Kurum, Haber Global televizyonunun canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve soruları yanıtladı.
Seçim çalışmalarının nasıl gittiği sorusuna yanıt veren Kurum, İstanbul'da artık bir yorulmuşluk ve bıkmışlık olduğunu, yağmur nedeniyle insanların 3 saat yolda kaldığını söyledi.
Kurum, öğrenci evinde yapılan sahurun hatırlatılması üzerine, sahura katılan öğrencilerden birini kendisine oy vermeye ikna ettiğini belirtti.
Yerel seçimin hizmet seçimi olduğuna işaret eden Kurum, "İnsanlar artık bıkmış, usanmış. Düşünebiliyor musunuz, eviniz, çocuklarınız bekliyor, evinize gideceksiniz, gidemiyorsunuz. Nasıl olur böyle bir şey? Metro ve metrobüs kuyruklarını, duraklarını her gün izliyoruz. Ben çok net söylüyorum, bırakın yeniden ikinci bir 5 yıla aday olmayı şu an görevinden istifa etmelidir. İstifa etmelidir, çok net söylüyorum. Ben böyle bir durumda olacağım, bir dakika oturmam orada. 5 sene bu kadar çalışacağım ondan sonra da metrobüste bu çileyi millet çekecek, olmaz öyle şey." ifadelerini kullandı.
İmamoğlu'nun "650 bin konut yapılmamalı" açıklamasını talihsizlik olarak değerlendiren Kurum, "Sen eğer bu şehrin şehreminiysen, bu şehri yöneten belediye başkanıysan bunlara çözüm getirmek zorundasın, bu iradeyi ortaya koymak zorundasın." diye konuştu.
Kurum, pazar akşamı konuk olduğu gazeteci Mehmet Akif Ersoy'un programında bir gencin Gazze ile ilgili soru sormak istemesi, ancak programın formatına uymadığı için başka bir soruya geçilmesine ilişkin soruya şöyle yanıt verdi:
"Maalesef eleştirebilecek bir konu bulamadıkları için orada 'Ne yapsak da algıyı farklı yerlere çeksek' çalışması. 5 yıldır yapılan da aynı. Orada bir kızımız Gazze'yle ilgili bir soru soracaktı. Orada da çocukların biri aldı. Hatta Mehmet Akif Bey de müdahale etti, 'Bu programın içeriği böyle değil' şeklinde, ki Mehmet Akif Bey'in Gazze konusundaki hassasiyetini hepimiz çok iyi biliyoruz. Gazze'ye gitmiş, Gazzeli kardeşlerimizin o acılarına ortak olmuş, onu tüm dünyaya duyurmuş, belki orada canı pahasına mücadele etmiş bir arkadaşımız, başarılı bir gazeteci. Hem Mehmet Akif Bey'e, hem programa, hem televizyona böyle insafsızca bir müdahale ve topyekun bir çalışma, aynı merkezden, aynı anlayışla saldırı gerçekleştirdiler. Bu saldırılardan da haberim yokken hem kızın sorusunu da merak ettim hem de üzüldüm, sonra çağırdık, konuştuk onunla. Sordu sorusunu, ben de cevapladım."
'Ne oldu da bugün hafriyat dökerek tarihe geçtiğin işle alakalı gidip alelacele 'işe başlama töreni' yapıyorsun'
İstanbul Büyükşehir Belediyesinin "metro yapım çalışmalarına başlama töreni" yapmasını değerlendiren Kurum, şöyle devam etti:
"Şimdi o kadar kafaları karıştı ki. Ne yapacaklarını bilmiyorlar, korkuyorlar. Bu kadar paraları kendi gelecekleri için harcadılar, oradan genel başkanlarını ettiler, delegeleri ayarladılar. İstanbul'un kaynaklarını, yönetimini kendi menfaatleri için bir rant olarak görerek her yere dağıttılar. Kendi içlerinde nasıl bir ittifak yaptığını da kimsenin bilmediği her türlü icraat orada var. O yüzden o kadar telaşlılar ki çünkü 31 Mart'ta biri eş genel başkanlığı kaybedecek, biri de sevemediği, bir türlü ilgilenemediği İstanbul'u kaybedecek ve onu biz süresiz tatile gönderiyoruz. Gidecek o çok sevdiği tatilini yapacak. O çok sevdiği, yapmak istediği o icraatların içinde onu kendiyle baş başa bırakacağız. Burada da ne yapacağını bilmediği için daha önce hafriyat dökerek tarihe geçtiği Sancaktepe'deki metro hattıyla alakalı 'işe başlama töreni' mi dersiniz, başka bir şey mi dersiniz adına bilemiyorum, işini yapmadığı, aslında yapmakla ilgili bir irade ortaya koymadığı süreçte gelip işe başlama töreni düzenliyor. Ne oldu da bugün sen hafriyat dökerek tarihe geçtiğin işle alakalı gidip alelacele 'işe başlama töreni' yapıyorsun. Hani nerede makine? Sen gel o hafriyatı bir kaldır. İsrafa bakar mısın? Yapacaktın madem niye hafriyat döktün? 4 senedir niye yapmadın? Zaten yapılıyor hat, ihalesi, projesi, kredisi var. Sen dokunmasan iş yapılacak zaten."