Kiev’deki Maydan Olayları’na Batı’nın verdiği desteğin SBU gizli belgelerine yer aldığına dikkat çeken Prozorov, 2014 başlarında Zaporojye bölgesindeki SBU departmanında çalıştığını aktarırken, “O zamanlar bile Kiev'de çalışan meslektaşlarım, Batılı diplomatların Maydan'da çok aktif olduklarını, muhalefetle birlikte çalıştıklarını ve yetkililere, özellikle de devletin en üst düzey yetkililerine ciddi baskı uyguladıklarını söylemişlerdi. 2014 baharında başkent Kiev'deki SBU merkez ofisinde çalışmak üzere tayinim çıktığında, burada karşı istihbarat departmanının ve terörle mücadele merkezinin resmi belgelerine erişim sağlayarak kendi gözlerimle şahit oldum” ifadelerini kullandı.
Prozorov, SBU arşivlerinde bulunan Ocak-Şubat 2014 dönemine ait belgelerde, Batılı diplomatların, devlet temsilcilerinin, hükümet kuruluşlarının ve aynı zamanda Batılı sivil toplum kuruluşlarının (STK) Maydan olaylarını nasıl tetiklediği ve desteklediğini görebildiğini vurgularken, “Orada yaşananların finansmanına nasıl doğrudan katıldıkları ortaya çıktı. Tüm bu olayların finansmanında, istihbarat ve bilgilendirme kampanyalarının yürütülmesinde doğrudan yer aldılar” dedi.
Örnek olarak Ocak 2014 sonunda Kiev'de kimliği belirsiz kişiler tarafından kaçırıldığı iddia edilen Maydan destekçilerinden Dmitro Bulatov'un hikayesini gösteren Prozorov, 2014 yılının sonlarında Bulatov'un arkadaşlarının kaçırma olayının kurgulandığını itiraf ettiğini anımsatarak demecini şu şekilde sürdürdü:
Eski istihbarat subayı Prozorov, devlet ve devlet dışı aktörlerin aktif olarak görev aldığı Maydan olaylarındaki ana hedefin Ukrayna'yı Rusya'dan koparmak olduğuna dikkat çekerken, konuşmasını, “O dönemde Kiev’de bulunan Batılı diplomatların başka hiçbir görevleri yoktu" diye özetledi.
Daha önce konuşan
Rusya'nın BM Daimi Temsilcisi Nebenzya,
BM Güvenlik Konseyi'nin gayriresmi toplantısında yaptığı açıklamada, Rusya'nın Ukrayna'daki darbenin gerçekleştirilmesinde
ABD ve AB'nin kilit rol oynadığından şüphe duymadığını söylemişti.
Ukrayna hükümetinin AB ile Ortaklık Anlaşması’nın imzalanmasını erteleme kararının çok organize ve koordineli protestolarla karşılandığına dikkat çeken Nebenzya, “AB ve ABD'nin, aşırı sağ radikalleri ve neo-Nazileri araç olarak kullanarak sesini duyuran bir azınlığın protestosunu kışkırtma, teşvik etme ve yönetme konusundaki kilit rolünden hiçbir şüphemiz yok” diye konuştu.