‘Rusya varlıklarının dondurulması bile baştan sorun’
“Avrupa Birliği ve Batı’nın kurallarına uyarsak ekonominin düzeleceği söylenince gülmekten başka bir şey yapamıyorum. Maalesef öyle diyorlar. Zaten Rus malvarlıklarını dondurmaları bile baştan bir sorun. İçinde yaşadığımız uluslararası sistemde, ülkeler birbirlerine ödeme yaparken birkaç para birimini kullanıyorlar. Bugünkü dünya düzeninde bunların başında ABD doları geliyor. Arkasından Euro vb… Ödemeler bunlarla yapılıyor. Dolayısıyla ülkeler döviz varlıklarını bu paralar cinsinden tutuyor. Ülkelerin döviz varlıklarını tuttukları aşağı yukarı 6-7 tane rezerv var. En büyüğü ABD doları, yüzde 59’luk bir payı var. İkinci, yanılmıyorsam yüzde 20 ile Euro. Ve İngiliz Sterlini, Japon Yeni gibi para birimleri de var ama onlar daha küçük meblağlarda.
Bu arkadaşlar şimdi Rusya’nın elindeki döviz rezervlerine bu Ukrayna işgali sonrasında el koydular. Pardon, öyle demiyorlardı. ‘Dondurdular’. O da biraz kuşkulu değil mi? O tarihlerde Rusya, Ruble değer kaybedince piyasaya birçok müdahale yaptı. Neyle yaptı bunları? O dondurulduğu iddia edilen rezervleri kullanabiliyordu anlaşıldığı kadarıyla. Başka türlü nasıl satabilecek? Ruble yukarı çıktı. Demek ki dondurulduğu söylenen malvarlıklarının tamamını donduramamışlar.”
‘Rusya’ya bu yapılırsa, Türkiye’ye yapılmaz mı? Nereden bileceğiz?’
“Şimdi malvarlığını dondurmak başka şey, el koymak bambaşka bir şey. Ukrayna’ya da bir 50-60 milyar dolar bir yardım sağlamak istiyorlar. Bunun yaklaşık üçte ikisini borç olarak verecekler, kalanı da hibe olacak. Bunu yaparken de Rusya’nın dondurulmuş varlıklarına el koymak niyetlerini dile getirdiler. Bu bizim ülkemizde ‘Aman biz de kurallara uyarsak para gelir’ diyen arkadaşların dediğinin tersi, değil mi? Yapılmaması gereken bir hamle. Bir kere böyle bir şey yapmak için uluslararası bir yasal düzen yok. O zaman ne olacak? Bu rezervlerin olduğu mesela G-7 ülkeleri var. Anlaşıldığı kadarıyla 210 milyar dolarlık bir kısım Avrupa’da duruyor. 190 milyarlık kısmı Brüksel’de. Euroclear diye bir takas kurumu var, orada. Başka bir şey daha görüyoruz. Ruslar aptal değil. Ellerinde tuttukları rezerv varlıkların önemli kısmı dolar olmayan varlıklardaydı. Başta euro geliyor.
Şimdi bir zamanlar euro için doların rezerv paralığını tehdit edecek deniyordu. Şimdi bu kadar büyük meblağda rezervlere el koyar ve çalarsanız, dünyanın gerisi sizin paranızı rezerv olarak tutmayı ne kadar sürdürür? Bir takım kuşkular uyanmaz mı? Rusya’ya bu yapılırsa, Türkiye’ye yapılmaz mı? Nereden bileceğiz?”
‘Avrupalılar böyle bir şey yaparsa, kendi bacaklarına kurşun sıkmış olurlar’
“Bu gibi olaylar, herhangi bir paranın dünya rezerv parası olmaktan çıkmasını birkaç günde gerçekleştirecek olaylar değil. Çok daha uzun vadelere yayılıyor. Tarihe bakalım... Bundan önce mesela Hollanda parası, arkasından Fransız parası, ardından İngiliz parası sonra Amerika parası. Ama bunlar 80 ile 100 yıllık dönemlerde rezerv parası olmuş birimler. Sonunda rezerv parası olmaktan çıkıyorlar ama hangi anlamda çıkıyorlar? Hep baskın rezerv parası olmaktan çıkıyorlar. Mesela 1920’lerde, ABD doları, İngiliz sterlininin önüne geçti. Ama bu, sterlini rezerv para olmaktan çıkartmadı. Hala bugün bile önemli bir yeri var. Anladığım kadarıyla Rusların döviz rezervlerinin ciddi bir kısmı da sterlin; 30-40 milyar civarında.
Yani dolayısıyla yarın, öbür gün, bir ay sonra uluslararası para sisteminde büyük bir değişiklik beklemiyorum. Ancak zaman içerisinde dünya, kendisine bir başka çözüm bulacaktır. Bugünkü dünya parasal sistemi gidecek, yerine başka bir sistem gelecek. Belki birkaç sistem bir arada olacak. Ama henüz oraya gelmedik. Fakat öte yandan Avrupalılar böyle bir şey yaparsa, Euro’nun geleceğini karatmış oluyorlar. Kendi bacaklarına kurşun sıkmış olurlar. Bir de bizim arkadaşlarımızın iddia ettiği yasalara uyulmamış olacak.”
‘Bizim iktisatçılarımız bu duruma ne diyecek? Merakla bekliyorum’
“Böyle bir şey yapılırsa ülkemizdeki iktisatçıların neler diyeceğini hep beraber göreceğiz. Ama Avrupalılar böyle bir şey yapacak gibi duruyor. Bir takım ülkelere parayı karşılıksız veriyorlar. Avrupa’nın Ukrayna’ya söz verdiği 50 milyar Euro’nun üçte ikisini, aşağı yukarı 32 milyarını düşük faizli kredi olacak verecekler. Kalanı da hibe olacak. Bu hibe kısmında anladığım kadarıyla Ruslardan alınan varlıklarının en azından faiz gelirlerinin kullanılması gibi iddialar var. O hesaplardan anladığım kadarıyla üç milyar Euro faiz elde etmişler.
Bu geliri başkasına vermek hırsızlık demek olur. Tamam dondurdun, o bile ayrıca tartışılır ama el koymak başka bir şey. Sen başkasına ait bir geliri alıp Ukrayna’ya verirsen bu sistemin mantığına aykırı olur. Bu sistemin özel mülkiyete saygı göstermesi icap ediyor. Senin mi bu dondurduğun malvarlıkları? Değil. Bir başkasının. Hani sen mülkiyete saygılıydın? Olur mu öyle? Hem sistemin mantığına aykırı bu hem de yasal değil. Bunu uluslararası mahkemede görüşmek de mümkün değil. Bunu yaptıklarında Rusya gidip nerede dava açacak? Var mı öyle bir mahkeme? Sonuçta gidip teker teker ülkelerin kendi sistemler içinde dava açması gerekir. O vakit bu işleri yapan ülkeleri de bağlamaya başlar bu kriz. Sisteme ters.
Bizim ‘Özel mülkiyete saygı gösterelim, hukuk kurallarına uyalım, yapısal reform yapalım’ diyen iktisatçılarımız bu duruma ne diyecek, merakla bekliyorum.”
‘Hindistan’ı BRICS’e çomak sokmak için kullanıyorlar’
“BRICS hikayesi var. Kendi paralarını yaratabilmeleri için BRICS ülkelerinin ortak hareket etmesi icab eder. En büyükleri de Rusya ve Çin. Diğer önemli üye de Hindistan. Hindistan dünyanın sanıyorum dördüncü, belki beşinci en büyük ekonomisi. 2027’de üçüncü olacağı iddiaları var. Dolayısıyla Batı, Hindistan’ı kendi tarafına çekip, rezerv paralarına bağımlı kılmak için adımlar atıyor. Mesela geçen eylül ayında J.P. Morgan, Hindistan tahvillerini küresel tahvil endeksine almaya karar verdi. Rusları çıkarmışlardı. Önümüzdeki hazirana kadar da bu iş gerçekleşecek. Hindistan tahvilleri o endeksin yüzde 10’u olacak. Bir sürü yatırımcı da o endekslere pahalı yatırımlar yaptığından, Hindistan endeksleri yüzde 10’a çıkınca, portföylerindeki yatırım tahminleri de artacak. ABD’den Avrupa’dan yüklü miktarda para gelecek. O paralar da Hindistan’ın merkez bankasında rezerv olarak birikecek.
Yani bir şekilde Hindistan’ı kendi taraflarına çekip, dolara ve euro’ya bağımlı kılmak gibi bir strateji güdüyorlar. Yalnızca J.P. Morgan değil. 8 Ocak’ta Bloomberg de katıldı. Hindistan tahvillerini indekse alacaklarını söyledi. Sırada bir tek FTSE Russell kaldı. O da İngilizlerin. O endekse de girerler. Zaten FTSE Russell da Hindistan tahvilleri ile ilgilendiklerini söylemişti, Hindistan tahvilleri ve takas konuları Hint yasalarına tabi olduğu için değiştirilmesini istemişti. Hindistan olmaz demişti. Ama FTSE Russell da gelirse, dünyanın en büyük üç tahvil endeksine Hindistan’ı sokuyorlar. Hindistan’a bir sürü döviz gelecek. Batı paralarına bağımlı hale gelirse Hindistan, o zaman BRICS içerisinde aykırı hareketlere nasıl ortak olacak?”