YENİ ŞEYLER REHBERİ

MRI ve EEG verilerini işleyerek hastalık tanılamayı öğrenen algoritma

Üsküdar Üniversitesi Rektör Danışmanı, Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Yazılım Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Türker Tekin Ergüzel, Serhat Ayan'la Yapay Zeka Günlüğü'ne konuk oldu.
Sitede oku
Prof. Dr. Tekin Ergüzel, algoritmanın makine öğrenme yöntemiyle verileri işlediğini ve biyolojik ayırıcı bularak hastalık ön teşhisi koyabildiğini belirtti:

“Sağlık alanında verilerin tercih edilmesinin bir sebebi var. Yapay zeka diye bir kavram var. Aslında çok geniş bir çatı yapay zeka. Bunun altında çok daha nitelikli, az duyulan başlıklar var. Bunlardan bir tanesi makine öğrenmesi. Ne yapıyor? İnsan gibi karar verebiliyor. Tabii biz nasıl karar verirken tecrübe, gözlem, bilgi birikimini harmanlayarak karar veriyorsak, aynı beceri algoritmada da olabiliyor. Bunun bir avantajı oluyor: Veriyi işlerken bir hızımız var. Veriyi işleme hızımızdan veya veriyi saklama kapasitemizden çok daha yüksek kapasiteli, daha hızlı ve insan gibi düşünüp karar veren bir sistem geliştirince, tıpta pek çok problemi çözebiliyorsunuz. Erken tanı olabilir, doğru tedavi yöntemleri olabilir. Üsküdar Üniversitesi’nde kurguladığımız sistem, nöro görüntüleme verileri ile yani EEG veya MRI verilerini kullanarak, tedavi sonuçlarını öngören ve buna göre uygun tedaviyi öneren veya hastalıkları sınıflandıran bir algoritma geliştirdik.

Neyi kullanıyor bu sistem? Tedaviden önceki EEG veya MRI verisini kullanıyor. Ham, işlenmemiş veriyi topluyoruz. Biyolojik belirteçler var hastalıkları sınıflandırmada kullanılan. Mesela hekimler kan testlerinde belli ögelere bakar tanı koymak için. Psikiyatrik hastalıklarda mesela tanı koymak için kullanılan belirteçler, yıllar içinde ortaya çıkıyor ve hekimin tecrübesi de önemli rol oynuyor. Bu uzun tecrübe dönemini kısaltmak için çok fazla veri topladık. Normalde bir hekim günde 10 hasta görüyorsa, bunu 10 yıllık zaman dilimine yayınca belli bir miktar tecrübe elde edilmiş olur. Öyle bir sistem kurun ki, bin hekimin yüz yılda göreceği kadar veriyi algoritmaya verin ve sistem öğrensin. Oradan biyolojik belirteç çıkartmayı öğrensin. Kullandığımız yöntem bunu sağlıyor. Sistem, yüksek sayıdaki veriyle öğrenip, hastalıklara özel biyolojik belirteçleri bulup çıkarıyor. Tanı-tedavi süreçlerinde çok önemli bu. 25 senelik büyük bir veri kullandık burada.”

Prof. Dr. Ergüzel, ekonomik tasarrufun yanı sıra yüksek doğru teşhis oranıyla algoritmanın başarısının da büyük katkı sağlayacağını vurguladı:
“OKB ile başladık. Yüzde 90’ın üzerinde ayırt ediciliği var algoritmanın. Depresyon, TMU tedavisi tahmini yüzde 90’lar seviyesinde. Klinikte yüzde 80 doğruluk kafi sayılıyor. Tabii bu model bir ön tanı sistemi. Hekim yerine geçmiyor. Hekimin zamanından tasarruf edileceği gibi ekonomik faydası da olacak. Sadece Amerika’da 2026 yılına kadarki tahmini tasarruf 150 milyar dolar olarak hesaplanıyor. Zamandan tasarruf var, ekonomik tasarruf var. Doğru tanının hasta tarafında da müthiş karşılığı var. Sosyal olarak da topluma katkısı büyük. Dolayısıyla sistem sadece yapay zekadan ibaret değil. Bunun sonuçları da faydalı. Aynı zamanda ilaç geliştirme süreçlerinde de yapay zeka yaygın kullanılıyor. İlaç keşfine yardımcı olacağı için de, yani teşhis, tedavi, ilaç üretimi alanında 150 milyar dolarlık bir pazar ortaya çıkacak. Kişiye özel tedavi de öneriyor yapay zeka.”
Yorum yaz