Japonya'da yaşanan 7,6 büyüklüğündeki depremden önce bölgede yaşayan bir kişi canlı yayın esnasında Deprem Uyarı Sistemi'nden bildirim aldı. Bulunduğu binayı 15 saniye içerisinde terk eden kişi uyarı sistemi sayesinde depreme yakalanmadan kendisini dışarı attı.
Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı Kıdemli Danışmanı Dr. Hitoshi Baba, uzun süredir kullanılan sistemin, güçlü sarsıntılar öncesinde uyarı sağlayarak insanlara değerli birkaç saniye kazandırdığını ve depreme bağlı hasarı azalttığını belirtti.
Yıldız Teknik Üniversitesi Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Serbes, telefonlara gelen bu bildirimlerin gerçek bir deprem tahmini olmadığını, bildirimler telefona geldiği sırada aslında depremin gerçeklemiş olduğunu belirtti.
Deprem öncesi gelen bildirimlerin sismik dalgaların algılanmasıyla oluştuğunu kaydeden Prof. Dr. Ahmet Serbes, "Bazı telefonlara 7 ile 20 saniye öncesinden deprem olabileceği bilgisini gönderdi. Bir deprem sırasında depremin merkez üssünden çeşitli türde sismik dalgalar yayılıyor. Temel olarak iki tip dalga var. P dalgası ve S dalgası. P dalgası cisim dalgası, S dalgası yüzey dalgası. P dalgaları çok hızlı yayılıyor fakat biz insanlar olarak bunu algılayamıyoruz; çünkü yıkıcı değil. S dalgaları ise çok daha yavaş yayılıyor ve daha yıkıcı bir etkiye sahip. P dalgaları S dalgalarından yaklaşık 1.7 ile 1.8 kat daha hızlı yayılıyor. Günümüzde akıllı telefonların her birinin içerisinde ivme ölçerler var. İvme ölçerler hareketi, ivmeyi, titreşimleri ve titreşimlerin hızını ölçebilen sensörler. Telefon deprem olabileceğini düşündüğü herhangi bir P dalgası geldiğinde, herhangi bir titreşim algıladığında bunu deprem algılama sunucusuna gönderiyor. Etraftaki birçok telefondan da benzer sinyaller deprem sunucusunda birleştiriliyor. Birleştirildikten sonra birleştirilen bilgilerden depremin merkez üssü ve şiddeti kestiriliyor. Ardından yıkıcı etkisi olan, daha güçlü hissedilen S dalgası bize ulaşmadan önce kullanıcılara bildirim gönderiliyor" dedi ve ekledi:
"İki tür bildirim var; küçük depremler için 'Farkında Ol' uyarısı, büyük depremler için ise 'Önlem Al' uyarısı. Telefonumuz rahatsız etme modunda olsa bile bir deprem olduğunda önlem al bildirisi sesli ve görsel olarak kullanıcıyı uyarıyor zaten. Depremin merkez üssüne bağlı olarak örneğin bu depremde Bursa'dakiler depremden 7 saniye önce bildirim alırken, İstanbul'dakiler 15-20 saniye önce bildirim alıyorlar. Çünkü yıkıcı etkisi olan ve güçlü hissedilen S dalgaları Bursa'ya yaklaşık 6-7 saniyede ulaşırken, İstanbul'a 15-20 saniye sonra ulaştı. Merkez üssünden uzaklaştıkça önlem almak için daha fazla zamanımız oluyor."
Bu soruya Prof. Dr. Serbes, "Bu sistem şu anda Yunanistan, Yeni Zelanda, Kazakistan, Kırgız Cumhuriyeti, Filipinler, Tacikistan, Türkiye, Türkmenistan, Özbekistan ve Pakistan dahil 20'den fazla ülkede kullanılıyor." şeklinde yanıt verirken, şu uyarılarda bulundu:
Kahramanmaraş depremini yaşayan afetzede Buğrahan Çevirici ise, "Şubat'ta gerçekleşen Kahramanmaraş depreminde ben de depremzedeydim. Bu erken uyarı sistemlerinin gelmesi gerçekten iyi bir şey. Çünkü deprem anında özellikle çoğu kişi hazırlıksız yakalandı. Kahramanmaraş depremi de gece olmuştu, herkes hazırlıksız yakalandı, uyuyorlardı. İnsanlar şok halindeydi. Herkes o an ne yapacağını bilemedi. Bir kargaşa vardı. Erken uyarı sistemlerinin gelmesi bu konuda çok iyi bir şey. Çünkü en azından bir 10-15 saniye erken haberi olsa insanın hazırlıklı olabilir. Hazırladığı bir planı, deprem çantası varsa ona göre hareket edebilir. Önceden haberimiz olduğu zaman her şey daha planlı olur. 15-20 saniye bile çok önemli bir şey" dedi.