YENİ ŞEYLER REHBERİ

'Beyin çipi, felçli hastaların komutlarını anlayabilir. Görme engellilerin görmesini sağlayabilir'

Üsküdar Üniversitesi Rektör Danışmanı, Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Yazılım Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Türker Tekin Ergüzel, Elon Musk’ın Neuralink şirketinin ürettiği beyin çipini ve sibernetik implant teknolojisini anlattı.
Sitede oku
Prof. Dr. Türker Tekin Ergüzel, felçli hastaların beyinde ürettiği sinyalleri algılayabilen Telepathy beyin çipinin ne olduğunu, nasıl çalıştığını, sibernetik implantların ne anlama geldiğini ve bu teknoloji ile neler yapılabileceğini anlattı:

“Eskiden bizim ‘acaba gerçekleştirilebilir mi’ diye hayal ettiğimiz şeylerin çok ötesi gerçekleştiliyor artık. Hayaller artık gerçeklerin peşinden koşuyor. Yapay zeka destekli sağlık bilimleri alanı çok hızlı gelişen bir alan. Verinin çok olduğu bir alan. Yapay zeka çalışmalarının daha ziyade sağlık bilimlerine odaklı olmasının temel gerekçesi şu: yapay zeka algoritmaları, verinin yoğun olduğu ve büyük olduğu alanlarda kendisine uygulama alanı buluyor. Kendisini daha doğru ifade ediyor. Sağlık bilimlerinde biyolojik veri toplanıp çözünürlüğü arttıkça daha büyük bir veri tabanı oluşuyor. Elon Musk’ın girdiği beyin çipi çok doğru bir alan. Çipe ‘telepathy’ dediler. Şirketin adı Neuralink.

İmplant kavramını biliyoruz. Sibernetik ne demek? Sibernetik implant şu: canlılardaki, insan demiyorum çünkü hayvan deneyleri de yapıldı, canlılardaki sinir sistemini bilgisayar sistemlerine uyarlamaya çalışan bilim dalı. Neyi amaçlıyor? Biyolojik bedenden toplanan verileri aktarıyor. Burada mesela beyin var. Felçli hastalarda beyin bir sinyal üretiyor, mesela uzuvlarınızı oynatmayı düşünüyorsunuz. O düşünüldüğü anda nöronların olduğu bölgenin aktive olduğunu biliyoruz. Aktive oluyor ama bu komut vücuda iletilemiyor. Neden? Çünkü felçli. Felçli olduğu için üretilen sinyal beyinde kalıyor. Bizim orada, beyinde üretilen sinyali, exoskeleton yani harici iskelet (dış iskelet) sistemi üzerinden vücuda transfer etmemiz mümkün.

Elon Musk’ın yaptığı da oldukça küçük boyutta bir ürün. İçinde elektrotlar olan, pilli, bluetooth üzerinden iletişim kurabilen bir implant. Bu cihaz, beyindeki ilgili bölgelerde bir aktivasyon gözlemlediğinde diyor ki, hasta sağ kolunu oynatmayı düşünüyor. Tabii birçok eklem hareketi olabilir. Bütün bu sinyal harici sistem üzerinden tutulup kullanılabiliyor. Tabii bu geliştirilen implantın temel özelliği, hastanın telefonlarla veya bilgisayarlarla iletişim kurmasını sağlamak. Yani felçli hastaya bunu taktığımızda, telefonu ile bizimle iletişim kurabilecek. Arama yapıp mesaj atabilecek. Fotoğraf çekebilecek. Telefonda yapabildiği her şeyi yapabilecek. Dolayısıyla fiziksel yeterliliği henüz yok fakat beyinde bunu yapabilme yetisi var. Çünkü sinyal üretilmeye devam ediyor. Üretildikçe de o sinyalleri okuyan bir implant Elon Musk’ın yaptığı. Bir beyin-bilgisayar arayüzü yani.”

'Bu kadar çoklu işi aynı zamanda işleyebilecek bu beyin-bilgisayar arayüzü'

Beyin-bilgisayar arayüzü teknolojisine değinen Prof. Dr. Ergüzel, sözlerine şöyle devam etti:
“Zaten beyinde üç-beş komut üretilmiyor. Sadece kahve bardağına uzanmıyoruz. Duygularımız var, düşüncelerimiz var, stratejilerimiz var, fiziksel aktivitelerimiz var. Geri bildirim alıyoruz. Yürürken, dokunurken, bakarken bile bir geri dönüş alıp değerlendirme yapıyorsunuz. Sıcak bir şeye dokununca beyin uzaklaşmanızı söylüyor. Bu kadar çoklu işi aynı zamanda işleyebilecek bu beyin-bilgisayar arayüzü. Sadece veri toplamıyor. Veri toplamak çok büyük meziyet değil. Asıl o veriyi anlamlandırıp icra etmek kıymetli. Bin elektrotun üzerinde elektrotla bu işi yapıyor. Şu anda benim kullandığım elektrotlar 32 veya 64 kanallı elektrotlar. Bin elektrot ile veriyi toplayacak çok küçük bir fiziksel alan üzerinden. Topladığı veriyi beyin-bilgisayar arayüzü üzerinden, asıl zaten yazılım ve algoritma bunun içinden, işaret-sinyal ne anlama geliyor bunu yorumlayacak. Bu yoruma istinaden bir karar verecek. Yürüme kararı verecek veya telefonun kamerasını açma kararı verdirecek. Beyin-bilgisayar arayüzü alanındaki asıl kayda değer gelişme, yapay zeka algoritması doğrudan yazılım içinde. Oradaki gelişmeler ufkumuzu açıyor.”

'Görme becerisi yoksa, bunu yine beyin-bilgisayar arayüzü ile, bizim yerimize gören bir kamera bu iki aşamayı tamamlayabilir'

Artık hayallerin gerçek bilimin peşinden koştuğunun altını çizen Prof. Dr. Ergüzel, beynin sinyal gönderdiği gibi aynı şekilde beyne sinyal gönderilebileceğini de belirtti. Ergüzel, görme engellilerin kameralar ile görmesini sağlayabilecek beyin-bilgisayar arayüzü teknolojisini kısaca şu ifadelerle açıkladı:
“Bir de ‘visual link’ diye bir çalışma var. Diyelim ki görme engelli bir kişi var. Görme yetisi yok. Üç aşamalı bir iş bu görme. Retina, ışığı ve görüntüyü alıp elektrik sinyaline çeviriyor, optik sinirlerle görsel kortekse gönderiyor. Bu, fiziksel olarak yapabildiğimiz bir iş. Görme becerisi yoksa, bunu yine beyin-bilgisayar arayüzü ile, bizim yerimize gören bir kamera bu iki aşamayı tamamlayabilir. Yani ışığı, görüntüyü alıp, elektriksel sinyale çevirip görsel kortekse gönderiyor. Bizim yerimize görüntüyü alıp görsel kortekse gönderen beyin-bilgisayar arayüzleri de var. Beyin dışarı sinyal gönderdiği gibi dışarıdan da beyne işleyecek sinyal gönderebiliyorsunuz yani. Görmeyi de kolaylaştırabilirsiniz. Beynin, göz yerine kamerayla görmesini de sağlayabiliriz. Bunu, görsel kortekste canlandırabilirsiniz.”
Yorum yaz