Moskova Patrikhanesi Kilise ile Toplum ve Kitle İletişim Araçları Arasındaki İlişkiler Dairesi Başkan Yardımcısı Vahtang Kipşidze, LGBT hareketinin aşırılık yanlısı bir örgüt olarak tanınması ve Rusya'da yasaklanmasının 'toplumun ahlaki öz savunmasının bir şekli' olduğunu söyledi.
Rusya Federasyonu Yüksek Mahkemesi, uluslararası LGBT halk hareketini aşırılık yanlısı bir örgüt olarak kabul etmiş ve derhal uygulanması kararıyla birlikte Rusya'da yasaklamıştı.
Vahtang Kipşidze Sputnik'e yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
LGBT hareketinin aşırılıkçı olarak tanınması toplumun ahlaki açıdan kendini savunmasının bir biçimidir. Evlilik ve aile konusunda geleneksel inançlara sahip birçok Batılı Hıristiyan'dan, LGBT hareketlerinin faaliyetlerinin Hıristiyan evlilik ve aile kavramını hem kamusal hem de sağcı alanlardan çıkarmayı amaçladığını biliyoruz.
Kipşidze bir erkek ve bir kadının birlikteliği olarak aile fikri tarihsel olarak Hıristiyan doktrinine dayanmaktadır diyerek açıklamalarını şu sözlerle sürdürdü:
Bu nedenle LGBT hareketinin farklı ülkelerdeki faaliyetleri Hıristiyan evlilik fikrine, dini kavramın kendisine karşı yöneliyor. Bu da elbette LGBT hareketinin elinin serbest bırakıldığı ülkelerde inananların haklarının ihlal edilmesiyle sonuçlanıyor. Örneğin, Hıristiyan çocuklara okullarda evliliğin bir erkek ve bir kadının birlikteliği değil, anlaşılmaz bir şey olduğu öğretilmeye zorlanıyor. Uluslararası LGBT hareketinin faaliyetleri sonucunda, pek çok Batı ülkesinde evlilik yasal olarak LGBT birlikteliği ile eşitlenmiştir.
Ayrıca Batı'da LGBT temsilcilerinin vaazlarında eşcinsel ilişkilerin günah olduğunu söyleyen rahiplere dava açtığı vakalardan da bahseden Kipşidze, "LGBT bireylere faaliyet özgürlüğü tanınan ülkelerde olup bitenlere bakarak bu hareketin aşırılık belirtileri taşıdığını söyleyebiliriz. Zira bu hareketin mantıksal sonucu geleneksel evlilik ve aile fikrinin yok edilmesidir. Rusya'da böyle bir hareket serbest bırakılırsa, Batı'dakiyle aynı hedefleri takip edeceğini düşünüyorum. Bu bizim için kabul edilemez bir durum" diyerek sözlerini tamamladı.