"Adımı Deniz Koydular" kitabı ile aile içi şiddet, cinsel istismar ve ağır yoksulluk gibi görmezden gelinen acıları ortaya döken Demet Cengiz, ilk romanından kopup gelen karakterlerin bilinmeyen yönlerini ve çarpıcı hayat hikâyelerini, "İçimde Yanan Nehir"de anlatıyor.
Cengiz, aile kurumunun tek başına yüceltilmesini doğru bulmadığını kaydetti:
“Ailenin tek başına yüceltilmesini doğru olmadığını düşünüyorum. Hangi aile? Hangi kardeş? Kutsal metinlere ya da Sümer tabletlerine baktığımızda ilk husumetin iki kardeş arasında çıktığını görüyoruz. Aile güzellemeleri yapılması benim adalet duyguma ters geliyor. En zoru, bir çocuğu kendi ailesinden korumak... Eğer sevgi yoksa, oradaki iletişim dili şiddet oluyor. Türkiye’de bu dil uzun süredir teşvik ediliyor: Kabalık, nobranlık, nezaketsizlik teşvik ediliyor."
Çocuk kaçakçılığına dikkat çeken Deniz Cengiz, birçok insanın ilk travmasını aile içinde yaşadığını belirtti ve sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Bazı aileler parçalanmış bile değildir çünkü herhangi bir şeyin parçalanması için önce yekpare olması gerekir. Daha önce asla bir arada olmamış bir şey nasıl parçalansın? Bir yerde çocukların kaçırıldığını, seks işçisi yapıldığını görebiliyorsunuz. İnsanların önemli bir kısmı ilk sakatlanmalarını kendi ailelerinde yaşıyor. Her romanı yazarken paramparça oluyorum, toparlanmam epey vakit alıyor. Ne kadar çok farkına vardırırsak insanları bilinçlendiririz diye yazıyorum. Böyle bir misyon edindim kendime”