‘Pakistan ordusu daha da Amerikancı oldu, darbe olasılığı yüksek’
Dr. Barış Adıbelli’ye göre, iki yıl önce ABD destekli darbeyle devrilen İmran Han’ın 8 Şubat seçimlerindeki büyük başarısı halkın kendisini istediğinin göstergesi. İngiltere’den getirilen Navaz Şerif’in darbeden çekindiğini söyleyen Adıbelli’ye göre artık ‘daha da Amerikancı’ hale gelen Pakistan ordusunun darbe tehlikesi de var.
Sitede okuPakistan’da 8 Şubat’daki seçimlerden ABD destekli yargı darbesiyle iki yıl önce devrilmiş İmran Han rakibi Nawaz Şerif karşısında zaferle çıkmış görünüyor. Han’ın Tahrik-i İnsaf partisi, ordu ve güvenlik aygıtının her türlü müdahale ve tehditlerine rağmen seçmen iradesini engelleyemedi. Seçim sonuçlarının gelmeye başlamasıyla ülkede internet karartması uygulanmaya başlasa da, Han’ın partisinin üstünlüğü görüldü.
İmran Han, 2022’de ayağı kaydırıldıktan sonra kendisine yönelik darbenin arkasında ABD’nin bulunduğunu açıklamıştı. Yerine ülkede yolsuzluklarıyla nam salmış Navaz Şerif’in kardeşi Şahbaz Şerif getirilerek 2023 ağustos ayına kadar ülkeye yönetmişti. Hakkında başka davalar açılan Han, hapse atılırken, seçim süreci de ertelemelere uğradı. Sonunda Han’ın partisi seçimlere bağımsız olarak girdi.
Pakistan seçimlerini, ABD ile yakın bağları bulunan ordunun darbe ihtimalini, Navaz Şerif’in seçeneklerini, İmran Han’ın akıbetini ve ABD seçimleri öncesi yaşanan jeopolitik kargaşayı, uluslararası ilişkiler uzmanı Dr. Barış Adıbelli ile konuştuk.
‘Şerif ailesi askeri müdahaleden korkuyor’
Dr. Barış Adıbelli’ye göre, Pakistan seçimleri sürecinde Şerif ailesinin en büyük korkusu askeri müdahale. İmran Han’ın arkasında ABD’nin bulunduğu bir yargı darbesiyle devrildiğini ve hapse atılma ekarte edildiğini anımsatan Adıbelli, ancak bütün kargaşaya rağmen seçime bağımsız giren partisinin kazançlı çıkmış göründüğünü dile getirdi:
“Pakistan, Asya’nın önemli bir ülkesi. İslam dünyasındaki tek nükleer güçtür. Bu bağlamda da önemli. Pakistan Silahlı Kuvvetleri de mühimdir. İslam dünyasının ve bu bölgenin güçlü ülkelerinden birisi. Kurum olarak da yetenek olarak da güçlü bir ordu. 2021’den itibaren, ABD’nin Afganistan’dan çekilmesinden itibaren başlayan süreç çok kritikti. İmran Han, adeta bir yargı darbesiyle görevden alındı. Ertelemelerin ardından sonunda seçimler yapıldı. Sonuçlar açıklanacakken, internet kısıtlandı. Ne olduğu belli değil. İlk sonuçlara göre, 55 bağımsız adayla İmran Han’ın partisi önde. Navaz Şerif 40 civarı vekil aldı. Butto 22 vekil.
Peki ne oldu? Atılan taşa değdi mi? Hiçbir şey olmadı. Bence esas bundan sonra çok önemli şeyler olacak. Mesele şu: Navaz Şerif en azından ülkenin demokratik bir çizgide kalmasını sağladığına inanıyor. Aksi halde silahlı kuvvetlerin müdahale etmesinden korkuyorlar. Şerif ailesine yakın çevrelerin savunması bu. Navaz Şerif adeta vazife verilmiş gibi Londra’dan çıkıp geldi. İşin içinde İngiltere de var. İmran Han uzaklaştırıldı. Üç ayrı ceza aldı. Devlet sırları, kendisine gelen hediyeler ve eşiyle uygunsuz evlenmesi iddiası. Yani artık bu evlilik meselesine gelince her şey anlaşıldı. Devlet sırrı dedikleri de, Pakistan’ın Washington büyükelçisinin, ABD yetkililerinin kendilerine ilettiği talebi dışişleri bakanlığına iletiyor. Onlar da dönemin Başbakanı İmran Han’a iletiyor. ABD, İmran Han Başbakanlık’tan uzaklaştırılırsa dost olacaklarını söylüyor. İmran Han da bunu ifşa ediyor. Mesele bu.”
‘Yeni bir Pakistan halkı var. İmran Han’ı istiyorlar’
Dr. Adıbelli, İmran Han’ın iktidara geldiği dönemde Batı’nın kendisinden beklentileri bulunduğunu ancak Rusya ile yakınlığı, Hindistan’la ilişkiler, Azerbaycan-Ermenistan meselesinde aldığı tavır ve ABD’nin Afganistan çekilmesi sonrasında üs vermeyerek takındığı bağımsız kararlar yüzünden Batı tarafından gözden çıkarıldığını belirtti. Yerine Britanya’dan Şerif’in tekrar getirildiğini anımsatan Adıbelli’ye göre ancak seçimler halkın İmran Han’a desteğini gösteriyor:
“İmran Han, bir İngiliz aristokratı gibi önemli bir isimdi. Özellikle İngiltere’nin Milletler Topluluğu nezdinde. İktidara geldiğinde Batı’nın büyük beklentileri vardı. Daha seküler, daha Batı yanlısı bir Pakistan bekleniyordu. Özellikle Amerika’nın beklentisi, Çin’den uzaklaşan bir Pakistan idi. Navaz Şerif de çok önemli. Çin şu anda hiç açıklama yapmıyor, uzaktan seyrediyor. Neden? 2015’te Navaz Şerif, Çin-Pakistan ekonomi koridorunu kuran kişidir. Pakistan’ın Kuşak ve Yol projesine dahil edilmesini sağlayan başbakandır. Sonrasında da koltuğunu kaybetmiştir. Şi Çinping’i bir sandığa götürseniz. Bir tarafa İmran Han’ı, öte tarafa Navaz Şerif’i koysanız, oyunu Navaz Şerif lehine kullanır. Çünkü Navaz Şerif ile karşılaştırınca İmran Han’ın ilişkileri biraz daha aşağıda.
İmran Han, son döneminde Rusya’ya açılım yapmıştı. Yani ABD ile yakın değildi. Yani Batı’nın da Amerika’nın da beklentisinin aleyhine hareket etti. Ukrayna operasyonunda Rusya’nın yanında durması da var. Azerbaycan’ı Ermenistan’a karşı destekledi. Batılılar ona ‘Vazifen olmayan işlerle ilgileniyorsun’ dedi. Hindistan ile yakın ilişki hamlesi de etkili oldu.
En önemlisi, 2021’de ABD Afganistan’dan çekilince, İmran Han’a başvurdu. ‘CIA için bir üs verin. Süreci kontrol edelim’ dediler. İmran Han bunu reddetti. Bunun üzerine Amerikalılar İmran Han’ı bypass etti. Doğrudan Pakistan ordusu ile temasa geçtiler. İmran Han devreye girip bir şekilde engel oldu. Amerika o gün düğmeye bastı İmran Han için. Bu süreç öyle başladı. Öyle ki, ceza almış Navaz Şerif geldi, bir anda aklandı paklandı ve siyasete girdi. Navaz Şerif’in de dönemi bitti ama. Görüyoruz bunu. Yeni bir Pakistan halkı var. İmran Han’ı istiyorlar.”
‘Navaz Şerif’in kızını Benazir Butto gibi parlatıyorlar.
Pakistan siyasetinde Navaz Şerif’ten ziyade kızının tıpkı Benazir Butto gibi parlatıldığını söyleyen Adıbelli, diğer yandan seçimlere ordu müdahalesi gölgesinin düşebileceği görüşünde. Adıbelli, Pakistan ordusunun her zamankinden daha fazla ABD yanlısı olduğuna dikkat çekti:
“Bütün yorumcular, Navaz Şerif’i ordunun getirdiğini söylüyor, darbe yapmamak için. Zaten Pakistan siyasetini 1976’dan beri Pakistan ordusu kontrol ediyor. Fakat bu seçimde Şerif ailesi, daha öte bir adım attı. Yeni bir Benazir Butto doğuyor: Navaz Şerif’in kızı siyasete girdi ve milletvekili seçildi. Önümüzdeki dönemde tıpkı Benazir Butto kopyası olan Navaz Şerif’in kızını göreceğiz. Navaz Şerif’in 8 Şubat’ta İngiltere’ye döneceği söylendi. Bu yalanlandı. Fakat Navaz Şerif, bağımsızların desteğini alarak koalisyon hükümeti kurmak istediğini söyledi. Bu ne kadar gerçekçi bilemiyorum. Pakistan şartlarında bu zayıf bir hükümet olur. İmran Han bence çıkacak. Eğer Navaz Şerif koalisyon kurmak istiyorsa, İmran Han ile anlaşmak zorunda.”
‘Pakistan ordusu daha da Amerikancı oldu, darbe olasılığı yüksek’
Diğer yandan Dr. Adıbelli, Pakistan’daki olası kargaşaya dikkat çekti. İmran Han’ın partisinin, oyların çalındığı iddiasına dikkat çeken Adıbelli, olaylar teskin edilemezse eskisinden de daha Amerikancı olan ordunun müdahalesi olasılığının da yüksek olduğu görüşünde:
“Halbuki 2021’den sonra Trump, Pakistan’ı terör destekçisi ilan etti ve askeri ilişkilerini kesti. Normalde Pakistan ordusunun Amerika’ya karşı pozisyonunun değişmesi gerekirken, daha da Amerikancı oldular. Yeni Genelkurmay Başkanı daha geçen gün ABD’deydi. Pakistanlı generaller ya Amerika’da ya da Avrupa’da hep. Tabii İmran Han’ın görevden alınmasının sebeplerinden birisi de Ukrayna savaşı meselesindeki anlaşmazlıktı. İmran Han Moskova’ya gidip Rusya’ya sempatiyle destek verdi. Silahlı Kuvvetler ise Rusya’ya ‘Askerlerinizi derhal çekin’ diye uyarı yayınladı. Hükümet başka bir şey dedi, hükümete bağlı ordu başka bir şey dedi. Orada İmran Han’ın biletini kestiler.”
‘İslamabad’da hazırlanmış bir proje değil bu. ABD ve İngiltere’de hazırlanmış bir plan var’
Pakistan’da sandıktan demokratik sonuç beklemeyen Dr. Adıbelli, yeni darbe tehlikesinde ABD’nin ve İngiltere’nin ülke siyasetindeki uzun gölgesine atıfta bulundu:
“Pakistan bence şu anda en ciddiyetle takip edilmesi gereken ülke. Şu tablo çok tehlikeli. Ne olduğunu bilmiyoruz. İnternet kesik. Silahlı kuvvetler sokaklarda. Halk manipüle ediliyor. Buradan çok demokratik bir sonuç çıkmayacak. Bu koşullarda keşke Navaz Şerif gelebilse de sivil bir hükümet kursa. En azından İmran Han ile uzlaşı olabilir. Fakat ben şu noktada, kaos çıkarsa sivil bir hükümet kurulabileceğini düşünmüyorum. Kaos çıkarsa silahlı kuvvetler ‘Demokrasiye ara verdik’ diyebilir. İki-üç bomba daha patlar. Bunlar gerekçe gösterilebilir. Bu mesele nerede hazırlandı peki? İslamabad’da hazırlanmış bir proje değil bu. ABD ve İngiltere’de hazırlanmış bir plan var. Pakistan’ın dönüştürülmesi projesi var.”
‘Pakistan ABD’nin Hindistan’a karşı da en önemli fren mekanizması’
Amerikan emperyalizmi için Pakistan’ın adeta bir ‘sopa’ işlevi gördüğünü vurgulayan Adıbelli, ABD’nin bu ülkeyi sadece İran’a ve Afganistan’a karşı denge unsuru olarak kullanmadığını, Hindistan’ı frenlemek için de kullandığını belirtti:
“Pakistan, Yeşil Kuşak’ın en önemli aktörüydü. Bağdat Paktı’nın kurucu üyelerindendi. O yüzden ABD, Pakistan’ı kendi kaderine terk etmez. Pakistan sadece İran’a ve Afganistan’a karşı denge unsuru değil. Ayrıca ABD’nin Hindistan’a karşı en önemli fren mekanizması. Pakistan elinde olduğu müddetçe ABD, Hindistan’a dilediğini yaptırabiliyordu. Dikkat edin: Pakistan, ABD ekseninden çıktıkça, Hindistan-ABD ilişkileri de asimetrik ilerliyor. Rusya ile ilişkileri gelişen bir Hindistan var artık. ABD ile birlikte Hint-Pasifik’te ortak hareket etmeyen, kendi güç merkezini kurmaya çalışan bir Hindistan var. Dolayısıyla buna karşı ABD zaman zaman Pakistan’ı kullanırdı. Şimdi tekrar belki silahlı kuvvetler üzerinden bu denenebilir. Unutmayın, 1999’da Musharraf’ın darbeyle devirdiği isim Navaz Şerif’ti. Tarih tekerrürden ibarettir diyorum. Pakistan’ın siyasi tarihi askeri darbelerle dolu. Başbakan dahi idam etmişlerdi. Zülfikar Butto’yu. Benazir Butto da suikastla öldürüldü. Tehlikeli bir ülke Pakistan. Ben ordunun kendi başına bırakacağını düşünmüyorum seçimleri.”
‘İran’la girilim Pakistan seçimini manipüle etmek için de çıkarılmış olabilir’
Tartışmalı isim Navaz Şerif’in ve Pakistan’daki radikal medreselerin en büyük destekçisinin Suudi Arabistan olduğunu anımsatan Adıbelli, öte yandan İran-Pakistan geriliminin de seçimleri manipüle etmek üzere kışkırtılmış olabileceğini öne sürdü:
“Navaz Şerif’in bölgedeki en büyük müttefikleri Suudi Arabistan ve BAE. Ekonomik ilişkileri ve finansmanı bu ülkeler sağlıyor. Navaz Şerif defalarca başbakan oldu. Her seçildiği dönem, Suudiler ve BAE ile ortak problem olarak gördükleri İran’a odaklandılar. Suudilerin ve BAE’nin İran ile sorunlarında, Pakistan da onlara destek veriyordu. Unutmayalım: Pakistan’ın nükleer programını finanse eden Suudi Arabistan’dır. Suudi kralı bizzat kendi cebinden karşıladı bu programı. Dolayısıyla bu noktada İmran Han ile birlikte Pakistan’ın duruşunun değiştiğini gördük.
İmran Han, Pakistan’ın tetikçi bir ülke değil, enerji ve ticaret alanında uluslararası topluluğa entegre olmasını istiyordu. İran meselesini tekrar gündeme getirenlerin amacı, Navaz Şerif’e katkı sağlamak olmuş olabilir. Spontane de olabilir. İran dikkat ettiyseniz Pakistan ile münakaşayı uzatmadı. Belucistan’da seçimden hemen önce bombalar patladı. Devam eder mi? Eder. Burada Suudi Arabistan önemli. O radikal İslamcı grupları ve medreseleri besleyen, finanse eden Suudi Arabistan.”
‘Suudi Arabistan, yeni rotasında devam edecek’
Diğer yandan Dr. Adıbelli, Suudi Arabistan’ın ABD baskılarına rağmen bildiğini okuyan politikalarına işaret etti. Adıbelli’ye göre, İsrail’le normalleşme şartlarında ısrar eden Suudilerin izleyeceği jeopolitik yol, BRICS’ten yana olacak:
“Gazze meselesinde Suudi Arabistan olmadı. Biden Doktrini diye bir şey attılar ortaya. Buna dayanarak Amerikalı yetkililer, Suudi Arabistan’ı ziyaret etti. Suudiler de 1967’deki iki devletli çözüm olursa İsrail’i tanıyacağını söyledi. Ama biliyoruz ki bu mümkün değil. Bu ne demek? Çin, Şangay İşbirliği Örgütü, BRICS ve normalleşen İran ilişkileri üzerinden Suudi Arabistan, yeni rotasında devam edecek.”
‘Trump coşkuyla gelecek... Umarım bugünleri aramayız’
Öte yandan Dr. Barış Adıbelli’ye göre, yakın geleceği öngörürken, ABD’de kasım ayındaki başkanlık seçimlerini dikkate almak gerek. Ukrayna’daki süreçten Asya’daki hareketliliğe uzanan gelişmelere atıf yapan Adıbelli, bütün meselelerin olası bir Trump iktidarında yeniden konuşulması gerekeceğini belirtti:
“Ama şöyle bir virgül koyalım. Trump geldiğinde belki bu konuları bir daha konuşuruz. Son dönemde dünya basını hep Gazze’ye ve Ortadoğu’ya odaklandı. Ama Ukrayna gözden kaçtı. Orada da önemli gelişmeler oldu. Genelkurmay başkanı görevden alındı. Şu bir gerçek: Artık Ukrayna’nın yere çakılma süreci başladı. Artık bu işi tersine çeviremez. Kazanım da elde edemez. Para bitti. ABD desteği bıraktı. Avrupa yoruldu. Amerikalı gazeteci gelip Putin ile röportaj yaptı. Yarın başka kanallar da yapacak. Bu cephede işler normalleşti. Tayvan’da istenen sonuç elde edilemedi. Tayvan meselesi de gitti.
ABD’nin Pasifik’te tek kartı kaldı: Filipinler. Peki Biden günü sonunda ne diyecek? Bir gün gelecek ‘Orası neresi? Hatırlamıyorum. Öyle bir karar mı vermişim?’ diyecek... Soruşturma raporunda geçti, oğlunun ölüm tarihini bile hatırlamıyor. Biden’ın bir daha başkan olarak gelmesi çok zor. Ben o yüzden Avrasya ve Pasifik’te olacakları seçimler sonrasında göreceğimizi düşünüyorum. Trump gerçi coşkuyla gelecek. Umarım bugünleri aramayız ama arayacağız gibi de geliyor. Gerçi Trump, Rusya ile savaşı durduracağını söylüyor ama Çin ile yeni bir sürece gireceği açık.”