FETHİ YILMAZ’LA YAZI-YORUM

KAAN, Türkiye'yi nereye taşıdı?

Emekli Hava Pilot Tümgeneral Beyazıt Karataş, KAAN'ın önemini Radyo Sputnik dinleyicileri için anlattı. Karataş, "Beşinci nesil olarak adlandırılan ve farklı özelliklere sahip uçakları üreten ülkelerin içerisinde kimler var? Amerika Birleşik Devletleri, Rusya, Çin, Japonya ve Türkiye. İşte bizi buraya taşıdı" dedi.
Sitede oku
Fethi Yılmaz’la 30 Dakika’ya konuk olan Emekli Hava Pilot Tümgeneral Beyazıt Karataş, Türk Havacılık Uzay Sanayii tarafından yürütülen projelerden Milli Muharip Uçak KAAN'ın Türkiye’yi hangi noktaya taşıdığını anlattı.
Karataş, KAAN’ın Türkiye için önemini şöyle özetledi:
“Çağımızda beşinci nesil olarak adlandırılan aslında uçan bilgisayar olan uçaklarla ilgili olarak, Türkiye’de 2010 yıllarından itibaren başlayan bu çalışmalar nihayet 21 Şubat 2024’te KAAN’ın havaya çıkmasıyla beraber bizi şuraya taşıdı: Beşinci nesil olarak adlandırılan ve farklı özelliklere sahip uçakları üreten ülkeler içerisinde kimler var? Amerika Birleşik Devletleri, Rusya, Çin, Japonya ve Türkiye. İşte bizi buraya taşıdı. Dikkat ederseniz dünyada sayılı ülkeler arasında Türkiye de yerini almış oldu. Hindistan da sayılabilir ama Hindistan daha uçağını uçuramadığı için 2024-2025’leri bekliyor. Doğal olarak altı ülke bu çalışmayı yaparken, beş ülke uçaklarını uçurabildi. Türkiye de uçağını uçuran bu beş ülke arasına girmiş oldu.”

‘2028 yılında uçakların Türk Hava Kuvvetleri'ne teslimatı düşünülüyor’

KAAN’ın ne zaman seri üretime geçeceğine dair Karataş, “Uçağın beşinci nesil olması sebebiyle çok çeşitli testler yapılacak. Bu testlerin bir kısmı yerde, bir kısmı havada yapılacak. Bu çalışma en az iki sene daha devam edecek. Bu çalışmalarda bir aksaklık olmazsa 2028 yılında uçakların Türk Hava Kuvvetleri'ne teslimatı düşünülüyor. Yani teslim edildikten sonra her ay iki uçak üretecek şekilde uçaklar 20 adet olarak tamamlanmaya çalışılacak” diye konuştu.

‘Amerika Birleşik Devletleri isterse uçarsınız, istemezse uçamazsınız’

Karataş, F-35 uçaklarının birçok kaza, arıza görüntülerinin ortaya çıkmasının ardından ne düşündüğü sorulunca şu yanıtı verdi:
“Amerika Birleşik Devletleri, S-400 alırsan seni F-35 programından çıkarırım diye bize bir tehdit mesajı yolladı. 2019’da S-400’leri almaya başlayınca bizi zaten programdan çıkarttı. Siz bir nedenden dolayı Türkiye’yi çıkartmaya çalışıyorsunuz o zaman sizin şu meşhur F-35 uçağınızın özellikleri nedir, Türkiye’yi nasıl bağlayacak diye anlatmaya başlayınca görüldü ki, ABD’nin planı şu: Her şeyi kendisinin kontrol edebileceği uçan bilgisayar dediğimiz F-35’in her türlü bilgilerini ABD içinde bir ağ içerisinde toplamaya karar vermiş. Özetle şu, motoru çalıştırıyorsunuz, uçağın sistemlerine login olabilmek için, kullanıcı adı ve şifre girmeden uçağınızın sistemlerine erişim sağlayamıyorsunuz. Ve bu uçağın kullanıcı adı, şifresi de her uçuş için ABD tarafından üretilerek size geliyor. Bu özetlediğim uçağın sadece başlangıçtaki bölümü. Elinizdeki cep telefonu gibi güncelleme isteyen, üzerinde devamlı çalışılabilen, internet tabanlı olarak sizi kontrol edebilen bir sistemden bahsediyoruz. Amerika Birleşik Devletleri isterse uçarsınız, istemezse uçamazsınız.”
F-35 projesinin kendisi için çok önceden gündemden düştüğünü belirten Karataş, şöyle dedi:
“Bir F-35 uçağının fiyatı yaklaşık olarak 100 milyon dolar. Amerikalılar bu uçağı yaklaşık 40 yıl kullanıyor, biz ise 50 yıl civarında kullanıyoruz. 50 yıl boyunca Amerika Birleşik Devletleri’ne yedek parça, yeni yüklemeler vs. için ödeme yapmanız gerekiyor. Yani 100 milyon dolara aldığınız uçak ise tanesi 400 milyon dolara geliyor. İş payı da otomatik olarak ona göre düşüyor. Yani siz bazı firmalara iş payı kazandırayım derken, vergi mükellefi olarak cebinizden başka paralar ABD’ye gidecek.”
Yorum yaz