‘Güney Afrika değil Müslüman ülkelerden Türkiye dahil bir devletin adım atması beklenirdi’
“Güney Afrika’dan böyle bir şeyi kimse beklemezdi. Ben de şahsen beklemezdim. Bu konuda daha çok yüz milyonlarca nüfuslu Arap ülkelerini düşünürdüm. Kendilerine ‘ümmet’ bile demeyen bu ülkeler hem silahlı hem külahlı. Bol bol silahları var. Paraları bol. Bunların hangisi bir şey yaptı? Müslüman ülkelerden Türkiye dahil bir devletin adım atması beklenirdi.
Türkiye neden adım atmadı? Siyasi sebeplerden olabilir diye düşünüyorum. Ne de olsa yoğun bir ticaret ilişkisi var. Özellikle AKP’ye destek veren birçok şirket, İsrail ile ticaretten müthiş paralar kazanıyor. İsrail’e gemilerle çelik taşınıyor. İsrail’in savaş araçlarına, savaş sanayisine malzeme taşınıyor. Dava açmadılar yani. Sen de dedin ki Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne başvuracaklarmış. Başvur kardeşim, kimi bekliyorsun?”
‘Kim Filistinlileri savunacak?’
“Güney Afrika Apartheid ülkesiydi, bunun acısını çok çekti. Orada soykırıma benzer olaylar da yaşandı. O bakımdan Güney Afrika’nın öne atılışı çok anlamlı. 1948 sözleşmesine dayanarak, Gazze’de bir soykırım olduğuna dair ciddi iddiaları gündeme taşıdılar. Geçen hafta Washington Post’ta bunun ayrıntısına bakmıştım. Çok ciddi iddialar var. Adalet Divanı nasıl karşılar bilmiyoruz tabii. Davanın açılması çok önemli. İsrail’in tepkisine baktım, ‘Zırva, İsrail’e karşı kan davası’ dediler. Farklı bir şey beklemek yanlış olurdu. Kabul edecek halleri yok.
Burada soykırımın hemen bütün unsurları var. Yerinden ediyor, göçe zorluyor, insanları ve çocukları öldürüyor, kasıtlı olarak durmadan cinayet işliyor. Bu, İsrail’in kindar siyasetinin bir parçası. Bu açıdan olayı Filistinlilerin yaşadığı her yeri gasp etmenin bir bahanesi olarak gördüler. Filistinlilere hiçbir gelecek perspektifi sunmadılar. Filistin yönetimindeki topraklara sürekli yerleşimler inşa ediyor ve genişleme politikası izliyorlar. Bütün Filistin’in kendilerine ait olduğunu iddia ediyorlar. Mesela İsrail’in İngiltere Büyükelçisi, atom bombası atılmasını savundu. Kimi İsrailli siyasetçiler, bütün Filistinlilerin yok edilmesini savundu. İktidar ortağı Likud üyeleri, çok daha vahşi söylemlerde bulundu. İsrail giderek bir katil devlete dönüşüyor. Bizim gördüğümüz o.”
‘Hamas’ı yok etme politikası, halkı yok etme politikası olarak sürdürülüyor’
“‘Hamas’ı yok etme’ politikası, halkı yok etme politikası olarak sürdürülüyor. Hamas’ı nasıl yok edecekler? Bunu Amerikalılar bile tartışıyor. ‘Hamas yok edilemez’ diyorlar. Hamas yaşar. Daha vahşi bir şekilde hem de daha sonra teröre başvurabilirler. Bunu ben söylemiyorum. Amerikalı yazarlar dile getiriyor. Durum böyleyken, bu zavallı halkı, İsrail politikasına kurban giden bir halkı savunacak kimse yok orada.
Hizbullah vs. deniliyor ama onlar da öyle bir durumda değiller. İsrail, Lübnan’da Hizbullah liderlerini tek tek avlıyor. Arap dünyasında İsrail’e karşı bir cephe oluşturmak mümkün değil. Çünkü geride ABD var. ABD’nin uçak gemileri, savaş gemileri orada. Öyle bir cephe oluşturmak dünyayı daha da zora sokabileceği için bunu göze almayabilirler. Hiç olmazsa bir birleşik güç olarak ortaya çıkmalarının vakti geldi diye düşünüyorum. Ama bunu yapabilecek yürek yok. Korkudan inlerine çekilmiş durumdalar. Kim Filistinlileri savunacak? Hiçbir hayat, devlet, yaşama perspektifi sunulmayan bir Filistin var. Bu da Hamas’ı özellikle şiddet eylemlerine sürüklüyor, net bir şekilde görüyoruz.”
‘Avrupalıların ikiyüzlülüğünü ve alçaklığını çok net bir şekilde görüyoruz’
‘İsrailli yöneticiler erkekleri ve erkek çocuklarını öldürme çağrısı yaptılar’
“Soykırım biraz tabii ki tartışmalı bir mesele olabilir. Fakat bebekleri ve erkekleri öldürüyorlar. Özellikle erkekleri... İsrailli yöneticiler dile getirdi bunu. Erkekleri ve erkek çocuklarını öldürme çağrısı yaptılar. ‘Onlar, gelecekte Yahudilere karşı savaşacak güçlerdir. Hepsini öldürmemiz lazım’ dediler. İsrail’in cinayet politikasının altında yatan önemli bir konudur bu. Kendileri dile getiriyor. İsrail’i bu konuda durduracak kimse yok.
Antony Blinken gitti, ‘Biz sizin arkanızdayız’ dedi. Biden da diyor ki ‘Ben de siyonistim’. Yahu, ne olursan ol, affedersiniz. Bunun ötesinde Blinken’ın gezilerine bakın. İsrail’i durdurmaya mı çalışıyorlar? Hayır. ‘Bu kadar kitlesel bir şey yapma. Beni de zor duruma düşürüyorsun. Dünyadaki itibarımı zedeliyorsun. Bu yüzden daha az kuvvetle, yok etme odaklı bu işi hallet. Gir-çık, vur-öldür’ diyor. Bu politikanın arkasında tabii ki şu da var: İsrail’in bu saldırısında en çok tepki çeken kadınların, çocukların, sivil halkın öldürülmesi. 23 bin kişiyi aşmış bir cinayet var ortada. Buna soykırım demeyeceğiz de ne diyeceğiz? İsrail’in bu politikasının çektiği tepkiyi hafifletmek istiyor ABD. Yoksa İsrail’in saldırma politikasını engelleme konusunda ben Amerikalı yetkililerden hiçbir şey işitmedim. İsrail de askerlerini çekiyor şimdi.”
‘Lübnan’a yayılsa bile Arap dünyasının yine kılı kıpırdamayacak’
“Lübnan hikayesi var bir de. Lübnan’a yayılır mı savaş? Bu tabii ki de daha korkunç bir şey olur. Yayılsa bile Arap dünyasının yine kılı kıpırdamayacak. Hiç kimse İsrail’e karşı birleşmeyecek. İsrail Lübnan’ı da yerle bir edebilir. İsrail’in bir takım askerlerini geri çekme sebebinin de gerektiğinde Hizbullah’a karşı konuşlandırmak olduğunu düşünüyorum.
Bir de İran meselesi var. İran’ın kendi başına İsrail ile savaşması, şu aşamada mümkün değil. Bu ancak İslam ülkelerinin en azından siyasi ve ekonomik olarak birleşik güç oluşturması durumunda olabilir. Öyle olsa İran’ın katkısı büyük olur. Ama öyle bir şey yok. İran’ın da şu aşamada tek başına İsrail ile savaşması mümkün gözükmüyor. Zaten onlar da öyle bir niyet belli etmiyor. Vekil güçleri ile İsrail’i rahatsız edici birtakım işler yapıyorlar.”