11 Ocak’ı 12 Ocak'a bağlayan gecede ABD'nin Akdeniz'deki savaş gemilerinden fırlatılan Tomahawk füzeleri ile savaş uçakları Yemen'in başkenti Sana ve Husilerin Kızıldeniz'deki kalesi Hudeyde'de 12'den fazla noktayı hedef aldı. İngiltere'ye ait dört Tayfun jeti de Güney Kıbrıs'taki Ağrotur üssünden havalandı. İki Husi hedefini vurdu. Saldırılara Avustralya, Bahreyn, Kanada ve Hollanda da destek verdi.
Saldırı sonrasında ABD Başkanı Biden saldırıdan sonra, "Gerekirse daha fazla önlem almaktan çekinmem" ifadelerini kullanırken, İngiltere Başbakanı Rishi Sunak da "Sınırlı, gerekli ve orantılı eylemlerde bulunduk" açıklamasını yaptı.
ABD ve İngiltere’nin Yemen’e yönelik saldırılarını Sputnik’e değerlendiren AVİM Kıdemli Analisti Dr. Turgut Kerem Tuncel şunları söyledi:
“Geçtiğimiz Ekim ayında Hamas-İsrail Savaşı’nın patlat vermesinden sonra Yemen’deki İran destekli Husilerin Kızıl Deniz’de seyreden gemilere saldırılar düzelmeye başladı. 11 Ocak’ı 12 Ocak'a bağlayan gece ise ABD ve İngiltere Husi hedeflerine hava saldırısı düzenledi. Husilerin seyrüsefer güvenliğini tehdit eden saldırılarının uluslararası hukukta bir yeri yoktur. Bunun yanında, ABD ve İngiltere’nin saldırıları da aynı bağlamda sorgulanmayı hak etmektedir”
‘Ortadoğu’da kargaşa ve kaos’
Orta Doğu’nun bir kez daha emperyalist saldırıya hedef olduğunu belirten Tuncel “Bu gelişmeleri bir bağlama oturtmak gerekirse ilk olarak belirtilmesi gereken husus, doğal enerji kaynakları açısından zengin bir bölge olan Orta Doğu’nun, tam da bu nedenden dolayı, yüz yılı aşkın bir süredir emperyalist merkezlerin hedefinde olan bir coğrafya konumunda olduğudur. Bunun neticesi olarak, Orta Doğu’da kargaşa, kaos, terör ve çatışma sarmalı bir türlü aşılamıyor. Bu durum bölgedeki insani ve diğer gelişim dinamiklerini olumsuz yönde etkiliyor. Orta Doğu halkları, emperyalizmin kurbanı olmaya devam ediyor” ifadelerini kullandı.
Batı’nın iki yüzlü tavrı’
Batı’nın liberal değerlerinin içi boş olduğunun Orta Doğu’da görüldüğünü ifade eden Dr. Turgut Kerem Tuncel açıklamalarına şu sözler ile devam etti:
“İkinci olarak, Kızıldeniz ve Yemen’de yaşananların Hamas-İsrail Savaşıyla bağlantısına değinmiştik. Aslında bu korkunç savaş bize bir kez daha ABD ve ABD önderliğindeki Kollektif Batı’nın liberal değerler, uluslararası hukuk, kurallara dayalı küresel düzen gibi söylemlerinin içinin ne kadar boş olduğunu göstermiş oldu. Batı dışı dünyaya hemen her gün bu kavramlar hakkında nutuk çekmeyi adet edinmiş olan Batı, ne yazık ki, Gazze’de gerçekleştirilen insanlığa karşı suçlar ve uluslararası hukuk ihlallerine karşı sessiz kalmakta, dahası bunların gerçekleştirilmesine dolaylı destek vermektedir. Batı’nın bu ikiyüzlü tavrı artık saklanamaz bir hal almıştır. Batı, sürekli vaaz ettiği değerleri, ancak kendi çıkarlarına hizmet ettiği yere kadar sahip çıkmaktadır. Bu durum, bir yandan ABD hegemonyasının gitgide erozyona uğraması sonucunu yaratırken diğer yandan anti-sistemik, radikal, militan ideoloji ve hareketlere meşruiyet kazandırmaktadır.”
‘HODAK Projesi kısa-orta vadede gerçekçi değil’
Bazı verilere göre denizler üzerinden yürütülen küresel ticaretin yüzde 10’luk bir kısmı Kızıldeniz üzerinden yürütülmekte olduğunu ve bu bölgede yaşanan gelişmelere bu açıdan da değerlendirilmesi gerektiğini belirten Dr.Tuncel “Bilindiği üzere, küresel jeopolitiğin en önemli meselelerinden biri küresel ticaret hatlarıdır. Bu hatların geçeceği güzergâhlar üzerinde farklı aktörlerin müdahil olduğu kıyasıya bir rekabet yaşanmaktadır. Bu bağlamda Türkiye, Çin’i, Orta Asya, Güney Kafkasya ve Türkiye üzerinden Avrupa'ya bağlayacak olan “Orta Koridor”u desteklemektedir. Buna karşın, Orta Koridor’u önemsizleştirecek bir takım ulaşım hattı projeleri de ABD ve diğer bazı aktörler tarafından gündeme getirilmektedir. Bunlardan gündeme en son geleni Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru’dur (HODAK). HODAK, Orta Koridor’u önemsizleştirmesinin yanında Türkiye’yi dışarıda bırakmaktadır. Bu nedenle Türkiye'nin uzun vadeli stratejik çıkarlarıyla çelişmektedir. Orta Doğu’da yaşanan son gelişmeler, HODAK vb. projelerin kısa-orta vadede gerçekçi olmadıklarını göstermesi açısından önemlidir” sözlerini kullandı.