Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Zaharova, Sırp Politika gazetesine demecinde Almanya’nın Balkanlar'da ABD tarafından belirlenen askeri çatışmaları kışkırtma görevini yerine getirdiğini söyledi.
Zaharova, “Bugün Almanya'nın Balkanlar'da, aslına bakılırsa başka yerlerde de kendi hedefleri olduğundan bahsetmek büyük abartı olur. Yalnızca egemenliği ve kendi dış politikası olanların kendi dış politika hedefleri olabilir. Modern Almanya'da ne biri ne de diğeri var. Avrupa'daki Amerikan uyduları arasındaki rol dağılımı bağlamında Washington açısından bakıldığında Almanlar, Balkanlar'da askeri çatışmaları kışkırtma konusundaki zengin deneyime sahip olup bölgenin ‘Batılı küratörü’ olma konusunda iyi bir iş çıkarıyorlar” diye konuştu.
‘Almanya'nın iki dünya savaşını başlatmak için bahaneler ararken bunları Balkanlar'da bulduğunu’ hatırlatan Zaharova, “Almanlar zaten hem Yugoslavya'nın çöküşünde hem de orada kanlı bir çatışmanın kışkırtılmasında rol üstlenerek, 20. yüzyılda bu bölgede oldukça fazla iz bıraktı” ifadelerini kullandı.
Almanya'nın Balkanlar'daki modern yıkıcı politikasına örnek olarak Bosna-Hersek ve Sırbistan'daki durumu gösteren Sözcü, “Bosna-Hersek'te son iki buçuk yıldır yaşananlar, Batılı ülkelerin sömürge politikalarının yeniden canlandırılmasıdır. Onların çabaları sayesinde Bosna-Hersek aslında himaye altında bir ülkeye dönüştürüldü, egemenliği dış aktörlerin belirlediği bir çerçeveye sıkıştırıldı. Bunların arasında elbette Berlin de önemli rol oynuyor ve herkesin ‘parlak bir Avrupa-Atlantik geleceğinden’ başka bir alternatif olmadığına ikna olmadığı Balkanlar'ı idare etmeye çalışmakla açıkça ilgileniyor” vurgusunu yaptı.
Komşu Sırbistan'a gelince, orada da ‘Batı’nın Sırbistan'ı egemenliğinden ve kalkınma vektörünü kendi takdirine göre belirleme hakkından mahrum etmek amacıyla uzun süredir ve sistemli bir şekilde Sırbistan'a karşı ‘yıkıcı’ faaliyetlerini yürüttüğüne dikkat çeken Zaharova, “Belgrad, Rusya'nın ‘iptali’ kültüne katılmaya ve temel ulusal çıkarlarından vazgeçmeye zorlanıyor” dedi ve Kosova faktörünün bu bağlamda Sırbistan’a karşı bir baskı aracına dönüştürüldüğünü sözlerine ekledi.