“Avrupa Komşuluk Politikası çerçevesinde AB ve bu ülkeler arasında serbest ticaret bölgelerinin oluşturulması, bu ülkelerin yeşil ekonomiye geçmesi, AB’yle vizesiz rejimin oluşturulması öngörülüyordu. Ama gördüğümüz gibi, bu politikanın uygulanmaya başlamasından bu yana geçen 20 yılda bu alanların hiçbirinde gözle görülür bir ilerleme sağlanamadı.
Bu bağlamda tamamen mantıklı bir soru ortaya çıkıyor: Sonucu belliyse Avrupa Komşuluk Politikası hangi amaçla uygulanıyor? Avrupa Birliği, post-Sovyet alanından olan bu ülkelerden daha fazla sadakat bekliyor, hepsi bu. Bu ülkeleri birliğe kabul etme niyetinde değil. Üstelik AB’ye katılımlarının önünde çok objektif ve neredeyse aşılamaz engeller var.
Her şeyde önce, toprak anlaşmazlığı olan ülkeler AB’ye kabul edilemez. Oysa Ukrayna, Moldova ve Gürcistan’ın toprak anlaşmazlıkları var.
İkincisi, bu ülkelerin AB’ye katılım için resmi aday statüsü alabilmeleri için Kopenhag kriterlerini de yerine getirmeleri gerekeceği unutmamalı. Bu çok zor olsa da misal, Türkiye bu kriterleri yerine getirmiş durumda.
Kopenhag kriterleri yerine getirildikten sonra ülkeler, bitki sağlığı da dahil çok sayıda bürokratik şartı yerine getirmek zorunda. Bu da çok büyük fonlar gerektiriyor. AB’nin artık onları aynı miktarlarda finanse etmeye hazır olmadığı göz önüne alındığında, söz konusu ülkeler bu şartları ne ölçüde uygulayabilir? Üstelik AB içinde, Ukrayna gibi ülkelere fon sağlanmasının durdurulması gerektiğini açıkça ilan eden Avusturya, Slovakya ve Macaristan gibi muhalefetin ortaya çıktığını görüyoruz.”