Sputnik'e demeç veren Raffone, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in yıllık Federal Meclisi konuşmasında Batı'nın eylemlerinin medeniyetin yok olması anlamına gelen nükleer silahlı çatışma tehdidi oluşturduğu yönündeki sözlerini değerlendirdi.
Belçikalı strateji uzmanı Raffone, "Batı'nın söylemi, ABD seçimleri öncesinde değişmeyecek. Perde arkasında, Batılı güvenlik kurumlarının Rusya'nın (nükleer ve füzelere sahip) bir süper güç olduğunun farkında olduğuna dair sinyalleri kaydetmek mümkün. Ancak şu anda Batılı liderler, küresel güvenlik çerçevesinde yeni bir mantığı hayata geçirebilecek kapasitede değiller. Putin, Rusya'nın Ukrayna'daki savaşı NATO veya Batılı ülkelerin bölgeye asker konuşlandırmaması şartıyla sona erdirmek istediğini açıkça ifade etti. Ancak özel askeri harekat gerektiği sürece ve Batı'nın Rusya'yla bir anlaşmaya vardığı ana dek kadar devam edecek" dedi.
'Batı'nın eski Soğuk Savaş planı Putin'den sonra başarısız oldu'
Raffone, Putin'in "Egemen ve güçlü bir Rusya olmadan sağlam bir dünya düzeni mümkün değil" şeklindeki açıklamasını da yorumladı.
Rusya'yı 'paketinden çıkarmayı' ve onu ulus devletlerden oluşan bir 'coğrafya' yapmayı öngören eski Soğuk Savaş planının Rus elitlerin 90'ların sonunda Putin'i seçtiğinden bu yana başarısız olduğunu kaydeden Belçikalı uzman, "Rusya'nın Putin'in liderliği altında yenilenen gücünün ne olduğuna dair Batı'daki yanlış anlayış hayret verici. Bugün Rusya'nın eski SSCB ile hiçbir ilgisi yok. Batı'nın Soğuk Savaş'ın ikinci aşamasını (Rusya ve Çin ile) başlatma girişimi dar görüşlüdür ve başarısızlığa mahkumdur" ifadelerini kullandı.
Raffone, Putin'in de altını çizdiği gibi, küresel anlamda Batı'dan 'dünyanın geri kalanına' geçişin halihazırda gerçekleştiğini belirtti.
Batılı ülkelerin kendi para birimlerini ve bankacılık sistemini bizzat itibarsızlaştırdığını belirterek Batı'nın bu eylemlerle bindiği dalı kestiğini vurgulayan Rus lider, "Birçok eski tekel ve stereotip çöküyor. Bu bağlamda satın alma gücü paritesine göre BRICS'in dünya ekonomisindeki payı 2028 yılında yüzde 36.6'ya çıkacak, G7'nin payı ise yüzde 27.8'e düşecek" diyerek ekonomideki hakimiyetin el değiştirdiğine dikkat çekmişti.