ABD’nin siyasi nabzını tutan Washington merkezli Politico gazetesi, ABD’nin bazı müttefik ve ortaklarının, Biden yönetiminin Rusya ile bağlantılı olarak uygulamaya koyduğu ikincil yaptırımları genişletmesini ‘yetkilerin kötüye kullanılması’ olarak değerlendirdiğini yazarken, gazeteye göre Washington, işe yaramadığı giderek daha fazla anlaşılan birincil yaptırımların aşılmasını önlemek için ikincil yaptırımlara daha fazla başvuruyor.
Bu yaptırımların, Beyaz Saray’ın doğrudan yaptırım uyguladığı Rus kuruluşlarıyla iş yapan yabancı şirketlere kısıtlamalar getirmesine olanak tanıdığı bilinirken, Aralık 2023'te ABD Başkanı Joe Biden’ın, diğer hususların yanı sıra, ‘yabancı bankaların Rus savunma sanayi şirketleri ile iş yapmaları halinde ABD mali sistemine erişimlerini kaybedebilecekleri’ bir idari emir yayınladığı hatırlatılıyor.
Gazete, bu bağlamda bazı ABD müttefiklerinin, kısıtlamalara tabi olmayan üçüncü tarafları da etkileyebileceğinden dolayı ikincil yaptırımları Washington'un gücünü kötüye kullanması olarak değerlendirdiğinin altını çizerken, “Rusya, Ukrayna’daki askeri operasyonun başlangıcından bu yana Washington ve Brüksel’in çok sayıda yaptırımıyla karşı karşıya kaldı. Bununla birlikte operasyondan geçen iki yılda Rusya'nın ekonomisi toparlandı, fabrikaları çalışıyor, petrol ve gaz satışları nispeten yüksek” ifadelerine yer verdi.
Politico'ya göre bunun nedeni Moskova'ya karşı kısıtlamalar uygulayan ülkelerin ‘her zaman aynı hedeflere, mali kaynaklara ya da kurallara sahip olmaması’ olarak değerlendirilirken, yaptırımların müttefikler arasında dengesiz bir şekilde uygulanmasını dışlamayan Washington merkezli gazete, haberini şu şekilde sürdürdü:
Siyaset durumu daha da karmaşık hale getiriyor: Bir hükümetin diğerini, eğer o ülkeyle başka alanlarda işbirliği yapması gerekiyorsa, Rus ürünlerini satın almayı bırakmaya zorlaması zor. Washington, Çin'e karşı Hindistan gibi potansiyel bir ortağını zorlamak istemiyor. Brüksel de Türkiye'yi Ortadoğu’da kendine yabancılaştırmak istemiyor.
Batı'nın Rus petrolüne uyguladığı varil başına 60 dolarlık tavan fiyat sınırlamasının etkisinin zayıfladığına dikkat çekilirken, son altı ay içinde Rusya'dan tedarik edilen petrolün fiyatının varil başına yaklaşık 70-80 dolara yükseldiğine vurgu yapan analistlere göre, artık neredeyse hiçbir varil Rus petrol ürünü, varil başına tavan fiyat olan 60 doların altında satılmıyor.
İkincil yaptırımlar uluslararası hukuka aykırı
Rusya'ya karşı ‘Yaptırım ne kadar çok devlet tarafından uygulanırsa caydırıcı etkisi de o kadar fazla olacaktır’ mantığıyla hareket eden Washington yönetimi, bu konuda daha da ileri giderek diğer devletleri kendi yaptırımlarına uymaya zorlarken, uymamaları halinde ise onlara da yaptırım uygulamakla tehdit ediyor.
Öte yandan uluslararası hukukta devletlerin bağımsız ve eşit birer birim olarak yer almasını sağlayan temel kural, devletlerin egemen eşitliği ilkesi olarak bilinirken, Washington’un uyguladığı ikincil yaptırım kararları ise ‘egemenlik yetkisinin sınırötesine taşırılması’ ve 'diğer devletlerin iç işlerine müdahale anlamına gelmesi’ bakımından uluslararası hukuka aykırı olarak kabul ediliyor.
Birleşmiş Milletler (BM), ikincil yaptırımları ‘uluslararası hukuka dayanmayan’ ve ‘diğer devletlerin egemenliğini tehdit eden’ tek taraflı zorlayıcı önlemler olarak görürken, 1996, 1998, 2002, 2010 ve 2018 yıllarında kabul edilenler olmak üzere çok sayıda BM kararında, ikincil yaptırımların uluslararası hukuku ihlal ettiği ve BM ilke ve amaçları ile bağdaşmadığı vurgulanmış, uluslararası toplumun ikincil yaptırımlara karşı çıktığı, bu tür yaptırımların diğer devletlerin egemenliklerine zarar verdiği belirtilerek ikincil yaptırımları tanımama çağrısında bulunulmuştu.