YENİ ŞEYLER REHBERİ

Depresyon gibi algılanan hayal kırıklıkları

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Dr. Yıldız Burkovik, hayal kırıklıklarının beyin tarafından depresyon gibi algılanabildiğini söyledi.
Sitede oku
Uzman Klinik Psikolog Dr. Burkovik, depresyonun tanımını şu şekilde yaptı:
“Depresyon; üzüntü, mutsuzluk, kaygı, tasa, derin hüzün, huzursuzluk, evham, şüphecilik vb. her şeyi barındırır. Bunların boyutları da var hafiften şiddetliye kadar. Her insan mutlaka depresif bir duygu hali içerisinde olabilir. Yaşanan süreçlerle de bu değişebiliyor. Hırçın olabilir insan. Uyku uyuyamayabilir veya çok fazla uyuyabilir. İştahı bozulabilir yahut delice yemek yiyebilir. Halsizlik görülebilir, yorgunluk hali olur. Depresyon kısaca böyle bir durum.”

‘Yani hayal kırıklığı yavaş yavaş arttığı takdirde, depresyona doğru gidiyor demektir’

Hayal kırıklıkları sonucunda insanın depresyona yaklaşabileceğini belirten Dr. Yıldız Burkovik, şu ifadeleri kullandı:
“Diyelim bir isteğiniz var ve bu isteğiniz gerçekleşmiyor. Çok üzülüyorsunuz. Bu defa kendiniz bırakıyorsunuz istediğiniz olmadığı için. Kendinizi çok fazla bırakıp eğer hiçbir şeyle ilgilenemez hale gelirseniz, yavaş yavaş depresyonun sularında yüzmeye başlıyorsunuz demektir. Fakat o sadece yüzmektir. Eğer ardından ‘Hep benim başıma geliyor. Hep benim başarısızlığım. Benim değersizliğim. Benim yanlışım’ diyorsanız, yavaş yavşa aşağı çekiliyorsunuz demektir. Yani hayal kırıklığı yavaş yavaş arttığı takdirde, depresyona doğru gidiyor demektir.”
İnsanların hayal kırıklıkları sonrası kaygılanıp kendilerini sorgulayabileceğini ve olumsuz fikirlere kapılabileceğini kaydeden Dr. Burkovik, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Beyin, üzüntüde olduğu zaman yolunda gitmeyen bir durum olduğunu anlıyor. Bu durumlarda mesela vücutta da bazı şeyler gözlemlenebilir. Mide kasılabilir, kaslar gerginleşebilir, bağırsaklar bozulabilir, kusma yaşanabilir. Bedensel belirtiler ortaya çıkmaya başlıyor. Bunlar da depresyonun belirtilerinden biridir. Hayal kırıklığı da vücutta böyle bir durum olduğunda tekrarlayabiliyor. ‘Neden ben? Neden benim başıma geliyor? Kimsenin başına gelmiyor sadece benim başıma geliyor. O zaman kötü olan benim. Hayatta olmaması gereken kişi benim’ gibi anlamsız düşüncelere gidilebiliyor. İşte o noktada eğer siz işlerinizi yapar halde oluyorsanız, beyin de bu durumu kontrol edebiliyor. Depresyon içerisine girmiyor. Fakat siz işlerinizi yapamayacak, kendinize bakamayacak, isteksiz bir haldeyseniz, o vakit depresyon sinyalleri başlıyor. Beyin de problem halledilemediği için devreye giriyor, kaygı ve stres gibi olumsuz süreçler de başlıyor.”

‘O sebeple bize ödül veren, başarımızı daha çok onaylayan veya her zaman için yanımızda olan kişilerin de olması lazım’

İnsanların yaşamaması gereken durumları yaşamasının da depresyonda etkili olduğunu işaret eden Dr. Yıldız Burkovik, depresyondan kurtulmak için hayallere dalmanın da dozunun ayarlanması gerektiğini vurguladı:
“Beklemediğimiz şeyler de karşımıza ansızın çıkıp hiç yaşamamamız gereken şeyleri bize yaşatmış olabilir. Çocukluktan itibaren ele alalım işi. Bir sürü olumsuz süreçlerle karşılaştıysak, o zaman duygusal dengemizi sağlamakta zorlanabiliyoruz. O sebeple bize ödül veren, başarımızı daha çok onaylayan veya her zaman için yanımızda olan kişilerin de olması lazım. O takdirde beklentilerin miktarı değişebiliyor. Sosyal medya ile insanların neler yaptığını görüyoruz ve ‘Ben neden yapamıyorum? Yapabilen benden iyi demek ki’ diye düşünerek, hayal kırıklığı yaşama durumu da gözlemleniyor. Hayal kurmaya başlıyoruz ve hayallerimiz gerçek dışı olabiliyor. Dünya bizi mutsuz ediyorsa, biz kendimizi o hayallerin içinde tutmak istiyoruz. Ama bunun da dozu önemli. Bir yerde otururken bir anda tüm mimikleriniz o hayallerinizle hareket eder gibiyse orada da problem başlıyor. İki ucu bambaşka bir durum bu.”
Yorum yaz