‘F-16’ları kaç senede alacağımız önemli’
“Türk Dışişleri Bakanı, önemli bir haftada, İsveç’in NATO’nun 32’nci üyesi olarak ilan edildiği hafta Washington’daydı. Aynı hafta MİT Başkanı İbrahim Kalın da geldi. ABD iki yıl boyunca İsveç’in üyeliği için Türkiye ile önemli bir diplomasi yürüttü ve bunun Türkiye adına meyvesi de F-16 satışının onaylanması oldu. ABD Dışişleri Bakanı Blinken’ın daveti üzerine gitti Fidan. Senato Dış İlişkiler Komitesi ve komitenin başkanıyla da görüştü. Komite Başkanı’nın VOA Türkçe’ye yaptığı açıklamalar var. Komite Başkanı Ben Cardin özellikle Suriye ile ilgili endişelerini dile getirdi. Türkiye’nin de tabii Suriye ve ABD’nin politikalarıyla ilgili eminim çok daha fazla endişeli olduğu hususlar var. Amerika’nın Suriye ve Irak’taki güçlerini çekmeyi değerlendirdiği de biliniyor. Bu olacak mı bilemiyoruz. Eğer bir çekilme olursa arkasında nasıl bir resim olacak? Rusya-İran dengeleri neler olacak? Türkiye’nin de zaten rahatsız olduğu konular var. Bir de cezaevindeki gazeteciler konusuna değindiğini ifade etti Ben Cardin. Ancak çok verimli bir görüşme olduğunu, ekonomi ve savunma alanlarında iş birliğinin gündeme geldiğinin de altını çizmeyi ihmal etmedi.
Erdoğan ve Biden, Roma’da stratejik mekanizmanın kurulmasına karar vermişti, bu yedinci toplantı oldu. F-16’ların teslim tarihi önemli. S-400 hava savunma sistemiyle ilgili nasıl bir yol haritası izlenecek, bir uzlaşma sağlanabilecek mi? Türkiye’den çıkarılması mümkün gözükmüyor. Gizli bir anlaşma var Türkiye ve Rusya arasında. Türkiye bu silahları aktive etmedi. Uzlaşı sağlanabilecek mi? F-35’leri konuşabilecek miyiz? Ama daha önemlisi, F-16’ların teslim tarihi. Asıl imzalanmış ve masada olan bu. Eldeki kuş havadaki kuş olarak bakarsak, F-16’ları kaç senede alacağımız önemli gözüküyor.”
‘CAATSA yaptırımları ile ilgili gelişmeleri takip etmek gerek ama negatif hava kalkmış gibi’
‘Biden, sınır sorununu kötü yöneten İçişleri bakanını yedirmediği için anlaşamıyorlar’
“Biden, Amerika’nın liderliği önünde birilerinin durduğunu iddia ediyor. Taraflı bir konu. Ulusa sesleniş konuşmasını izlerken Biden’ı enerjik buldum. Zaman zaman Kongre üyelerinin tepkilerine çok sağlam, esprili cevaplar verdi. Teatraldı. Ondan beklediğimiz ve alışık olduğumuz performansın çok üzerinde olduğunu düşündüm. İki taraftan da yorumcular böyle söylüyorlar. Unutkanlığı ve yaşıyla anıldığı senelerden sonra performansı iyiydi.
Özellikle Temsilciler Meclisi’nde Trump’a yakın isimleri, sınır düzenlemelerini engellemesi konusunda güçlü eleştirdi. Sınır güvenliğiyle ilgili iki partinin de uzlaştığı yasayı, özellikle Trump’a yakın isimler adeta ölü doğurdu. Bu gizli bir şey değil. Bu işi Trump çözecek. Başka konularda anlaşamadıkları için de uzlaşamamış oldular. Biden detayları da vurguladı. Bin 500 ek güvenlik görevlisi, 100 göç yargıcı, 4 bin 500 iltica görevlisi atayarak, işi 6 ayda bitirecek bir şey hazırladıklarını söyledi. Hatta mecliste ‘Trump’ın minyonları’ denen kesim bloke etti bunu. Trump için bu çok stratejikti. İçişleri Bakanı Mayorkas üzerinden dönen bir pazarlık da vardı. Cumhuriyetçiler, sınır sürecini yönetemediği için azlini istiyorlar. Biden onay verseydi, sınır yasasında anlaşacaklardı. Biden o tavizi vermedi, kendi bakanını yedirmedi. Dolayısıyla yasa çıkmadı.”
‘Biden’ın söylemlerine karşılık MAGA’nın eleştirileri’
“Cumhuriyetçi Kongre üyeleri, ‘ABD’nin artık hayaller ülkesi olmaktan çıktığını’ söylüyor ve özellikle sınır meselesine vurgu yapıyor. Biden kürtaj ve göç konularında Trump ile arasında farklar olduğunu belirtti, zenginler ve şirketlere vergi oranlarını artırmak, ilaç maliyetlerini düşürmekten bahsetti. Demokratlarda yankı bulacak konulara girdi. Trump’ın ‘demokrasiye tehdit’ olduğunu söyledi. Trump konuşmayı Mar-a-lago’da izledi, Truth Social’da mesajlar ve video gönderisi ile cevap verdi. ‘Biden’ın politikaları, ülkeyi korku filmine dönüştürdü’ dedi. Biden, ABD liderliği üzerinden Ukrayna’nın silah taleplerine yanıt verileceğini ve Gazze’ye insani yardım için liman kurma talimatını açıkladı. Kongre üyeleri buna tepkili; ‘güney sınırımız güvenli hale gelmeden, duvar bitmeden bu açıklamayı yapıyor’ diyorlar. Biden, Hamas’ın ‘Korkak gibi’ sivillerin arasına saklanarak faaliyet gösterdiğini söyledi. Ancak İsrail’in sivilleri koruma konusunda sorumlu olduğunu hatırlattı. Ukrayna’nın ise asker istemediğini, silah istediğini söyledi. ‘Yardım bloke edildi. Dünya lideri olmamızın önünde duranlar, Ukrayna’ya silah sağlamamızı önlüyor’ dedi. Meclis Başkanı bu bölümde ayağa kalkmadı. Biden, ‘Putin’e mesajım basit. Ukrayna’yı terk etmeyeceğiz’ dedi.
MAGA dediğimiz kesim, ‘Önce Amerika’ felsefesiyle biliniyor. Ülke içinde tarım-hayvancılık ile uğraşanların desteği var. Onlara mazot desteği var ama eksik kalan çok şey var. Cumhuriyetçilerin ve beyaz Amerikalıların çoğu, sınırdan teröristlerin geçtiğine inanıyor. Bunların engellenmesini istiyorlar. Biden, kamu güvenliği ve cinayet oranlarından bahsederken bir kişi ayağa kalktı ve bağırdı. Afganistan’dan çekilme sırasında ölen denizcilerden birisinin babası olduğu belirtildi. Cevap vermedi Biden.”
‘Yüksek Mahkeme, topu Kongre’ye atarak, Trump’ın kolayca diskalifiye edilmesini engelledi’
“Yüksek Mahkeme yargıçları, oybirliği ile karar verdi. Eyaletlerin, Anayasa’nın 14’üncü maddesi uyarınca ‘isyana karışma’ halinde oy pusulasında yer alamayacağı kararına dair hüküm verirken, topu Kongre’ye attı. Colorado eyaletinde Trump oy pusulasından çıkarılırken, Trump’ın isyana katılıp katılmadığı ile ilgili çok da net bir şey yoktu. Apar topar görülen bir davaydı. Yüksek Mahkeme bunu saymamış oldu. Şimdi Trump’ı diskalifiye etmek için Kongre kararı gerek. Net olarak isyana katılmakla ilgili hüküm giymemiş bir görevlinin, pusuladan çıkarılamayacağı netleşti.
Ama Kongre bir adayı diskalifiye edebilir. Burada bir açık kapı var. Öncelikle bir adayı diskalifiye etme sürecini açıklayan bir uygulama yasası çıkarmak zorunda. Şu anda istese bunu yapamaz. Öncelikle Trump’ın devam eden ceza davalarından birinde hüküm giymesi gerekiyor. Bunların içinde neler var? İsyana katılmak, seçimleri engellemek, seçim sonuçlarını değiştirmeye teşebbüs var... O zaman Kongre’de bir siyasi baskı oluşabilir. Şu anda değil. Baskı oluşsa bile, önce bunu hangi süreçle yapacağını açıklayan bir uygulama yasası çıkarmak zorundalar. Şu anda Kongre’de sınır yasası, Ukrayna’ya bütçe vs. çıkamıyor. O kadar çok bölünmüşlük ve teknik zorluk var ki uygulama yasasının çıkması zor. Mahkeme, topu Kongre’ye atarak, Kongre’nin de Trump’ı kolayca diskalifiye etmesini engellemiş oldu diyebiliriz.”
‘Trump’ı suçlayan savcı hakkında iddialar var. Cumhuriyetçiler çok büyük bir savaş veriyor’
‘Nefesimizi tutarak takip edeceğiz’
“Washington DC’de bir seçim yolsuzluğu davası var. Yüksek Mahkeme işin içinde. Trump, dokunulmazlık konusu üzerinden itiraz etti, üst mahkeme reddetti. Bunun üzerine Yüksek Mahkeme’ye gitti. Burada Yüksek Mahkeme, davaları duruşma gibi değil, tartışma şeklinde görüyor. 25 Nisan’da bu dava görüşülecek. Mahkeme kapanmadan son tartışma günü. Trump, Joe Biden’ın seçim zaferini engellemeye çalışmakla suçlanabilecek mi? DC’de yargılanabilecek mi? Ne kadar çabuk yargılanacak? Trump’ın amacı, bu davayı seçime kadar ertelemekti. Çünkü seçilirse, Adalet Bakanlığı’na bu federal suçlamaların düşürülmesi talimatını verme hakkı var. Talimat vermese bile, görevdeki başkana dava açılmaması, Adalet Bakanlığı gelenekleri arasında.
Yüksek Mahkeme’deki yargıçlar iki tarafı dinliyor ve istedikleri zaman karar veriyor. Bu davalar ana konular. Bunlardan birinde Trump hüküm giyerse, o zaman Kongre devreye girebilir. Tabii delegelerin oyları popüler oylardan farklı. Kongre’ye gelerek oylanıyor. 2025 Ocak’ta delege sayımı yapılırken Trump da hüküm giymiş olursa Kongre orada kritik bir rol oynuyor olacak. Bizi son ana kadar hareketli günler bekliyor. Nefesimizi tutarak takip edeceğiz. Demokratlar bir savaş yürütüyor ama Trump gelecek gibi. Buradaki siyasi çevrelerin durumu böyle gördüğünü söyleyebilirim, istemeseler bile...”