Gazeteci Kamil Erdoğdu, Rusya devlet başkanlığı seçimlerine yüzde 74 oranındaki rekor katılımı, Radyo Sputnik'e değerlendirdi. Erdoğdu "Rusya'da seçimlere yüksek katılım oranı, Rus toplumunun Batı'ya cevabı" diye yorumladı.
Radyo Sputnik Haber Müdürü Fethi Yılmaz’ın sorularını yanıtlayan Kamil Erdoğdu, Rus halkının seçimlere gösterdiği yüzde 70’in üzerindeki yüksek katılım oranının, Batı’ya bir yanıt olduğunu belirtti:
“Çin’i daha yakından takip ediyorum aslında ama burada bir benzerlik var. Batı, Çin’i ve Rusya’yı görmek istediği gibi görüyor. Olduğu gibi görmek istemiyor. Toplumları ve uluslararası kamuoyunu manipüle etmek istiyor. Oradaki yönetimle ilgili veya dış politikalarıyla ilgili sürekli sorular ortaya atıyorlar. Bu yüksek katılım oranı da aslında Rus toplumunun, Batı’ya bir cevabı. Rusya ve Çin halkları gibi toplumlar, böyle dış baskılara karşı çok duyarlılar. Öyle kolay kolay ülkelerinin yönetimini dış güçlere teslim etmezler. Şu anlamda söylüyorum: Yönetimlerinin kararlarına güvenirler ve arkalarında dururlar; özellikle uluslararası konularda.”
Rusya, G7’yi de büyüme açısından geride bırakacak
Batı’nın Rus ekonomisini yıkma hayallerinin suya düştüğünün altını çizen Erdoğdu, şu ifadeleri kullandı:
“Burada bir de şunu görüyoruz: İki yıldır Ukrayna ile olan savaşta Rus ekonomisi çökertilmeye çalışılıyor. Fakat çökmedi. Rusya, bir yandan da bunu gösterdi.Verilerde de işsizlik ve büyüme beklentisi verilerinde de Batı’nın hayal kırıklığına uğradığını söyleyebiliriz. Rusya’nın büyümesini 2024’te yüzde 2,6 olması bekleniyor. Küçük gibi görünebilir ama dünya ekonomisinin şimdiki durumunda çok önemli bir rakam. Üstelik G7’yi de büyüme açısından geride bırakacak Rusya bu yıl.”
Çin ve Rusya arasındaki yakınlaşmaya dikkat çeken Kamil Erdoğdu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çin, Ukrayna’dan sonra hedefin kendisi olduğunun farkındaydı ve bu yüzden ekonomik anlamda Rusya’nın arkasında durdu. Çin ve Rusya arasındaki ticaret, geçen yıl 240 milyar dolara ulaştı Yüzde 64’lük bir artış yaşandı. Rusya, petrol ve petrol ürünlerinin yarısını Çin’e ihraç ederken, Çin de Rusya’ya yönelik otomotiv ve elektronik cihaz ihracatını artırdı. Bu, basit bir ticari birliktelik değil. Batı’ya karşı iki toplumun dayanışması şeklinde yorumlanabilir. Ve Rus toplumu da bu seçime olan yüksek katılım ile yönetimlerinin arkasında durduklarını ve Batı’ya, Rusya’nın öyle kolayca teslim olmayacağını göstermiş oldular diye düşünüyorum."
ABD'nin rekoru bile yüzde 67'nin altında
Rusya'da gerçekleşen devlet başkanlığı seçimlerine katılım oranı ABD'nin 100 yıldır ulaşamadığı oranı geçti. Rusya'da son duruma göre katılım yüzde 74'ü aşarken, 2020 yılında gerçekleşen son ABD seçiminde seçmenin katılımı yüzde 66.9 olarak kaydedilmişti.
Bununla birlikte özellikle pandemiyle birlikte e-devlet hizmetlerinde büyük gelişimin yaşandığı Rusya’da, bu yılki devlet başkanlığı seçimlerine internetten katılım oranı yüzde 94 ile dünya rekoru kırdı.
Son verilere göre 2024 devlet başkanlığı seçimlerinde online oy kullanma hakkına sahip yaklaşık 4 milyon 768 bin Rus vatandaşından 4 milyon 499 bininin internet üzerinden oyunu kullandığı kaydedilirken, bu rakamın dünya rekoru olduğu da vurgulandı.
Rusya Bölgesel Seçim Komisyonu Başkanı Oleg Artamonov, “Bu yılki seçimlerde, uzaktan elektronik oylamada seçmen sayısı bakımından mutlak bir rekora sahibiz. Kayıtlı 4 milyon 767 bin 974 seçmenimiz var ve bu sayı Rusya ve dünya için mutlak bir rekordur. Dünyanın hiçbir yerinde bu sayıya yakın seçmen devlet başkanlığı seçimlerinde yer almamıştır. Şu anda 4 milyon 499 bin 3 seçmen oy kullanmış durumdadır. Bu da yüzde 94'lük bir katılım oranı anlamına gelirken, hafızam beni yanıltmıyorsa, Rusya'da ve dünyadaki başkanlık seçimlerindeki tüm online oy kullanma uygulamalarında elde edilen en iyi sonuçtur" ifadelerini kullandı.
Gazeteci Mutlu: Herkes yüzde 80 civarı beklerken Putin’in yüzde 87’yi bulmuş olması bir sürpriz olarak değerlendirilebilir tabii ki
Gazeteci Barış Mutlu, Rusya’da seçimlerin günlere yayılmasının sebebinin ülkenin büyük olması ve Ukrayna’a devam eden çatışma ile alakalı olduğunu kaydetti. Yıllarca Rusya’da yaşamış olan Barış Mutlu’nun değerlendirmesine göre seçimin tek sürprizi, mevcut Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yüzde 87’yi bulan rekor oy oranı:
“Bu oy verme günlerini ele alırsak ilk önce, farklı bir seçim olduğunu söyleyebiliriz. Önceki seçimlere kıyasla bu son seçim, en yüksek katılım olan seçim olarak gözüküyor. Bir diğer fark ise Putin’in aldığı çok yüksek oy oranı. Tabii ki oyların tamamı henüz sayılmadı çünkü Rus coğrafyası çok geniş. Bütün sonuçların gelmesi zaman alıyor. Rusya’nın içinde bulunduğu sıra dışı bir durum var ayrıca. Rus resmi makamlarının ‘operasyon’ olarak isimlendirdiği fakat uluslararası kamuoyunda ‘Rusya-Ukrayna Savaşı’ olarak geçen bir süreç var. Bunun da ister istemez seçim sürecine etkisi oldu. Bu üç güne yayma meselesi de önceki seçimlerde yoktu. Büyük bir coğrafyada işe yarar bir metot olduğu görüldü. Bazı yerlere ulaşım çok zor. Sonuçlar tabii ki çok şaşırtıcı değil. Sürpriz değil. Herkes yüzde 80 civarı beklerken Putin’in yüzde 87’yi bulmuş olması bir sürpriz olarak değerlendirilebilir tabii ki.”
Radyo Sputnik Haber Müdürü Fethi Yılmaz, özellikle Doğu toplumlarında seçime katılım oranları ile meşruiyetin ilişkilendirildiğini belirtti ve Batı’da bu tarz sorgulamaların hiç yapılmadığını hatırlatarak Batı’nın çifte standartlarına atıfta bulundu:
“Rusya’da katılım yüzde 70’i geçti. Eğer katılım oranı yüzde 60’ın altında olsaydı, o zaman Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in meşruiyeti sorgulanır hale gelirdi. Yüzde 70 olmasıyla birlikte aslında Rusya toplumunun desteği olduğu da görüldü. Mesela bu durum, Doğu toplumları için sürekli ifade edilir. Seçime katılım oranı ve meşruiyet beraber ifade edilir. Fakat Amerika’da mesela 2020’de Biden ve Trump yarıştı. ABD tarihindeki 120 yıllık rekor kırılmış ve seçime katılım oranı sadece yüzde 66,7. Batı’ya bakıldığında bu meşruiyet oranı hiç sorgulanmıyor. Katılım oranları yüzde 50 veya altında olsa bile meşruiyet zemini tartışılmıyor.”
Fethi Yılmaz’ın sözlerine katıldığını belirten gazeteci Mutlu, demokrasi ve meşruiyet eleştirileri yapılacaksa bunun olabildiğince Batı’dan başlaması gerektiğinin altını çizdi:
“Herhalde orada olağan şüpheli durumu görmüyorlar, o yüzden sorgulamıyorlar gibi. Burada seçime katılım oranları yüzde 55’e inse bile insanlar tepki, boykot vs. göstermiyor. Mevcut durumu eğer eleştirmeye başlayacaksak bu durumu bizim Batı’dan, daha Batı’dan, daha daha Batı’dan eleştirmeye başlamamız gerekecek.”