"Egzama, ciltte iyileşme ve tekrarlama dönemleriyle seyreden kaşıntılı kuruluk, kızarıklık, pütürlenme ve bazen sulu yaralar şeklinde görülen cilt rahatsızlığıdır. Genellikle çocukluk döneminde başlar ve hayat boyu sürebilir. Hastaların yarısında ilk 6 ay, yüzde 60'ında ilk 1 yaş ve yüzde 85'inde ilk 5 yaş içinde belirtiler görülmeye başlar ama her yaşta ortaya çıkma olasılığı da mevcuttur."
"Kuruluğa yoğun bir kaşıntı ve kızarıklık eşlik eder. Bariyer fonksiyonları bozulmasının diğer olumsuz yanı ise alerjenler kolayca cildi geçerek bağışıklık sistemimizi uyarırlar ve alerjik reaksiyon gelişmesine neden olur. Bu da hastalığın şiddetini artırır yani cildin daha da kötüleşmesine neden olur. Ayrıca egzama hastaların ciltlerinin mikroplara karşı savunma özellikleri de azalır. Normalde cildimizde bulunan mikroplar bu hastalarda enfeksiyonlara neden olabilirler. Enfeksiyonlar da hem egzama şiddetini artırır hem de tedaviye yanıtı olumsuz etkiler."
Hava koşulları ile egzama arasında nasıl bir bağlantı var?
Ne yapmak gerekiyor?
"Ter ve gözyaşına bağlı egzaması olan hastalarda başlıca tedavi derinin etkin olarak nemlendirilmesi ve egzamanın alevlenmesine neden olan etkenlerin ortadan kaldırılması olarak özetlenebilir. Sıcaklık ve nem oranındaki ani değişikliklerden kaçınılmalı, terleme önlenmeli. Yünlü, tüylü ve naylon giyeceklerden uzak durup bol kesimli pamuklu giysiler tercih edilmeli. Cildi tahriş eden deterjanlardan ve kimyasal maddelerden sakınılmalı, parfümlü ve renkli sabunlar kullanılmamalı. Kaşınma ve çizik oluşumunu önlemek için tırnaklar kısa kesilmeli, küçük bebeklerin ellerine eldiven geçirilmeli. Egzamalı çocukların yüzde 80'i adölesan dönemden (ergenlik dönemi) önce iyileşir. Nadiren ileri yaşlarda hastalık devam edebilir. Bu nedenle hastalarımızın cilt bakımına her zaman dikkat etmeleri ve terleme gibi tetikleyici faktörlerden uzak durmaları gerekiyor"