey gibi görünebiliyor dışarıda. Fakat o koda bir bebeği eğitir gibi en ince ayrıntısıyla öğretmek gerekiyor. Bu kurallar dizgisine algoritma diyoruz ve tabii bunu makineye yaptırınca algoritma diyoruz.”
Algoritma yardımıyla toplumların en mutlu olduğu gün ve saat diliminin tespit edilebildiğini aktaran Doç. Dr. Bilge Şenyüz, şu ifadeleri kullandı:
“Algoritma, gazeteciliği ve hatta halkla ilişkiler, sinema, reklamcılık gibi iletişimin tüm alanlarını etkiledi. Youtube, Netflix gibi video oynattığımız tüm platformlarda algoritmalar kullanılıyor. En çok takip edilen dizileri görüyor, oradaki oyuncuları görüyor ve yapımcılara bir sonraki dizide hangi oyuncuları oynatmak gerektiğini önerebiliyor algoritma. Türkiye’de en çok izlenen erkek ve kadın oyuncuları tespit edip, yeni bir dizi çıkarılırken karar alma süreçlerinde algoritma belirleyici rol oynuyor. İletişim alanında her türlü karar alma aşamasını algoritmanın belirlediği bir döneme giriyoruz. Bir dizi daha çıkmadan önce popüler olup olmayacağını, toplumda nasıl bir refleksle karşılaşacağını da ölçebiliyorlar. Duygu analizi algoritmaları var, pazarlama alanında kullanılıyor. Son dönem yapılan çalışmalarda, Türkiye’de insanların en çok gülen yüz emojisini çarşamba sabahları kullandıkları tespit edildi. Dolayısıyla bir pazarlama yapacaklarsa, pazartesi sabah yapmıyorlar. İnsanların en mutlu olduğu saatlerin çarşamba sabah olduğunu anlayıp, ona göre pazarlama stratejisi izleniyor. Bu emojileri, bırakın yazdığımız şeyleri, o kullandığımız emojileri bile analiz ediyor algoritma. Ve insanların hangi gün, hangi saat daha mutlu olduğunu tespit edip, yeni ürün pazarlanırken daha olumlu karşılanma oranının ne kadar yüksek olabileceği önerisini yapıyor algoritma. Algoritmaların belirlediği bir düzen içerisindeki bir enformasyon ekosisteminde yaşıyoruz diyebiliriz.”
Algoritmalardan yardım almanın önemine vurgu yapan Doç. Dr. Şenyüz, yine de algoritmaların verilerle beslendiğinin unutulmaması ve bu sebeple yapay zekanın sunduğu bilgiler hakkında dikkatli olunması gerektiğinin altını çizdi:
“Algoritmalar öğrenmeye devam ediyor. Bir süre sonra insanların zevkini anlayacak ve örneğin film önerilerinde daha detaylı öneriler yapabilecek. Yani burada en sıkıntılı durumlardan birisi, bir gazetecinin veya akademisyenin günlük okuyabileceği materyal çok sınırlı. Ancak algoritma bunu çok kısa sürede, çok daha fazlasını okuyarak yapabiliyor. Eğitimde de çok tartışıyoruz. Öğrencilere ödev veriliyor, ChatGPT’ye yazıp ödevi yapıyorlar diye şikayet ediliyor. Ben bu kadar karamsar değilim. Ben kendim de bir ders programı oluştururken, dünyada aynı dersin nasıl verildiğini, ChatGPT’ye soruyorum. Ben aynısını uygulamak zorunda değilim. Türkiye’nin kendi dinamikleri var. Bazı konuları tabii ki değiştiriyorum. Ama bana 14 haftalık programı sunuyor, ben birkaç haftanın konularını hazırlarken algoritmadan faydalanıyorum. Çünkü tüm dünyaya bakıyor. Benim tüm dünyadaki iletişim fakültelerinde okutulan o derslerin içeriklerine tek tek bakmam aylarımı alır. Ama algoritma bana derleyip toplayıp getiriyor. Algoritmayı iyi de kullanabiliriz kötü de kullanabiliriz. Ama algoritmayı kullanmayalım demiyorum. Algoritma okuryazarlığı bizi aslında algoritmaların oluşturduğu bu ekosistem içinde biraz daha eleştirel gözle bakmamızı, etik sorunların farkında olmamızı sağlıyor. Bir de ‘Algoritma yaptıysa doğrudur, insan hata yapabilir’ algısı var. Algoritma binlerce veriyi çekiyor fakat bu algı hatalı. Algoritma ne yaptıysa doğrudur diyemeyiz. Yanıltıcı verilerle de beslenebiliyor algoritma. Eksik bıraktığı veriler olabiliyor. Belli veri kaynaklarına çok fazla güvenebiliyor. Doğruysa algoritma ne yaparsa güzel yapar diyemeyiz. Algoritma okuryazarlığı da buna dayanıyor.”
Yorum yaz