Edebiyata şiirle değil romanlar ile ısındığını belirten Saraç, öykü yazmanın disiplin gerektirdiğinden bahsetti:
“Edebiyatı sevmeye şiirle başladım diyemem. Edebiyatla ilk temasım romanlar üzerinden olduğundan kafamda hep roman yazmak vardı. Bir süre sonra öykü yazmaya yöneldim. Öykü yazmak da tıpkı roman yazmak gibi disiplin gerektiren bir şey; onun da bir matematiği var. Öykünün romana göre daha kolay olduğunu söyleyemeyiz.”
Bir roman yazmayı da planladığını ifade eden Ahmet Erkam Saraç henüz bu projesine başlamadığını, sıradaki kitabının yine bir öykü kitabı olacağını söyledi:
“Kafamda birkaç roman fikri var eğer zaman ayırabilirsem roman yazacağım. Fakat yeni kitabım yine öykü kitabı olacak”
Cesur bir ilk kitap
Ahmet Erkam Saraç, içerisinde hayatın nefes alıp verdiği öyküler yazıyor. Yanı başımızdaki kırgın ailelerin, toksik ilişkilerin, yalnız bırakılmış çocukların, yeri doldurulamaz kayıpların bataklarını anlatıyor. Bazılarının çıkmak için çabalarken daha da gömüldüğü, bazılarının dibe vardığını bile fark etmediği bataklar bunlar. Battığımız Bataklar, acının farklı yüzlerini, hiçbir filtreden geçirmeden, saklamadan, olabildiğince somut halleriyle karşımıza çıkaran, cesur bir ilk kitap.