Aşırı sağcı ve popülist Almanya için Alternatif (AfD) Partisi Eş Genel Başkanı Alice Weidel'in 'iktidara gelmeleri halinde ülkenin Avrupa Birliği'nden (AB) çıkması (Dexit) için referandum' sözü, giderek halkın güvenini kaybeden mevcut Almanya Başbakanı Olaf Scholz’u korkuturken, Sputnik’in kamuya açık verilere dayanarak yaptığı hesaplamaya göre, Almanya'nın AB’den çıkması, birliği toplam bütçenin beşte birinden mahrum bırakacak.
Genel olarak Avrupa'da yükselişe geçen aşırı sağın Avrupa Birliği'nin lokomotifi olarak nitelendirilen Almanya’daki temsilcisi AfD’nin iktidara gelmesi halinde ülkede DE-EXIT sürecinin başlatılması, ülke ekonomisi üzerinde de olumsuz bir etki yaratacak.
Tahminlere göre Almanya’nın, AB’den ayrılması halinde gayri safi yurtiçi hasılasındaki (GSYH) doğrudan kayıpların en az 227 milyar Euro’ya ulaşabileceği, bununla birlikte işgücü kaynaklarının ülkeden çıkışının yüzde 8 olabileceği öngörülüyor.
Ocak ayının başlarında, halihazırda Almanya'nın en popüler partilerinden biri olan AfD’nin lideri Alice Weidel, partinin iktidara gelmesi halinde AB üyeliği konusunda Brexit tarzı bir referandumu zorlayacağını vurgularken, İngiltere'nin bloktan ayrılmasını "kesinlikle doğru" bir karar olarak nitelendirdi.
AB'yi besleyen ülke
Bununla birlikte Almanya'nın AB'den çıkmasının her şeyden önce birliğin bütçesi için önemli bir darbe olacağı da bilinirken, zira AB'deki tüm yatırımların beşte birinin Almanya'ya ait olduğu gözlemleniyor.
AB’nin paylaştığı istatistik verilerine göre, 2024 yılı için AB bütçesinin tahmini hacmi 143 milyar Euro olarak gözükürken bunun 137 milyar eurosu birliği üye ülkelerinin doğrudan yatırımları olarak sağlanıyor.
Aynı zamanda Almanya'nın 30.3 milyar Euro ile birliğe en fazla yatırım yapan ülkesi olduğu kaydedilirken, ülkenin yatırımlarının birliğin toplam bütçesinin yüzde 21.2 sini oluşturduğu vurgulanıyor.
AB bütçesini besleyen lider Almanya'yı 23.5 milyar Euro ile Fransa, 17 milyar Euro ile İtalya ve 12.7 milyar Euro ile İtalya takip ediyor.
Öte yandan Almanya'nın AB'den olası çıkışının, birlik bütçesinin faydalanıcıları diğer üye devletlere de zarar vereceği bilinirken, bu ülkelerin bütçeden aldıklarından daha az katkıda bulunması ekonomik sistemde aksaklıklara yol açacak.
Son AB verilerine göre birliğin en büyük faydalanıcısı, 2022 yılında AB bütçesine yaptığı katkıdan 16.6 milyar Euro daha fazlasını alan Polonya olurken, ikinci sırada sağladığı faydası katkısından 13 milyar Euro fazla olan İspanya, üçüncü sırada ise İtalya (8.4 milyar Euro) geliyor.
Almanya'nın AB bütçesine katkısı ise kendi ihtiyaçlarının yanı sıra AB'nin bu üç ülkeye yaptığı harcamaların yüzde 60'ını karşılayabiliyor.
Dexit sonrası Almanya'nın ticaret hacimlerinin de önemli ölçüde etkileneceği öngörülüyor.
İçerisinde insanların, malların, hizmetlerin ve sermayenin serbestçe hareket etmesini sağlayan tek ve müşterek pazara sahip olan AB ile Almanya arasındaki karşılıklı ticarete, Dexit ile birlikte gümrük vergilerinin getirilmesi de dahil olmak üzere idari engeller eşlik edecekken, Almanya ile birliğin geri kalanı arasındaki ticarette oldukça güçlü karşılıklı bağımlılık sona erebilir.
2023 yılı sonunda Almanya, AB'den 739 milyar Euro değerinde mal ithal eden Almanya, toplam ithalatının yüzde 65'ini birlik içerisinden sağlıyor.
İşgücü konusunun da Dexit sonrası daha karmaşık hale gelebileceğini vurgulayan uzmanlar, zira daha önce Almanya'da herhangi bir engelle karşılaşmadan çalışmaya gelen kişilerin Dexit sonrası vize ve çalışma izni için başvurmak zorunda kalacağı, bu durumun da ülkenin işgücü çekiciliğini sona erdireceği tahmin ediliyor.
İngiltere, Brexit dalgasıyla AB'den ayrıldıktan sonra düşük vasıflı ancak ihtiyaç duyulan işgücünün girişini azaltan puan tabanlı bir göç sistemi getirirken, Avrupa Reform Merkezi'ne göre Haziran 2022 itibariyle İngiltere’de 300 binden fazla işçi açığı bulunuyordu.
Almanya örneğinde de istihdam edilenlerin neredeyse yüzde 8'inin risk altında olması beklenirken, 2022 verilerine göre, Almanya'da istihdam edilen 36.6 milyon kişinin 2.8 milyonu, ya da yüzde 7.65'i diğer AB ülkelerinin vatandaşı olarak çalışma hayatını sürdürüyor.
Almanya, doğrudan yabancı yatırımlar için Avrupa'da en çok rağbet gören ülke olmaya da devam ederken, son verilere göre, diğer AB ülkelerinin Alman ekonomisine yaptığı net doğrudan yatırım, bir önceki yıl 43.8 milyar Euro iken, 2022 yılında 9.2 milyar Euro’ya ulaşmıştı.
Almanya'nın AB’den olası çıkışının GSYH üzerindeki doğrudan etkisini şu anda değerlendirmenin mümkün olmadığına dikkat çeken uzmanlar, ancak Avrupa Reform Merkezi'nin tahminlerine göre Brexit'in ardından İngiliz ekonomisinin hacim olarak yüzde 5.5 daha kaybettiğini hatırlatıyor.
İngiliz ekonomisinin AB'ye Alman ekonomisinden daha az entegre olduğu gerçeğinin göz ardı edilmesi durumunda, olası bir Dexit’in Almanya'ya doğrudan GSYH kaybı 227 milyar Euro’ya ulaşabilecek.
Uzmanlar, Almanya'nın tüm Avrupa Birliği'nin GSYH'sinin dörtte birini oluşturduğuna da vurgu yaparken, aynı zamanda Almanya’nın Avrupa'nın başlıca ihracatçısı ve AB bütçesinin ana bağışçısı olduğunun, birliğin otomobil endüstrisi gibi birçok üretim zincirinin bu ülke sayesinde var olduğunun altını çiziyor.