TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, CHP'nin Gezi Parkı davası hükümlüsü, Türkiye İşçi Partisi'nden (TİP) Hatay milletvekili seçilen Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesi işleminin iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine (AYM) başvurusuna ilişkin, "Bu işlemde bir usul hatası yoktur. Bu, bir milletvekilliğinin düşürülmesi değil, milletvekilliğinin düşmesidir. Anayasa Mahkemesi ne karar verecek, göreceğiz." dedi.
Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesi işleminin tamamıyla teamüllere uygun bir işlem olduğunu belirten Kurtulmuş, Can Atalay bakımından hem sürecin tamamlanması hem de yeni bir hak ihlali kararı verilirse yerel mahkemenin buna uyma ihtimali dolayısıyla Mecliste kararı bir süre beklettiklerini söyledi.
Anayasa gereğince kararın Meclis'te okunması zarureti olduğunu anlatan Kurtulmuş, "Milletvekilliğinin düşürülmesi başka bir süreç, milletvekilliğinin düşmesi başka bir süreç" bilgisini paylaştı.
Meclise gelen bir fezlekenin milletvekillerinin oylarıyla kabul edilmesi durumunda milletvekilliğinin düşürüldüğünü, buradaysa kesinleşmiş bir mahkeme kararının Mecliste okutulduğunu kaydeden Kurtulmuş, sürecin tamamlanması bakımından bunun zaruri bir adım olduğunu, bu adımın atıldığını vurguladı.
'İsterse TBMM Başkanı her oturuma başkanlık edebilir ama teamüller açıktır'
Can Atalay kararının Genel Kurulda okunmasının, Körfez ülkelerine ziyaretine denk gelmesi sebebiyle kendisine yönelik 'kararı okumak istemedi' şeklindeki iddialara yanıt veren Kurtulmuş, bu ziyaretlerin aylar öncesinden belirlendiğini söyledi.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, "Son derece haksız, mesnetsiz bir suçlamadır. TBMM'nin Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri'ne ziyaretin ne zaman olacağı aylar öncesinden bellidir. Teamüller gereği zaten nöbetçi meclis başkanvekili her kimse o hafta onu okutacaktır. Süreç orada da normal bir şekilde işlemiştir. Yoksa kararın Meclis'te okutulmasıyla, TBMM'nin seyahati arasında en ufak bir bağlantı yoktur." değerlendirmesinde bulundu.
'Bu işin doğru zemini TBMM'dir'
"Anayasa Mahkemesi nasıl karar verecek, süreç nasıl işleyecek, yapılan başvuruları hangi zaman aralığında gündemine alacak tüm bunları göreceğiz" diyen Kurtulmuş, tekil olaylar üzerine yoğunlaşarak, olayın aktüel tarafları üzerinden konunun siyasi bir tartışmaya dönüştürüldüğünü söyledi.
Türkiye'de bir anayasa değişikliğine ihtiyaç olduğunun altını çizen Kurtulmuş, "İlgili Anayasa maddeleri üzerinde tartışmak, bunları konuşmak, bu olaydan ayrı olarak, bu olay olmasaydı bile bunları gündeme getirmek TBMM'nin temel vazifelerindendir." dedi.
Anayasa tartışmasının partizanlığı bir tarafa bırakarak, iyi niyetle, önyargısız, doğru yöntem ve doğru zeminde yapılması gerektiğine işaret eden Kurtulmuş, "Bu işin doğru zemini TBMM'dir. TBMM, anayasa yapma gücüne kudretine sahip bir yasama organıdır. Bazılarının söylediği gibi 'kurucu meclis olmadığı için yeni bir anayasa yapamaz' görüşü asla kabul edilemez." yorumunu yaptı.
'Herkesin anayasa teklifi olabilir ama hiç kimsenin TBMM'ye bir anayasa dayatması olamaz'
Muhalefetin Can Atalay kararının Mecliste okutulmasını 'anayasa darbesi' şeklindeki değerlendirmesin doğru bulmadığını belirten Kurtulmuş, "Bu çok maksadını aşan, biraz da lüzumsuz bir eleştiri." dedi. Kurtulmuş, "Çünkü burada Yargıtay da yetkilerini kullanırken ilgili Anayasa maddesindeki yetkilerini kullanarak bu süreci oluşturuyor." diye konuştu.
Anayasanın 14. maddesindeki 'devlete karşı davranışlar' konusunun açık hale getirilmesi gerektiğine işaret eden Kurtulmuş, "Bu illa anayasa değişikliğiyle olacak bir şey de değil. Anayasa bunu yasalara izafi ediyor. Türkiye, bölücü örgütlerle mücadele eden, birliğini, bütünlüğünü korumak mecburiyetinde olan, çevresi terör ağlarıyla kuşatılmış, 15 Temmuz darbe teşebbüsü gibi doğrudan doğruya terör örgütlerinin hedefi haline gelmiş bir devlet olarak tabii ki kendisini koruma hakkına sahiptir ama devlete karşı işlenen suçların da açık bir hale getirilmesi gerekir." değerlendirmesinde bulundu.
Kurtulmuş, siyasetin alanının terör örgütleriyle işbirliği içinde olmaya müsaade etmeyen, aynı zamanda da seçilmişlerin hakkını, hukukunu koruyan yeni bir anlayışla ele alınması gerektiğini kaydetti.
Anayasa meselesinin zemininin TBMM, konuşulacağı yerin ise Türkiye'nin tamamı olduğunu ifade eden Kurtulmuş, "Herkesin anayasa teklifi olabilir ama hiç kimsenin TBMM'ye bir anayasa dayatması olamaz." diye konuştu.
'Yargıçlar oturup yasa ya da anayasa değişikliği yapamayacaklarına göre bunu siyaset çözecektir'
Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkında usulen bir sorun olup olmadığı sorusu üzerine Kurtulmuş, "Anayasa Mahkemesinin olağanüstü yüksek bir mahkeme yükü var. Belki bunları çözebilmek için yeniden yüzlerce yargıç alması lazım. Hiçbir kural sonuna kadar devam etmeyebilir. O günün şartları içerisinde çok doğru bir adım atıldı ama bugün uygulamada karşımıza böylesine bir yargı yükü ortaya çıkıyorsa bunu da değerlendirmek siyasetin vazifesidir." yanıtını verdi.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, hak ihlalleri konularına yeni bir perspektif kavuşturulmasına Meclisin karar vereceğini söyledi.
Kurtulmuş, "Yargıçlar oturup yasa ya da anayasa değişikliği yapamayacaklarına göre bunu siyaset çözecektir. Ama siyaset de bütünleşik bir bakış açısıyla yargının nerelerde, ne ihtiyacı var bunlar üzerinde çalışacaktır." görüşünü paylaştı.
Anayasa Mahkemesinin, yerel mahkemelerin çözemediği işleri çözen bir mahkeme haline gelmemesi gerektiğini belirten Kurtulmuş, bireysel başvuru hakkının; bireysel haklar, insan hakları, siyasi haklar bakımından kısıtlanabileceğini kaydetti.
'Bu meselenin bir şekilde halledilmesinin gerekli olduğuna inanıyorum'
CHP'nin Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesinin iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvuru yaptığı hatırlatılarak "Anayasa Mahkemesi iptal kararı verirse TBMM'nin tavrı ne olur?" sorusuna da Kurtulmuş, "Bu işlemde bir usul hatası yoktur. Bu, bir milletvekilliğinin düşürülmesi değil, milletvekilliğinin düşmesidir. Bir oylama yapılmamıştır, milletvekilleri el kaldırıp indirmemiştir, bir fezleke ortada yoktur. Milletvekilliğinin Meclisin bilgilendirilmesi yoluyla düşmesi söz konusudur. Anayasa Mahkemesi ne karar verecek, göreceğiz." karşılığını verdi.
Can Atalay kararı üzerinden yaşanan tartışmaların Türkiye'nin gündeminde çok uzun süre kaldığını ifade eden Kurtulmuş, "Türkiye ilgisini, hele hele bu kadar bölgesel ve küresel sorunlarla boğuşurken çok daha önemli alanlara teksif etmeli." dedi.