Ahmet Hakan, Seçil Erzan'ın yeteneksiz bir dolandırıcı olduğunu söyledi ve "Yeteneksiz bayan Seçil Erzan" yazısıyla süreci anlattı:
Musa Kesler’in dünkü Hürriyet’te yer alan haberinden anlıyoruz ki...Durum tam olarak böyleymiş. Bir avukat, cezaevine gidip Seçil Erzan’la görüşmüş ve Erzan’a şu can alıcı soruyu sormuş: “Tıkanacağı belli olan bu süreci neden devam ettirdin Hanımefendi?” Seçil Erzan’ın bu can alıcı soruya verdiği cevap şöyle:“Anı kurtarmaya çalışıyordum. O kadar kendimi kaybetmiştim ki açığı kapatmaya çalışıyordum. Çarkı döndürmeye devam ettim. İlk para aldıklarım da sürekli sıkıştırıyor, para alıyordu. Para yetiştirmeye çalıştım. Plan yapacak vaktim ve enerjim yoktu. Eğer bir planım olsaydı Arda Turan’dan aldığım son parayla kaçardım, kimse de beni bulamazdı. Hep sarmalın içindeydim.” Bunlar, yeteneksiz bir dolandırıcının itirafları. Her cümlesi “Ben dünyanın en beceriksiz dolandırıcısıyım” diye haykırıyor. Ama durun bir dakika! Peki ya Seçil Erzan... Dolandırdığı paraların önemli bir bölümünü Çorlu’daki bir araziye gömmüşse? İsviçre’deki bir hesaba aktarmışsa? Bulgaristan’a falan kaçırmışsa? İşte o zaman yandı gülüm keten helva! İşte o zaman dünyanın en aldatılmış gazetecisi olarak kendimi ağzım açık havaya bakarken yakalarım.