İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Yemen’e saldırılarda orantısız güç kullanıldığı yönündeki sözlerine katılmadığını açıkladı. Daha önce Erdoğan, Batı’nın Kızıldeniz’i ‘kan gölüne’ çevirmeye çalıştığını dile getirmişti.
Rusya Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Direktör Danışmanı Vladimir Fitin, Sputnik’e açıklamasında, Yemen’deki durumu ve Türkiye ile İngiltere ve ABD’nin duruşları arasındaki farkı değerlendirdi.
Türkiye’nin Yemen meselesinde bağımsız tavır aldığını söyleyen Fitin, bu konuyla ilgili şu değerlendirmede bulundu:
“Ankara uzun yıllardır dünyadaki çeşitli çatışmalara ilişkin tutarlı ve bağımsız duruş sergiliyor ve bu duruşun dile getirilmesi önemli. Türkiye, Filistin’i de destekliyor ve ABD’nin görüşlerine aykırı olmasına rağmen İsrail saldırılarına karşı çıkıyor. Artık Türkiye, Amerikalıların ve onların uydularının tam tersi bir duruş alıyor. Elbette Washington bundan hoşlanmıyor.”
Yemen’deki çatışmanın tüm taraflarının henüz güç sahibi olduğunu ve saldırıların devam edeceğini söyleyen Fitin, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bir yandan, Yemen bölgenin en güçlü ülkesi değil ve tek değil. Diğer yandan da Husiler, ülkenin kuzey kısmını, Kızıl Deniz’deki önemli liman olan Hüdeyde’yi kontrol ediyor. Ayrıca ülkedeki rakipler üzerinde üstünlüğe sahip, buna eski başkent Aden’deki hükümet de dahil. Elbette, ABD’nin bombardımanının verdiği zarar artık çok büyük, ama Husiler henüz güce sahip. Üstelik ülkede genel seferberlik uyguladılar. Yani her iki taraf saldırıları sürdürecek.”
Uzman, ABD’lilerin Yemen’de sadece Husileri katletmediğini, aynı zamanda bölgenin diğer Müslüman ülkelerine de gözdağı verdiğini kaydetti:
“ABD ve İngiltere’nin bu çatışmayı büyük bir savaşa dönüştürmesi ihtimali pek küçük, ama hedeflerine ulaşmak için çalışacaklar. Amaçları, gemilerinin Süveyş Kanalı’ndan geçişini güvenli yapmak, ama bu tek hedef değil. Önemli görevlerinden biri, bölgede patron ve hakiminin kim olduğunu göstermek. Arap ülkelerinin büyük kısmının Filistin’e destek vererek İsrail’e karşı birleştiği bir ortamda, belli ki Amerikalılar onları yıldırmak ve koalisyon kurmalarına engel olmak istiyor. Bu çatışmadaki gelişmeler büyük ölçüde Gazze’deki duruma bağlı olacak.”