Ankara’da yaşayan evli ve 2 çocuk babası Bekar, 18 yaşından beri inşaatlarda çalışıyor.
İnşaat sahalarındaki kule vinç operatörlerine özenen ve kurslara giderek bu mesleğin eğitimini alan Bekar, 13 yıldır yerden yüzlerce metre yükseklikte alın teri döküyor.
Yüksek katlı binaların yapılması için kullanılan kule vinçlere korkusuzca tırmanan ve mesaisini göklerde tamamlayan Bekar, ailesinin geçimi için bütün zorlukları göze alıyor.
Sabah şantiyeye geldiğinde ilk işinin vincin kontrollerini sağlamak olduğunu, tüm güvenlik önlemlerini aldıktan sonra mesaiye başladığını anlatan Bekar, “Baretimizi ve emniyet kemerimizi takıp, iş ayakkabımızı ve reflektör yeleğimizi giymeden işe başlamıyoruz. 140 metre yukarı çıkmamız yarım saatimizi alıyor. 35’inci kata kadar asansörle çıkıp daha sonra bağlantıdan vince geçip 30 metre tırmanıyoruz.” diye konuştu.
'Yalnızlık en zoru'
Bekar, riskli olmasına rağmen mesleğini zevkle, korku ve endişe duymadan büyük dikkatle yaptığını belirtti.
Yüzlerce metre yükseklikte olmasına rağmen aşağıdaki ekiple koordineli şekilde çalıştıklarını belirten Bekar, birbirleriyle telsizle irtibat kurduklarını aktardı.
Yukarıda çalışırken kendisini özgür hissettiğini dile getiren Bekar, yükseklik konusunda hiçbir sorun yaşamadığını, katlar yükseldikçe gözünün o yüksekliğe alıştığını söyledi.
Mesaisinin tamamını daracık bir kabinde yalnız başına geçirdiğini anlatan Bekar, “Mesleğimizin en zor bölümü yalnızlık çünkü yukarıda tek başımıza çalışıyoruz. Bazen zaman geçsin diye bir türkü söylüyoruz, bazen aşağıdakilerle birbirimize bağırıp gülüyoruz, bazen de vincin ucundaki kancayla birbirimize çay gönderiyoruz. Konuşabileceğin, beraber çay içebileceğin kimse yok, sıkılıyorsun.” dedi.
'İn-çık yapamıyoruz'
Bekar, yukarıda çalışmanın en zor tarafının tuvalet ihtiyacını giderme olduğunu belirterek, “Yemeğimizi, meyvemizi yanımızda getiriyoruz. İn, çık yapamıyoruz. Tuvalet gibi acil ihtiyaçlar konusunda kendimizi zorluyoruz, bir süre sonra metabolizmamız da alışıyor. Çok zorlanmadığımız sürece aşağı inmiyoruz.” ifadelerini kullandı.
Yükseklik korkusu olmasa bile bu mesleğin herkes tarafından yapılamayacağını vurgulayan Bekar, iş güvenliğini her şeyden üstün tuttuklarını, 6 ayda bir periyodik muayeneden geçtiklerinin altını çizdi.
“Yazın güneş, kışın kar değil bizi en çok rüzgar etkiliyor. Kabine ani rüzgar vurunca hakimiyeti tam sağlayamıyoruz, çalışmayı durduruyoruz. Yağmur yağar aşağıdaki ekipler çekilir ama biz çalışmaya devam ederiz. Çalıştığımız şantiye Ankara’nın en yüksek noktalarından, bu yüzden fazlaca sise maruz kalıyoruz. Eğer görüş mesafemiz yoksa çalışmıyoruz. Yazın sıcak demir çok fazla zorlamıyor ama kışın demirler buz tutuyor. Bazen o buzları kırarak yukarı çıkarıyoruz. Makine metal olduğu için zaman zaman yük kaldırırken esneyebiliyor, yukarıda beşik gibi sallanıyoruz.”
Engin Bekar, hava şartlarının da kule vinç operatörlerinin çalışmalarını etkilediğini söyleyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
İnşaatın her alanının tehlike barındırdığını belirten Bekar, “Ailemiz sürekli endişe içinde uyanıp hemen arıyorlar. Mesai saati biraz geçsin hemen arıyorlar. Alt katlarda telefon çekmeyince tedirgin oluyorlar.” dedi.