“Kıymetli milletvekillerimizin ve aziz milletimizin bildiği üzere 54'üncü hükümet dönemi refahın tabana yayıldığı bir bolluk ve bereket dönemi, dar gelirlinin alım gücünün, refah seviyesinin arttığı bir dönem olmuştur. 54'üncü hükümet 11 ay gibi kısa bir sürede dar gelirlinin alım gücünün artırılması noktasında dünya şampiyonu olmuştur. Aradan geçen 26 sene ve 13 hükümete rağmen, hiçbir hükümet 54'üncü hükümetin ekonomi alanındaki başarılarını gösterememiştir. Buradan sesleniyorum: Gerçekçi bir kıyaslama yapılmak isteniyorsa 54'üncü hükümetin 11 ayda ortaya koyduğu başarılı ekonomi icraatlarıyla kıyaslama yapılmalıdır, 2002 yılının kriz verileriyle yapılan kıyaslamaların yanıltıcı olacağı ortadadır. Buradan dostane bir şekilde çağrımızı yineliyoruz: Bu borçlanma politikası bizleri darboğaza sürüklemektedir. 2024 yılında 2,65 trilyon lira net borçlanma ve 1,25 trilyon lirayla en büyük harcama kaleminin faiz ödemeleri olduğunu görüyoruz. 20 senede 500 milyar doların üzerinde faiz ödedik ve önümüzdeki 3 senede 125 milyar dolar daha faiz ödeyeceğiz. Sürekli borçlanarak, bu borcun faizini zamlarla ve vergilerle millete, esnafa ve üreticiye yükleyerek bir yere varamayız. İktisadi kalkınma olmadan, reel üretim artırılmadan, katma değerli üretimin payı artırılmadan, 110 milyar dolarlık dış ticaret açığından kurtulmadan, başta mesleki ve teknik eğitim olmak üzere milli eğitimde ve üniversitede köklü değişimleri ortaya koymadan, AR-GE ve inovasyonu geliştirmeden, hukukun üstünlüğü ilkesi piyasalara hissettirilmeden ekonominin düze çıkması mümkün değildir. Bu amaçla hükümeti borçlanmadan denk bütçe yapmaya davet ediyorum."