‘E-ticarete başlayacağız’
“E-ticarete başlayacağız. Bir haftaya kadar bunu kamuoyu ile paylaşacağız, lansmanını yapacağız. Hatay’daki beş bin işyeri sahibi; kooperatif, eski kurmuş, yeni kurmuş kim varsa 1 yıl bunlardan komisyon almadan ‘Oturduğun yerden al, Hatay’dan al’ sloganı ile e-ticaret yapacağız. Bunun dışında da tüm Türkiye’de dezavantajlı kadınlar ve 1 yıl öncesine kadar iş yeri açmış gençlere de buradan 1 yıl boyunca bedava dükkan vereceğiz. Bunların hepsi çalışarak oluyor. Diğer deprem bölgeleri için onlar da ‘Maraş’tan al, Adıyaman’dan al’ diyecekler. Ama bizim e-ticaret kapsamımız içerisinde olacaklar.”
‘Seçilirsem Hatay’ı siyaset üstü yöneteceğim’
”Öncelik olarak Hatay’ın tekrar yapılaşması, giden insanlarımızın tekrar Hatay’a gelmesi, eğitim, iş yeri ve insanların sağlıklı kalacakları evler. Bütün bunlar çok önemli. Bunu yaparken dünya standartlarında bir şehir yapmanız gerekiyor. Bundan sonraki yeniliklere de açık bir şehir yapmanız gerekiyor. Enerji, hava kirliliği, trafik… Tüm bunları çok iyi düşünmeniz gerekiyor. Biz olabildiğince Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız ile de temas halindeyiz. Biz bizdeki bilgileri onlarla paylaşıyoruz, onlar bizimle paylaşıyorlar. Yani büyük bir deprem yaşadık. El birliğiyle insanlarımızı tekrardan hayata bağlanacak noktaya gelmesini sağlamak lazım. Burada ben ilk dakikalardan itibaren hiç siyaset yapmadım. Çünkü deprem üzerine siyaset yapmak da hoş olmaz. Bizim kültürümüz, inancımız bununla bağdaşmaz. Hatay’ı siyaset üstü yönetmemiz lazım. Çünkü Hataylının birinci derdi bütün bu sıkıntılardan bir anca önce kurtulmak. Hamasetle, siyasetle kurtulamayız. Çalışmak ve üretmekle kurtuluruz.”
‘Yapılaşmada hataya izin vermeyeceğiz’
“Planlamayı tekrardan yapmak gerekiyor. İnşaatlarda betonun prizlenmesi diye bir şey var. 28 gün devamlı gölgede sulamanız gerekiyor. Eğer prizlenme döneminde 3-4-5 gibi artçı depremler olursa bu prizlenme olayını sekteye uğratıyor ve siz maalesef sakat bir bina yapmaya başlıyorsunuz. Bu hem temelde hem kolon-kiriş bağlantılarında sağlamlık derecesinin düşmesine sebep olan bir şey. Bu nedenle bilim adamları ‘ilk 1 yıl içerisinde temel atmayın, beton dökmeyin’ diyor. Biz de bilim adamlarının bize bu söylediği bilimsel gerçekler doğrultusunda planlama yaptık. Hem Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız, bir taraftan bizler Hatay’ı tekrar ayağa kaldıracağız. Ama bu ayağa kaldırma işini çok sağlıklı yapmamız lazım. Bunun için de bilimsel yöntemlerle çalışıp, planı, programı uzun dönem için yapmak ve tekrar olacak depremlere karşı insanlarımızın can ve mal kaybını önlemek istiyoruz.”
‘Yüzde 40-45 narenciye dalında kaldı, üretici desteklenmeli’
“Mazot bu kadar pahalı olunca insanlar 1 liraya satamadı mandalinasını, portakalını. Bu sene yaklaşık yüzde 40-45’i dalında kaldı bizim buradaki narenciye sektörünün. Hiç satamayan insanlarımız var. Zarar etmeyi bırakın iflas edenler var. Narenciyenin bakım masrafı var, işçilik maliyeti var. Tarımda gelinen nokta gerçekten de üzücü. Böyle olursa çiftçi toprağını satacak, şehre göçecek. Bu da toprağın el değiştirmesine neden olacak. Özellikle Hatay gibi yerlerde toprağın el değiştirmesi birçok riske gebe.”
‘Hatay GAP’a dâhil edilmeli’
“Ben GAP’a bizi dâhil edin dedim. Çünkü şu anda 9 şehir GAP’a dâhil. GAP’a dâhil ettiğiniz zaman şu anda Türkiye’de yatırım programlarının yüzde 10-11’i GAP aracılığıyla 9 tane şehrimize gidiyor. GAP’ta sadece sulama suyu söz konusu değil. Teknolojik yatırım, sanayileşme, alt yapı yatırımları, içme suyu, sulama suyu, eğitim… Birçok konuda yatırım yapabiliyor. GAP’a dâhil ettiğiniz zaman bizim çiftçimiz en azından sulama yaparken enerji ile sulama yapıp da para ödemeden veya çok az bir para ödeyerek sulama yapardı. Bizim yeraltı sularımız da rahatlıkla dolardı. Şu anda derinden su çekip de tarlalarını sulamak zorunda kalan çiftçilerimiz var. Böyle olunca çiftçimiz hiçbir avantaj elde edemedi. Ama birçok çiftçimizin durumu içler acısı.”