Konuya ilişkin Al Jazeera televizyonuna açıklamalarda bulunan Hindi, İslami Cihad Hareketi'nin askeri kanadı Kudüs Seriyyeleri'nin elindeki İsrailli kadın ve çocuklardan oluşan ‘sivil esirleri’ teslim ettiğini dile getirdi.
‘Düşmana güven yok’
Genel Sekreter Yardımcısı Hindi, "Esirler konusunda iki taraftan da herkese karşılık herkesin serbest bırakılması denklemini kabul edebiliriz. İsrail, tüm esirlerimizi serbest bırakmaya hazırsa biz de hazırız" diye konuştu.
İsrail'in esirleri askeri yöntemle kurtaramadığını ve dolayısıyla bu konudaki tercihinin zor olduğunu ifade eden Hindi, İsrail'in savaşa hazırlanma niyetinde olduğunu göstererek müzakerelerin gidişatını etkilemeye çalıştığını söyledi.
Hindi, ‘düşmana güven olmadığı için’ kendilerinin de her türlü gerilime hazır olduklarının altını çizdi.
Direniş güçlerinin performansı ile Filistin halkının kararlılığının, mücadelenin kaderini belirleyeceğini vurgulayan Hindi, İsrail'in artan kayıpların gölgesinde saldırılara son vermek zorunda kalabileceğine işaret etti.
Direniş güçlerinin savaşçılarının çoğunun siperlerde değil evlerindeyken düzenlenen saldırılarda öldüğünü belirten Hindi, Gazze Şeridi'nin ortalama 35 bin ton patlayıcı kullanıldığı 'çılgın bombardımana' tanık olduğuna dikkati çekti.
İsrail 7 Ekim'den beri Gazze Şeridi'ne 40 bin bomba attı
Gazze'deki hükümetin medya ofisi başkanı Selame Maruf, 3 gün önceki konuşmasında, İsrail ordusunun 7 Ekim'de başlayan saldırılarında, Gazze Şeridi'ne 40 bin ton bomba attığını bildirmişti.
Gazze'deki hükümetin Medya Ofisi Başkanı Selame Maruf, Telegram hesabından yaptığı yazılı açıklamada, "İşgal güçleri, Gazze Şeridi'ne 40 bin ton bomba attı; işgalcinin suçları kameraların uzağında gerçekleşti" ifadesini kullandı.
İsrail güçlerinin son dönemde attığı bombaların daha önce kullanılmamış bombalar olduğunu belirten Maruf, saldırılarda hayatını kaybeden yüzlerce kişinin öldükleri yere defnedildiğini aktardı.
"Gazze Şeridi'nde yaşanan yıkım, işgal güçlerinin Gazze'yi yaşanmaz bir hale getirme isteğini yansıtıyor" ifadesine yer veren Maruf, ‘insani ara’ süresinde altyapı ve evlerde büyük yıkıma yol açan büyük katliamın boyutunun ortaya çıktığını kaydetti.