Azerbaycanlı Güvenlik Uzmanı emekli Yarbay İlham İsmail, Azerbaycan ve Fransa arasındaki gerginliğin artmaya devam ettiğini, iki ülke arasındaki ilişkilerin şu anda kritik bir çizgide olduğunu ve bunu bir krizin izleyeceğini söyledi.
Sputnik'e konuşan İsmail, Fransa'nın 44 günlük savaşın ardından Azerbaycan Cumhuriyeti'ne karşı düşmanca bir tavır takındığını söyleyerek konuşmasında şu sözleri kaydetti
Fransız parlamentosunun her iki kanadı da artık var olmayan Dağlık Karabağ'ın bağımsızlığını tanıdı. Fransa Ermenistan'a siyasi, askeri ve son zamanlarda da ekonomik olarak yardım etmektedir. Bu, dedikleri gibi, Fransa'nın kişisel meselesidir. Ancak bunun yanı sıra Fransa uluslararası arenada, BM Güvenlik Konseyi'nde ve basında kasıtlı olarak Azerbaycan karşıtı faaliyetler yürütüyor.
Özellikle Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Azerbaycan'a karşı yaptırım uygulanması konusunu BM Güvenlik Konseyi'nin gündemine getirmek istediğini ancak bunu başaramadığını hatırlatan İsmail, "Fransa Cumhurbaşkanı'nın bu davranışı Papa'dan daha büyük bir Hıristiyan gibi görünme çabasına benziyor. Macron kendisini Ermenilerin kendisinden daha büyük bir Ermeni olarak gösteriyor. Fransa'nın amacının Ermenistan üzerinden Güney Kafkasya'ya girmek ve Rusya'yı bölgeden çıkarmak olduğu herkes için açıktır. Bunu başaramıyor ama yine de Azerbaycan karşıtı bir tutum sergilemeye devam ediyor" dedi.
İki Fransız diplomatın istenmeyen kişi ilan edilmesini Fransız casus ağının ortaya çıkarılmasıyla açıkça ilişkilendiren ve Azerbaycan'ın egemenliğine karşı Fransa'nın topyekûn bir saldırıya geçtiğinin altını çizen İsmail açıklamasına şu sözlerle devam etti:
Bu kişilerin faaliyetlerini diplomatik yollarla engellemek için harekete geçildi. Görünüşe göre bu kişiler bu şebekenin lider kadrosunun bir parçasıydı. Fransız istihbaratının çoğunlukla diplomatik yapıları kullandığını biliyoruz. Özellikle Ermenistan'da engellenmiyor ama Azerbaycan'da da aktif.
İsmail, bu olayın Fransa-Azerbaycan ilişkilerindeki gerginlik ortamında meydana gelen son olay olmayacağına inandığını belirtirken Fransa'nın başka adımlar atmasının da muhtemel olduğunu dile getirerek, "Şimdiye kadar Azerbaycan'ın misilleme adımları önleyici nitelikteydi, ilan edilmemişti. Görünen o ki şu anda Fransa-Azerbaycan ilişkilerinde, ötesinde bir krizin yaşanacağı kritik bir çizgiye yaklaşmış durumdayız" dedi.
Fransa-Azerbaycan ilişkilerini Sputnik'e değerlendiren Milletvekili Fazıl Mustafa da , Fransa'nın ülkemize karşı attığı adımların çoğunun açıkça suç niteliğinde olduğunu söyledi.
Mustafa açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
Fransa, diğerlerinin yanı sıra casusluk ağını da kullanarak Azerbaycan'ın egemenliğine karşı tüm platformlarda topyekûn bir saldırıya geçti. Azerbaycan egemen bir devlet olarak iradesini ortaya koymakta ve ülkemize karşı atılan adımlar cevapsız kalmamaktadır. Fransa ise Azerbaycan'a yönelik düşmanca politikasını sürdürmektedir.
Milletvekili, Azerbaycan özel servislerinin Fransız casus şebekesinin faaliyetlerini ifşa ettiğini hatırlatarak, "İki ülke arasındaki gerginlik uzun zamandır gözlemleniyor. Fransa işgali ve terörizmi destekleyen bir devlettir" dedi.
Fransa'nın Azerbaycan Büyükelçisi Ann Buayon 26 Aralık'ta Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı'na çağrılmış, Fransız diplomatik biriminin iki çalışanı istenmeyen kişi ilan edilmişti.
Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Buayon'a Azerbaycan hükümetinin Fransa Büyükelçiliği'nin iki çalışanını Diplomatik İlişkiler Hakkında Viyana Sözleşmesi'ne aykırı ve diplomatik statüleriyle bağdaşmayan faaliyetlerde bulundukları gerekçesiyle istenmeyen kişi ilan ettiği dile getirilmişti.
Daha önce Azerbaycan Dışişleri Bakan Yardımcısı Elnur Mammadov, Fransa'ya Ermenistan'ı Güney Kafkasya'da yeni bir savaşa kışkırtmaması çağrısında bulunmuş ve Erivan'a silah temin eden Paris'in eylemlerinin bölgede barışa katkıda bulunmadığını vurgulamıştı.