Şanghay İşbirliği Örgütü’nün (ŞİÖ) gündeminin bölgesel olmaktan çoktan çıktığını ve birçok küresel yöne sahip olduğunu söyleyen Genel Sekreter Yardımcısı Grigoriy Logvinov, örgüt çatısı altında 26 ülkenin birleştiğini hatırlattı.
Türkiye de ŞİÖ’yle tam işbirliğine büyük ilgi gösterirken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bunu defalarca dile getirdi.
Halihazırda Türkiye ŞİÖ’nün diyalog ortağı statüsüne sahip olan Türkiye’nin sahip olduğu statüsünü değiştirme olasılığı ne?
Rusya Bilimler Akademisi'ne bağlı Dünya Ekonomisi ve Uluslararası İlişkiler Araştırma Enstitüsü (IMEMO) Sovyet Sonrası Araştırmalar Merkezi uzmanı Stanislav Pritçin, Sputnik’e yaptığı açıklamasında, “Dengeli dış siyaset ve kendini bağımsız çekim merkezi olarak konumlandırma bağlamında, Türkiye için ŞİÖ’yle işbirliği önemli bir denge unsuru. ŞİÖ’yle mevcut işbirliği formatı, Türkiye’nin çıkarlarını en iyi şekilde karşılıyor. Türkiye, doğası gereği, bu ciddi Avrasya gemisinin dışında kalamazdı. Bugün de Ankara’nın ŞİÖ’yle işbirliğini mevcut format çerçevesi için artırma yönündeki samimi isteğini görüyoruz” dedi.
Pritçin’in görüşüne göre, Türkiye’nin NATO üyeliği, ŞİÖ içindeki faaliyetlere tam katılımını sınırlıyor:
“Mevcut aşamada, Türkiye’nin ŞİÖ’nün diyalog ortağı statüsü maksimum derecede haklı görünüyor. Çünkü Türkiye, NATO üyesi. Bu, Türkiye’nin bazı yükümlülüklere sahip olduğu anlamına geliyor. Evet, ŞİÖ ve NATO arasında tam ve doğrudan rekabet yok. İki kuruluş arasında, faaliyetin yönü ve işbirliği alanı bakımından fark var. NATO, askeri ittifak. Oysa ŞİÖ askeri ittifak değil. Öte yandan Rusya, Çin ve İran gibi ŞİÖ’nün anahtar aktörleri, NATO için başlıca siyasi rakipleri. Bu koşullarda, Türkiye’nin öngörülebilir gelecekte ŞİÖ’nün tam üyesi olacağını düşünmek zor. Her ne kadar Türkiye ruhu bakımından Kuzey Atlantik'ten çok daha Avrasya örgütüne yakın olsa da.”