Hindistan’da on iki yıl boyunca edindiği bilgilerle insanlara yardımcı olduğunu söyleyen Küçükaksu, şu ifadeleri kullandı:
“12 yıl boyunca Hindistan’da edindiğim bilgi ve becerilerle insanlara yardımcı olmak, kişilerin farkındalık seviyelerini yükseltmek ve daha mutlu bir yaşamın mümkün olabileceğini anlatabilmek için eğitimler veriyorum. Bu eğitimlerimde Hindistan’da, Güney Amerika ve Amazon Ormanları’nda edindiğim Şamanizm’in şifa kültürlerini, âdetlerini, törenlerini ve inançlarını, tasavvuf felsefesini ve dinimizde yeri olan bilgilerle tekâmül tekniklerini anlatıyor ve uygulamalarımda kullanıyorum.”
İnsanların kendi kendilerine çok fazla yalan söylediğini vurgulayan Küçükaksu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kendimize çok yalan söylüyoruz. O kadar güzel kapatıyordu ki her şeyi. İçeride bizi biz yapan o kadar çok şey var ki biz sadece bir tarafımızı kucaklayıp diğer tarafımızı kabullenmiyoruz, sanki bize ait değilmiş gibi davranıyoruz. Bu da içeride çatışma yaratıyor. Bu çatışma bütün zihnimize yayıldığında hayatımız da mutlu ve muhteşem geçmiyor.”
Tuba Küçükaksu, konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi:
“Kimseye akıl verip şunu yapın bunu yapın diyemem. Olduğum kişiden ve yaşadığım hayattan memnun olmadığım için bir yolculuğa çıktım. Nereye varacağımı bilmeden yollara düştüm. Nelerle karşılaşacağımı, yüzleşeceğim canavarları hayal dahi etmeden... O yüzden kimseye akıl veremem. Ama sabahları uyandığında yataktan kalkmak için sizi mutlu edecek nedenler yoksa, gittiğiniz her yerde kendinizi kopuk ve yabancı hissediyorsanız içinizde sürekli bir yarım kalmışlık, bir eksiklik tanımlıyorsanız sizin de zamanınız gelmiş demektir. Aslında siz de bir arayış içindesiniz ama ya kendinize karşı dürüst değilsiniz ya da yola çıkıp tüm yaşamınızı ve kendinizi değiştirecek kadar cesur değilsiniz”