‘Assange’ın sağlığı kötü. Dünya tarihinin gördüğü en kanlı devlet peşine düştü’
Çağlar Tekin’e göre, Assange ve Wikileaks’in faaliyetleri dört dörtlük bir gazetecilikti. ABD’nin kendi yasalarını da çiğneyerek işlediği suçlar ve bunları örtbas etme motivasyonuyla hareket ettiğini belirten Tekin, türlü komplolarla ele geçirilen Assange’ın iadesinin ABD’nin tüm dünyaya müdahalelerini ağırlaştıracak sonuçlar üretebilir.
Sitede okuABD’nin 21. Yüzyıldaki kanlı savaşları ve uluslararası müdahalelerini deşifre etmiş olan WikiLeaks'in kurucusu Julian Assange'ın ABD’ye iade davası Londra'daki Yüksek Mahkemede tamamlandı. İki günlük duruşmaların ardından Mahkeme yargıcı Victoria Sharp, iade davasına ilişkin kararın ileri tarihte verileceğini duyurdu. Sharp, daha fazla bilgiye ihtiyaç duyulursa taraflarla iletişime geçileceğini söyledi.
Duruşmalar vesilesiyle Assange’a özgürlük kampanyası günlerdir Londra’da Yüksek Mahkeme ve Başbakanlık binası önünde gösteriler düzenliyor. İngiltere’nin Belmarsh hapishanesinde tecrit altında tutulan ve sağlık koşulları gittikçe kötüleşen Assange, duruşmalara katılacak durumda bile değildi. İade kararı verilmesi halinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne de başvuramadan gizlice ABD’ye gönderilmesinden kaygı duyuluyor.
Son birkaç günde kendi ülkesi Avustralya ise hareketlendi. Parlamentoda Assange’ın ülkesine geri dönmesine izin verilmesi için çağrı yapılırken, Başbakanı Albanese de bu kararı savundu. Ancak sonuca etkisi bilinmiyor.
ABD’nin Wikileaks yazışmaları nedeniyle ‘casuslukla’ suçladığı Assange, Haziran 2012’de sığındığı Ekvador’un Londra Büyükelçiliğinden 11 Nisan 2019’da çıkarılarak gözaltına alınmıştı.
Kefaleti ihlalden 50 haftalık ceza alsa da ABD’nin iade talebi nedeniyle hapishanede tutuldu. Aralık 2021’de ABD’ye iade edilebileceğine hükmedilirken, İngiltere hükümeti Haziran 2022’de siyasi karar olarak iade talebini onaylamış duumda.
Julian Assange davasını Çağlar Tekin ile konuştuk.
‘Burada mesele, ABD’nin kendi yasalarını da çiğneyerek bu suçları işlemesi ve örtbas etmesi’
Çağlar Tekin, 14-15 yıllık bir geçmişe uzanan Julian Assange ve Wikileaks sızıntılarını anımsatırken, ABD’nin yargılamada öne sürdüğü gerekçelerin sıkıntılı yanlarına işaret etti. Tekin, ABD devleti için asıl meselenin başta Irak ve Afganistan’daki katliamlar olmak üzere kendi yasalarını da çiğneyecek şekilde suç işlenmesi ve bunların üzerinin örtülmesi olduğunu vurguladı:
“Assange meselesi nedir? Hatırlayalım... Aşağı yukarı 14-15 yıldır tartışılan bir başlık. 2010-2011 yıllarında ortaya serilen Wikileaks belgeleri ne anlatıyordu? ABD’nin Irak ve Afganistan’da işlediği bir dizi suçu ortaya koyuyordu. Bunlar, Chelsea Manning isimli bir Amerikan askerinin sızıntıları ve Assange’ın kurduğu internet portalı Wikileaks üzerinden dünyaya duyurulması ile başladı. 250 binden fazla belge, milyonlarca sayfalık bilgiler vardı. Wikileaks sızıntıları dediğimiz veya Manning belgeleri bunlardı. Neler vardı bu belgelerde? ABD’nin Irak ve Afganistan’da işlediği suçlar ve bu suçlar sebebiyle Amerikan askerlerinin yargılanmaması, sivillerin katledilmesi ve bunların itiraflarını gördük. En temelinde baktığımızda Assange davasında gördüğümüz bu.
Peki ne oldu? ABD ne istiyor? ABD doğruluğu yanlışlığı bir yana, belgelerin sızdırılmasını ulusal güvenlik sıkıntısı olarak görüyor. İkincisi, bölgede ABD için çalışmış, istihbarat vermiş isimlerin güvenliğinin riske girdiğini söylüyor. Üçüncüsü, ABD askerlerinin güvenliği riske giriyor diyor. Tabii bu belgelerde isimler deşifre edilmedi. Yani şahısların suçluluğundan ziyade, ABD devletinin suçluluğunun altı çizilmiş oldu. Wikileaks sızıntılarında bir dizi kurum ve isimlerin üzeri kapatılmıştı. Bir bütün olarak ABD’nin bu suçların üzerini örttüğünü anlatan ve delillerini ortaya koyan bir sızıntı bütünüydü. ABD için istihbarat toplayanların deşifresi söz konusu değildi. Zaten Assange’ın savunma ekibinin temel referanslarından birisi bu oldu. Bundan kaynaklı olarak bireylerin güvenliğinin riske girmediğini söylediler. Burada mesele, ABD’nin kendi yasalarını da çiğneyerek bu suçları işlemesi ve örtbas etmesi en temelinde. En özüne baktığımızda gördüğümüz tablo bu.”
‘ABD ile İngiltere arasında suçlu anlaşması siyasi suçları kapsamıyor, tam aksi’
Tekin, Assange’ın savunma ekibinin ABD ile İngiltere arasında suçluların iadesi anlaşması bulunsa bile bunun siyasi suçları kapsamadığını vurguladığını anımsattı. ABD’nin Assange’a açtığı davanın siyasi saiklerine işaret eden Tekin, hedefinin de suç işleyen askerlerini korumak olduğunu vurguladı:
“Assange’ın savunma ekibi diyorlar ki, ABD ve İngiltere arasında suçluların iadesi anlaşması var ama bu siyasi suçları kapsayan bir çerçeve çizmiyor. Hatta tam tersine siyasi suçluları koruma üzerine bina edilmiş. Wikileaks üzerinden elde edilenlerin siyasi suçlar bütünü oluşturduğunu, şahısların deşifre edilmediğini, şahısların güvenliğinin riske girmediğini, Wikileaks’in süzgeçten geçirerek belgeleri yayınladığını belirtiyorlar. Bu belgeleri hepimiz gördük. Kimse deşifre olmadı. Tartışmaya yer yok. ABD’nin temel söylemi de ulusal güvenliğin sarsılması. Ulusal güvenlikten kasıt şu: ‘Orada bir güzel suç işledik. İnsanları katlettik. Hatta öldüren askerler şakalaşarak sivilleri katletti’ diyorlar. Hatırlayabilir izleyenler. Oyun oynar gibi gülerek, şaka yaparak insan öldürüyorlardı. Ve bu isimlerin hiçbirisinin de cezalandırılmayacağı bir noktaya doğru gidiyor iş. Biz zaten ABD’nin Irak, Suriye, Afganistan’da işlediği binlerce suçu biliyoruz. ABD, bu kişilerin de cezalandırılmayacağı bir yol izliyordu.”
‘Wikileaks’in yaptığı iş dört dörtlük bir gazetecilik faaliyeti’
Tekin, Anglo Sakson liberal özgürlük iddialarının Assange davasıyla sarsıldığını belirtirken, benzer iddialarla Türkiye-İsrail ticaretiyle ilgili belgeler nedeniyle gazeteci Metin Cihan’ın da başının derde girebileceğini, bu koşullarda kimsenin gazetecilik yapamayacağını vurguladı:
“Wikileaks’in yaptığı iş dört dörtlük bir gazetecilik faaliyeti. Politik çerçeveye sokmak zordur bir yerden sonra. Siz bunu yasaklarsanız, gazetecilik ne anlama gelecek? Örneklerini Türkiye’den de görüyoruz. Mesela Metin Cihan var. Metin Cihan’ın Erdoğan’ın veya AKP’nin İsrail ile hala ticaret yaptığına ilişkin belgeleri yayınlaması bir devlet güvenlik sorunu haline getirilip iadesi istenebilir ve burada ömür boyu cezaevine atılabilir. Bu davanın kabul görmesi halinde bu olabilir. ‘Liberal dünyanın en özgürlükçü ülkesi’ İngiltere’den bahsediyoruz Assange davasında. Onlar bu gazeteciliği çiğniyorsa, diğer ülkeler neden çiğnemesin denilmiş olacak.”
‘Assange’ın yakalanması Ekvador’da yarı darbe sayesinden elçilikten kovulmasıyla geldi’
Assange’ın tutuklanma sürecini hatırlatan Tekin, İsveç’teki tecavüz iftiralarına, Julian Assange ve Wikileaks adlarının kirletilmesine ve Ekvador’daki darbeye atıfta bulunarak, ABD’nin ve İngiltere’nin kurdukları komplolarla bu sürece müdaheleleri sıraladı:
“ABD çıkarlarını tehdit eden her kim olursa olsun hedef alınabilir. Bu sürece bakarsak; Assange, İngiltere’de, İsveç’e geçiyor ve burada daha sonradan yalan olduğu anlaşılan bir dizi tecavüz suçlamalarına maruz kalıyor. İsmi kirletiliyor. O ismin karanlık olduğu, ifşacı ve tecavüzcü, lanet pislik adam olduğu algısı yaratılmaya çalışılıyor. Bunun üzerinden de iadesi isteniyor. Bunun üzerine Assange, Ekvador büyükelçiliğine sığınıyor. Ekvador büyükelçiliğinde ev hapsi gibi bir hayat yaşıyor. Bu hayat esnasında, Ekvador’da da bir yarı darbe ile ABD’nin çok sevdiği isimlerin iktidara gelmeiyle son buluyor. Bu yeni iktidara gelen grup, Assange’ı bırakma kararı alıyor. Yani büyükelçiliğinden kovuyorlar. Haliyle İngilizler gelip alıyor ve yargılama süreci başlıyor. Resmi tutukluluk süreci böyle başlıyor. Bir bütün olarak aslında darbe, uluslararası kirli ittifaklar vs. Assange davasında her şeyi görüyoruz.”
‘Assange’ın AİHM’ye gidemeden ABD’ye gönderilme riskiyle karşı karşıya’
Assange’ın ABD’de 175 yıl ceza riskiyle karşı karşıya olduğunu anımsatan Tekin, ülkesi Avustralya’nın da son dönemde bazı çıkışlara rağmen gazeteci ile yakından ilgilenmediği görüşünde:
“Julian Assange ne yapabilir bundan sonra? Assange’ın doğrudan ABD’ye iade edilme riski var. Bu konuda İngiltere, Yüksek Mahkeme’nin kararını bakanlık nezdinde imzalamıştı. 2021’de gerçekleşti bu. Temyiz itirazı vs. oldu. Assange’ın tek yolu AİHM’e gitmek olabilir. Ama İngiltere bunu kabul etmek zorunda değil. Doğrudan ABD’ye iade edebilirler. Assange giderse ne olacak? Çok trajik bir iş. 18 ayrı suçlamayla yargılanıyor. Biri casusluk suçlaması. Soğuk Savaş döneminden kalma bir yasadan bahsediyoruz. 175 yıla varan bir ceza talebi. Kuvvetle muhtemel ki bir dizi alternatif var. Avustralya’da da cezasını yatabilir. Oranın vatandaşı çünkü. Avustralya çok sessiz bu konuda. Avustralya Başbakanı da ülkesine dönmesini istiyor. Ama arkasında ne yattığından emin değiliz bu çağrının. Ülkesinde de ceza çekebilir. ABD’nin bu yönde talebi var. Bunu da iyilik olarak lanse ediyorlar. Ama Avustralya cezaevinde yatıracak mı yatırmayacak mı belli değil.”
‘Assange’ın cezalandırılması, ABD’nin istediği her yere müdahale etmesini sağlayacak’
Tekin, Assange’ın ABD’ye iade edilmesi halinde bunun Amerika’nın dünya çapındaki bütün müdahalelerinin artacağı, kendi vatandaşı olmayanlar üzerinde cüretinin artacağı görüşünde. Tekin, neoliberal dünyanın basın özgürlüğü bakımından insanlığa verebileceği hiçbir şey kalmadığını söyledi:
“Ortada çok net bir tablo var. Bir devletin işlediği tartışmaya yer bırakmayan suçlar bütünü var. Bu suçların deşifrasyonu var. Üstelik ABD vatandaşı olmayan bir şahsın deşifre ettiğini görüyoruz. Tüm bunlara baktığımızda, gazetecilik yaptırmama durumu var. Dünyada yükseltilen bir aşırı sağcılık var. Bu aşırı sağcılık, kutsal devlet kavramını getiriyor. Kutsal devlet her suçu işleyebilir algısını getiriyorlar. Bu tarz kararlar da toplumsal atmosferi besleyen işler. Çünkü ABD’nin temel ulusal savunma konsepti, halkında ikna edildiği üzere, dünyanın neresinde olursa olsun ulusal güvenliği tehdit eden unsurlara müdahale edilmesini içeriyor. Ve bu ABD halkında büyük oranda kabul görmüş bir durum. Assange’ın cezalandırılması, ABD’nin istediği her yere müdahale etmesini sağlayacak. Her deşifreye karşı hamle yapabilme cüreti kazandığı anlamına gelecek. Ekvador’da görmüştük. Genel olarak basın özgürlüğü başlığında ne yazık ki liberal dünyanın insanlığa verebileceği hiçbir şey kalmadığını bir kez daha görmüş olacağız. Tabii İngiltere’de çok ciddi bir muhalefet var buna karşı. Türkiye’de ne kadar gündem olmasa da İspanya’dan New York’a kadar geniş bir alanda protestolar var.”
‘Assange’ın sağlığı kötü. Dünya tarihinin gördüğü en kanlı devlet peşine düştü’
Assange’ın İngiliz hapishanesinde tecritte tutulduğu ve sağlık durumunun son derece bozuk olduğunu da anımsatan Tekin, Assange ile son birkaç gün içerisinde Batı’da üzerinden ‘insani dava’ kurulmaya çalışılan neonazi Navalny’nin kıyaslanmasının doğru olmadığını vurguladı
“Assange özellikle 2020’den sonra çok ciddi sağlık sorunları yaşamaya başladı. Kuvvetle muhtemel ki yaşadığı yoğun psikolojik baskı ve korku dünyası onda kötü etki bıraktı. Sonuçta ‘Ömrünün kalanında gün yüzü görmeyeceksin’ diyen bir ABD var. Trump döneminde başlatılan bir süreç bu. Biden devam ettiriyor. Trump görece hoş görebilir. Hillary Clinton sızıntıları da Wikileaks üzerinden gelmişti. Dünya tarihinin gördüğü en kanlı devlet Assange’ın peşine düşmüş ve İngiltere ile birlikte kovalıyor. Çok ciddi sağlık sorunları ortaya çıktı. Uzun zamandan beri fotoğraf ve video görmedim. En son gördüğümüz Assange artık Assange değildi. Fiziki olarak iki insanı benzetmek dahi imkansızdı.
Bu adam zehirlendi mi? Müdahale mi oldu? Bilmiyoruz. Sonuçta karşımızdaki devletler ABD ve İngiltere. Her türlü haltı yiyebilecek iki devletten bahsediyoruz. Navalny’nin öldürülme meselesi konuşulurken Rusya hakkında birçok şey söyleniyor. Navalny dediğiniz de faşist bir heriftir. Türkiye’de konuşuluyor ama kimse anmıyor. Kafkaslar’da yaşayan Türklerin ‘Hamamböceği gibi öldürülmesini’ söyleyen bir adamdır. Navalny bir neo-Nazidir. Politik olarak ölmesi başka ama suçludur. Hitler’i savunmak suçtur. İnsanların hamamböceği gibi öldürülmesini istemek suçtur. Ama biz Assange için Batı’da böyle bir duyarlılık göremiyoruz. Navalny için her yerde eylemler yapılıyor. Muhtemelen ki haftaya ABD, Rusya’ya yaptırım listesi açıklayacak. Ne açıklayacaklarsa artık... Assange için kimse ağzını açmıyor. Assange halbuki suç işlemiş bir karakter değil. Suçları deşifre etmiş bir kişi aksine.”
‘Assange 21. Yüzyılın önemli isimlerinden birisi olarak adını tarihe yazdıracak ama kurban edilmesine izin verilmemeli’
Çağlar Tekin, yargılanan ve ABD’ye iadesi istenen Julian Assange’ın bu yüzyıla damgasını vuran, örnek alınabilecek bir gazeteci olduğunu belirterek, devletlerin işlediği suçları bilmenin herkesin hakkı olduğunu dile getirdi:
“Bu çağda öne çıkmış, uzun yıllardan beri dünyada gazetecilik ve siyaset adına idolleştirilebilecek bir isim olmadığı söylenir. Assange bu yargılamalardan da öte aslında bugünün dünyasında bir gazetecinin idol kabul edebileceği işlerden biri yapmış oldu. Duruşu da bu anlamda öyleydi. Ödüllerle teslim olan bir karakterden bahsetmiyoruz. 10 yıldır hayatta kalmaya çalışan, doğru yolda yürüyen, doğru yaptığına hepimizin inandığı önemli bir karakter. Assange, unutulacak bir isim değil. Unutulmaması gerekir. Gazeteciler için de sıradan vatandaşlar için de böyle. Bizi yöneten devletlerin ne tür suçlar işlediğini hepimizin bilme hakkı var. Assange bu konuda 21. Yüzyılın önemli isimlerinden birisi olarak adını tarihe yazdıracak. Ama bu olacak diye bugün kurban edilmesine izin vermemek gerekir.”