Uluslararası Adalet Divanı, devletler arasındaki anlaşmazlıkları ele almak üzere 1945 yılında kurulan en yüksek Birleşmiş Milletler hukuk organıdır.
Uluslararası Adalet Divanı'nın 15 yargıçtan oluşan heyeti -İsrail davasında her iki taraftan birer yargıç daha eklenecek- sınır anlaşmazlıkları ve devletlerin kendi aralarında imzaladıkları BM antlaşma yükümlülüklerini ihlal etmekle suçladıkları davalarla ilgileniyor.
1948 Soykırım Sözleşmesi'ni imzalayan Güney Afrika ve İsrail de Uluslararası Adalet Divanı'na anlaşmayla ilgili anlaşmazlıklar hakkında karar verme yetkisine sahiptir.
Soykırım Sözleşmesi'ni imzalayan tüm devletler sadece soykırım yapmamakla değil, aynı zamanda bunu önlemek ve cezalandırmakla da yükümlüdür. Antlaşma soykırımı 'ulusal, etnik, ırksal ya da dinsel bir grubu kısmen ya da tamamen yok etmek amacıyla işlenen fiiller' olarak tanımlamaktadır.
Soykırım Sözleşmesinin 9. maddesi uyarınca, bir devletin sözleşmenin maddelerini ihlal etmesi durumunda, sözleşmeye taraf herhangi bir devlet, ihlalci devlet aleyhine UAD'de dava açabiliyor.
Uluslararası Adalet Divanı aciliyet gerektiren durumlarda ihtiyati tedbir kararına hükmederek, söz konusu ihlallerin dava süreci sonlanana kadar durdurulmasına hükmedebiliyor.
Güney Afrika'nın açtığı dava
Güney Afrika Cumhuriyeti, 29 Aralık'ta, İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze'de işlediği fiillerle 1948 tarihli BM Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ni ihlal ettiği gerekçesiyle UAD'de dava açarak İsrail için ihtiyati tedbir kararı alınmasını talep etmişti.
84 sayfalık başvurusunda Güney Afrika, İsrail'in Gazze'deki Filistinlileri öldürerek, onlara ciddi zihinsel-bedensel zarar vererek ve fiziksel yıkımlarına yol açacak şekilde hesaplanmış" yaşam koşulları yaratarak onlara karşı soykırım işlediğini dile getirmişti.
"Tüm bu eylemler, soykırımı önlemede başarısız olan ve Soykırım Sözleşmesi'ni açıkça ihlal ederek soykırım işleyen İsrail'e atfedilebilir" ibaresine yer verilen dosyada, İsrail'in sözleşmeyi ihlal ederek kendi yetkilileri tarafından soykırıma teşvik edilmesini de engelleyemediği belirtildi.
Malezya Dışişleri Bakanlığı, Güney Afrika Cumhuriyeti'nin Gazze'deki eylemleri dolayısıyla İsrail aleyhine UAD'de yasal süreç başlatmasına ilişkin açıklama yapmış ve şu açıklamaları kaydetmişti:
İsrail'e karşı hukuki süreç başlatmak, İsrail'in Gazze ve işgal altındaki Filistin'in genelinde yaşanan vahşeti için hukuki yollarla hesap vermesi amacıyla atılan vakitli, somut bir adımdır.
İsrail'in yanıtı
İsrail, Güney Afrika tarafından ortaya atılan iddiayı temelsiz olarak nitelendirmiş ve bir hükümet yetkilisi Güney Afrika'yı 'Yahudilere karşı ölümcül nefreti körüklemeye yönelik asılsız iddialarda' bulunmakla suçlamıştı.
Yine İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog yaptığı açıklamada, Uluslararası Adalet Divanı'nda açılan ve İsrail'i Gazze saldırısında Filistinlilere karşı soykırım yapmakla suçlayan davadan daha 'gaddarca ve mantıksızca bir şey olmadığını' dile getirmişti.
İsrail Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı Tzachi Hanegbi de Güney Afrika'nın, Gazze Şeridi'nde 21 binden fazla Filistinliyi öldüren İsrail hakkında, Uluslararası Adalet Divanı'nda açılan soykırım davasını boykot etmeyeceklerini söylemişti.
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'nun da davaya katılmayacağı ancak mahkemeye kendi adına resmi bir mektup göndereceği belirtilmişti.
İsrail önümüzdeki hafta davasını sunmak üzere mahkemede olacağını söyledi.
Mahkeme süreci
Tamamlanmasının birkaç yıl süreceği belirtilen davanın ilk adımı 11 ve 12 Ocak tarihlerinde gerçekleştirilecek. Geçici tedbirlerin, mahkeme davanın tamamını incelerken anlaşmazlığın daha da kötüye gitmesini önlemek için bir tür kısıtlama emri anlamına geldiği belirtildi.
Uluslararası Adalet Divanı hakimlerinin genellikle bir devletten hukuki ihtilafı daha da kötüleştirebilecek herhangi bir eylemden kaçınmasını istemekten ibaret olan bu tür tedbirleri verirler.
Geçici tedbirler için mahkemenin yalnızca ilk bakışta (prima facie) yargı yetkisine sahip olup olmadığına ve şikayet edilen eylemlerin soykırım anlaşması kapsamına girip girmediğine karar vermesi gerektiğin belirtilirken karar vereceği herhangi bir tedbirin şikayetçi tarafından talep edilen tedbirler olması gerekmediği dile getirildi.
Güney Afrika mahkemeden İsrail'in Gazze'deki askeri eylemlerini askıya almasını, soykırım eylemlerini durdurmasını veya soykırımı önlemek için makul tedbirler almasını ve bu tedbirler hakkında Uluslararası Adalet Divanı'ndan düzenli raporlar sunmasını istedi.
Uluslararası Adalet Divanı kararları nihai olduğu ifade edilirken temyizi olmadığı vurgulandı. Ancak bunları uygulamanın bir yolu olmadığı yalnızca İsrail aleyhine alınması muhtemel bir kararın İsrail'in uluslararası itibarını zedeleyebileceği ve emsal teşkil edebileceği vurgulandı.