‘2024 aynı zamanda seçimler yılı’
‘Şi Çinping’in ABD mesajı iyi niyetliydi. Diktatör gaffı affedilmiş gibi gözüküyor’
“Biden, Asya-Pasifik’te veya Ortadoğu’da yeni bir savaş başlatır mı? Bu noktada soru işaretlerim var. ABD biliyorsunuz Gerald Ford uçak gemisi grubunu Kızıldeniz’den geriye çekti. Bu önemli. Gerekçe şu: ‘Büyük bir saldırı olabilir, hedef olmayalım’ dediler. Bu uçak gemisini geriye çekmesi sadece bir saldırı tehdidi nedeniyle mi? Yoksa Asya-Pasifik’te yeni bir güç projeksiyonu girişimi içerisinde mi olacaklar? Onu bilemiyoruz tabii. Belki önümüzdeki günlerdeki gelişmeler neticeyi belirleyecek.
Yeni yıl itibariyle Şi Jinping’in Çin-ABD diplomatik ilişkilerinin kuruluşunun 45’inci yılı münasebetiyle gönderdiği mesaj iyi niyetliydi. İyimser bir mesajdı. İki ülkenin büyük devletler olarak karşılıklı saygı ve işbirliği ile ilişkileri devam ettirmesi gerektiği vurgulandı. San Francisco görüşmelerinde ortaya konulan vizyonun takip edilmesinin gerekliliği vurgulandı. Ancak, San Francisco görüşmeleri güzel başlasa da Biden sonunu iyi bitirmedi. Gazetecilerin sorduğu soruya ‘Evet, Şi Çinping bir diktatördür’ diyerek yanıt verdi. Tabii anladığım kadarıyla Çinliler bunu gaf; hatta yaşlılığa bağlı bir meseleymiş gibi görmezden geldiler. Çinlilerin zaman zaman bu davranışı meşhurdur. 2000’lerin başında EP-3E casus uçağı olayında da kelimenin Çince versiyonunda ‘üzüntü duymak’ ile ‘özür dilemek’ aynı anlama gelir şeklinde açıklama yapıp olayı kapatmışlardı. Çin’de bu diplomasi bağlamında çok geniş uygulamalar var. Burada da muhtemelen öyle oldu. Yani 2024 buradan anladığımız kadarıyla Çin-Amerikan ilişkileri bakımından biraz iyimser.”
‘Tayvan’da bu yıl bu kadar provokasyona açık bir şekilde hareket edilebileceğini düşünmüyorum’
“Ancak Tayvan meselesi önemli. Şi Jinping yeniyıl konuşmasında tamamen iç gelişmeleri anlattı. Ortadoğu’dan yahut dünya gelişmelerinden bahsetmedi. Ama Tayvan’dan bahsetti. Çin için Tayvan, bir numaralı iç meseledir. Yani Çin Dışişleri’nin değil, iç bürokrasisinin bir mevzusudur. Şi Jinping’in benzer kararlılığı sürüyor. Tayvan Cumhurbaşkanı Zai Vang’ın da görevi sona eriyor. Tayvan’da birkaç hafta içinde seçimler olacak. O da sekiz yılını özetleyen bir konuşma yaptı ve kararlılıkla bağımsızlık yolunda devam edeceklerinin işaretini verdi. Pasifik’te Çin-ABD ilişkilerinde en önemli konu Tayvan. İkincisi Güney ve Doğu Çin Denizleri. Şi Jinping, kasım ayında Vietnam’a çok önemli bir ziyaret yaptı. Hem devlet başkanı ile hem Vietnam Komünist Partisi ile bir araya geldi. İşbirliklerini teyit ettiler. Şu anda sular durgun. Bakın Tayvan meselesi ve Tayvan meselesi durgun. Filipinler ile yaşanan birkaç hadise var ama şu an için önceki yıllara kıyasla ortam durgun.
Ortadoğu’daki, Ukrayna’daki gelişmelerin tabii ki bunun üzerinde etkisi var. Bence Ukrayna savaşı artık son viraja girdi. Bu yıl orada önemli olaylar olacak. Ben Tayvan’da bu yıl bu kadar provokasyona açık bir şekilde hareket edilebileceğini düşünmüyorum. Çünkü Tayvan’da lider değişimi olacak. Muhtemelen yeni gelecek lider, anketlere göre mevcut iktidar partisi Demokratik İlerleme Partisi önde gözüküyor. Tabii eğer muhalefet birleşebilseydi Tayvan’da farklı şeyler olurdu. Bunu denediler olmadı ama. Halk Partisi ve Komintang birleşip ortak aday için uğraştı. Birleşselerdi oy oranları daha fazlaydı. Fakat yapamadılar. Bu noktada Tayvan’ın da iç politikaya ve diplomasiye entegre olması, alışması, söylem oluşturması vs. sebebiyle 2024 Tayvan’da geçiş yılı olacak gibi geliyor bana.”
‘ABD’de Trump’a yapılan Türkiye’de yaşansaydı, topa tutarlardı’
“Peki kasım ayında Trump gelirse neler olur? Esas 2024’ün son çeyreği çok önemli bizim için. Trump artık çok sihirli bir isim oldu. Ukrayna savaşında Trump bekleniyor. Netanyahu-İsrail Trump’ı bekliyor. Tayvan Trump’ı bekliyor. Kuzey Kore Trump’ı bekliyor. İnanın Kim Jong-Un bile Trump’ı bekliyor. Kim Jong-Un görüşmeleri devam ettirmek istiyor. Belki Washington’a gidecekti fakat Trump’ın siyasi ömrü yetmedi. Onun için mart-nisan ayları çok önemli. Amerikan seçimlerinde önümüzü görmek açısından önemli.
Biliyorsunuz eyaletler birer birer Trump’ı oy pusulasından çıkarıyor. Şunun onda biri Türkiye’de yaşansaydı ortalığı birbirine katarlardı. Belediye seçimleri var yakında biliyorsunuz. Bazı adayların mahkeme kararıyla pusuladan çıkarıldığını düşünün. Türkiye’yi topa tutarlar. Türkiye’nin ne diktatörlüğü ne otoriterliği kalır! Ama ABD’de yargıyı nasıl silah olarak kullandıklarını gördük. Peki Trump gelirse neler olabilir? Ukrayna savaşı biter öncelikle. Rusya tarafıyla bir barış tesis edilir. Ortadoğu’da bizim istemediğimiz şeylere doğru gider. Netanyahu’ya çok büyük nefes aldırır. Trump, Kudüs’ü başkent olarak tanıdı ve elçiliği taşıdı. Netanyahu’nun dediği gibi, ‘İsrail tarihine adını altın harflerle yazdırmış oldu’ Trump.”
‘Gazze’de bu işi uzatamaz artık Netanyahu’
“İran medyası bu işi Lübnan’a yayma planları olduğunu yazıyor. Gazze’de bu işi uzatamaz artık Netanyahu. Ama savaşı çevreye yayarsa, 2024’te kasıma kadar bu işi götürür. Amacı o. Sebebi de şu: Siyasi olarak biraz zaferle çıkıp, arkasını da gelecek olan Trump’ın toplaması. Yani Netanyahu’nun amacı birisinin arkasını toplaması.
Kızıldeniz’den bahsettik. Bakın ABD koalisyonu kuramadı. Kızıldeniz koalisyonu dağıldı. Şu anda gemileri geri çekiyorlar. İran gemisi Kızıldeniz’e girmiş. Hiçbir ülke ABD emrine gemi vermiyor. Diğer devletler, bu koalisyonu BM Güvenlik Konseyi’nin kurmasını talep ediyor. Onu da yapamıyor çünkü Çin ve Rusya var. Dolayısıyla ABD bunu beceremedi. ABD’nin küresel anlamda koalisyon kurma gücü bitmiştir. Onu söyleyelim. Belki de sonuncusu Ukrayna için kurdular, o da Avrupa olduğu için. Ukrayna eğer Afrika’da, Orta Asya’da olsaydı o koalisyonu da kuramazdı.”
‘2024’te Asya-Pasifiği etkileyecek iki ülke Hindistan ve Japonya’
‘Kuzey Kore artık Güney Kore ile birleşmek istemiyor’
‘Biden’ın Asya-Pasifik’i elden geçirecek ekibi yok’
“Bu sene AUKUS ve QUAD, yeni bir zeminde buluşturulabilecek mi? Şu anda Amerika’nın hedefinin bu olduğu söyleniyor. Tabii AUKUS çalışıyor; nükleer denizaltılar geldi. Kendi kendine gidiyor. Fakat ben hala iddia ediyorum: Biden’ın Asya-Pasifik’i elden geçirecek veya burayı yönetecek bir ekibi yok. Blinken’ın durumu ortada. Obama dönemindeki görevlerinden biri Pasifik’ti ama Blinken, bu bölgede uzmanlaşmış birisi değil. Hatırlarsanız Trump’ın son Dışişleri Bakanı Pompeo giderayak, ‘QUAD’ı Asya’nın NATO’su yapacağız’ demişti. Biden ne yaptı? Asya’ya NATO’yu taşımaya çalıştı. Birisi yeni NATO kurmak istiyor, diğeri NATO’yu oraya götürmek istiyor.
Hindistan-Rusya ilişkilerine gelelim. Hindistan, Sovyletler Birliği ile arası iyi bir ülkeydi. Amerika ile de araları iyi. İyi bir cambazlıkları var. Fakat bu orada iyi bir Rus-Hint veya Amerikan-Hint ittifakı kurmak için değil, büyük Hindistan’ı kurmak için uğraşıyorlar. Zaten Rusya onları çantada keklik görmüyor. Rusya da Ukrayna savaşından önce de sessiz sedasız bir şey yapıyordu. Rusya’nın Çin’in dışında da bir Asya-Pasifik politikası var. Vietnam ile, kıyı ülkeleri ile, Hindistan ile, SSCB ile arası iyi olan ülkelerle ilişkileri geliştirme yönünde bir politikası var. Savunma sanayisinde adımlar var. Vietnam’a, Hindistan ile ortak Brahmer füzeleri satıyorlar. Vietnam ile ortak silah üretecekler. Bir de Kuril Adaları mevzusu tekrar gündeme geldi. Bir barış antlaşması imzalamadılar. 2. Dünya Savaşı’nın hala antlaşması yok. Putin, Ukrayna savaşı öncesinde taviz vermeye hazır olduklarını, bazı adaları Japonya’ya bırakmaya hazır olduklarını sölyedi. Putin bu noktada adım atmıştı ki Ukrayna krizi patladı. O zaman da söyledim: Acaba Rusya’nın Japonya ile yakınlaşmasını engellemek için mi kriz çıkardılar? Sormak gerekiyor.”