İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi ve yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, Çorlu Ticaret ve Sanayi Odası'nda düzenlenen "Beklenen Marmara Depremi ve Ekonomik Etkileri" adlı konferansta, 1999 yılında yaşanan Marmara Depremi sonrası yaptıkları çalışmalarla yetkililere, bölgenin yeni bir deprem için hedef haline geldiği uyarısında bulunduklarını söyledi.
Olası Marmara depreminin şiddetinin kırılacak fay hattına göre değişiklik göstereceğini öngördüğünü belirten Görür, şöyle konuştu:
"Marmara'da Adalar fayının boyu 45 kilometre eğer bu fay kırılırsa, en fazla 7 şiddetinde deprem üretir. Diğeri Yeşilköy açıklarından başlayıp Orta Marmara çukurluğuna kadar gelen 65-70 kilometrelik Kumburgaz fayıdır eğer kırılırsa minimum 7,2 şiddetinde deprem üretir. Bu ikisi birden kırılırsa şiddet 7,4'e kadar çıkar.
Orta Marmara çukurluğundan Tekirdağ'a kadar olan Tekirdağ fayının biz kırılmış olduğunu biliyoruz. Özellikle 1912 Şarköy depremi sırasında ki o deprem sadece karada olmamış denizdeki o kısmı da kırmış ve büyük ölçüde enerjisini boşaltmıştır. Tekirdağ fayının kırılmış olduğunu biz denizaltı araştırmalarıyla saptadık."
Görür, deprem uyarılarının bir kesim tarafından "felaket tellallığı" olarak değerlendirildiğini ancak depremin doğal bir gerçeklik olduğunu vurguladı.
'Bizleri dinlemek ve deprem lafını duymak istemeyenlerin çoğu öldü'
Herkesin depreme hazırlıklı olması ve gereken önlemleri alması gerektiğini bildiren Görür, "Devekuşu gibi başını kuma gömerek bizleri dinlemek ve deprem lafını duymak istemeyenlerin çoğu öldü. Kuzey Anadolu Fay Hattı, yani Bingöl Karlıova'dan başlayıp Marmara Denizi'ne kadar gelen bu fay hattı, her nerede bir deprem oluşturursa oranın batısı bir sonraki deprem için hedef haline gelir, bu hep böyle olmuştur. Kuzey Anadolu Fay Hattı, depremleri doğudan batıya doğru taşımaktadır" dedi.