Tual ve özel el yapımı kağıtlara çini mürekkebi tekniği uygulayan Pınar Tınç için özellikle ada hayatının önemi bir hayli fazla. Geçmiş dönemde ürettiği eserlerinde yaşadığı ada hayatının ve çocukluğunun izlerini süren sanatçı, son sergisinde Hint okyanusundaki bir Fransız adası olan La Reunion’da, hafızasına kazıdığı egzotik doğa manzaralarını soyut geometrik düzenlemelerle yeni bir form haline getirip meraklılarıyla buluşturdu.
Tınç, ilham kaynağını şu sözlerle açıkladı:
“Ada fikri beni besliyor. Bu kadar çarpıcı bir doğanın içinde olmasaydım muhtemelen işlerim de böyle olmayacaktı.”
Geçtiğimiz yıllarda “Seni Seviyorum Anne” , “Masumiyet”, “İyi Geceler Bebeğim” ve “Yuvaya Dönüş” isimli sergileriyle beğeni toplayan Tınç, şu ifadeleri kullandı:
“Resim yapmak benim için varoluşsal bir şey. Ben resim yapmak için resim yapmıyorum. Bu işe inandığım, sevdiğim için, bu işe emek vermeyi tutku haline getirdiğim için yapıyorum; farklı işlerde beni çok besliyor, yaptığım işe derinlik kattığını düşünüyorum.”
Fransa, İtalya, Almanya, İsviçre, Amerika ve Afrika gibi dünyanın farklı ülke ve coğrafyalarında sergilere imza atan Pınar Tınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çini mürekkebi, resim yolculuğumu değiştirdi. Reunion Adası’na tamamen bunu keşfetmek için gitmişim. Kafamdaki resim tamamen başka bir şeye evrildi. Çini mürekkebini resmime uyarlamak için küçük bir atölye kurdum ve orada çalıştım. Reunion Adasında, doğanın rengi, insanlar çarpıcı olduğu ve o mürekkep de çok çarpıcı renklere sahip olduğu için onları nasıl kullanabileceğim, ışık-gölge oyunları, arka plandaki atmosfer hepsini baştan öğrendim. Ve nasıl yapabileceğimi keşfettim.”