Japonya'nın iç istihbarat servisi Kamu Güvenliği İstihbarat Ajansı (PSIA), resmi internet sitesinde yer alan 'uluslararası terör örgütler' listesini güncelledi. Sputnik, bu yıl 17 Ocak'ta yer alan web sitesi arşiv kayıtlarında "uluslararası terör örgütü" kategorisinde değerlendirilen PKK'nın listeye alınmadığını ortaya koymuştu.
PSIA’nın internet sitesinde yayınladığı listede gittiği değişikliği, Dumlupınar Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Barış Adıbelli yorumladı.
'Resmi açıklamayı beklemek lazım. Ama kağıt üstünde tanıyanların sahada yaptıkları ortada’
Japonya’nın bu konuda yapacağı resmi açıklamayı beklemek gerektiğini ifade eden Adıbelli, Türk Dışişleri’nin de gelişmeleri teyit ettikten sonra konuyla ilgili resmi açıklama yapacağını belirtti:
Burada mühim olan, Japonya’nın resmi pozisyonu. PKK’yı terör örgütü olarak tanımadıklarını söylerlerse iş değişir. Şimdilik bir web sitesinde yapılan değişiklikten, terör örgütü olarak tanımayı bıraktıklarını söylemek zor.
Öte yandan başta ABD ve Avrupa Birliği ülkeleri olmak üzere birçok ülkenin PKK’yı terör örgütü olarak nitelendirdiğini fakat sahada açık bir şekilde temasta bulunduklarını hatırlatan Adıbelli, şu ifadeleri kullandı:
ABD kağıt üstünde ‘en tehlikeli terör örgütlerinden birisi’ diyor ama sahada ilişkisi var. Özel temsilci gönderiyorlar. Avrupa Birliği, ‘siyasi uzantılar’ ile temas halinde. Türkiye de genel olarak PKK konusunda bu devletlerle karşı karşıya geliyor. Çünkü Türkiye, genel olarak sahadaki duruma odaklanıyor. Kağıt üstünde PKK’yı terör örgütü olarak tanımayan örneğin Hindistan var. Hindistan’ın PKK’ya sahada bir yardımı bulunmuyor. Türkiye de buraya odaklanıyor genellikle.
‘Lobicilik faaliyetleri yürütülmeli, PKK konusu sıcak tutulmalı’
Türkiye’nin diplomatik çabalarının halihazırda PKK’yı tanıyan ülkelere dönük olduğunu belirten Dr. Barış Adıbelli, bu çalışmaların kapsamının genişletilmesi gerektiğini ve kağıt üstünde de PKK’nın terör örgütü olarak nitelendirilmesi için güçlü bir lobicilik faaliyeti yürütmesi gerektiğini anlattı:
Türkiye, Japonya’yı çok boşladı. Asya sahasını çok boşladı. Dünya sadece ABD ve AB’den ibaret değil. Sadece dostluk ilişkilerine güvenmek, uluslararası ilişkilerde mümkün değildir. Diplomaside iki artı iki, her zaman dört etmez. Bugün yeni bir hükümet gelebilir, dostluk ilişkileri altüst olabilir. Önemli olan Türkiye’nin Asya’da, mesela bu örnekte Japonya’da, güçlü lobicilik faaliyetleri yürütmesi. PKK’nın saldırıları, katliamları ve yaşattığı acılar hakkında Japonca kısa filmler hazırlanması, sergiler açılması, haberler hazırlanması, bu konuda kültür-sanat faaliyetlerine yoğunlaşılması lazım. PKK konusu sıcak tutulmalı.
‘Japonya’ya iltica eden Kürtler etkin propaganda yürüttü, eylemler yaptı’
Türkiye’den Japonya’ya siyasi sığınmacı olarak iltica eden birkaç bin kişilik Kürt kökenli bir nüfus bulunduğunu aktaran Dr. Barış Adıbelli, bu kişilerin Japonya’da kurduğu dernekler aracılığı ile etkin propaganda faaliyetleri yürüttüğünün altını çizdi:
Japonya’ya iltica etmiş, mahkemede ‘Türkiye’ye dönersek başımıza kötü şeyler gelir’ diyerek oturma hakkı kazanmış Kürt kökenli sığınmacılar var. Orada örgüt sempatizanı propaganda faaliyetleri yürütüyorlar. Bugün Resmi Gazete’de yayınlandı. Japonya’da kurulan Kürt-Japon Kültürel Derneği ve Kürdistan Kızılayı Derneği’nin, Türkiye’deki malvarlıklarına el kondu. Sebep PKK iltisakı ve örgüte yardım yataklık etmek.
Açıklamalarına devam eden Adıbelli, şu sözleri kaydetti:
Bu noktada Japonya’da da örgüt yandaşları gündem oldu tabii. Eylemler yaptılar, polisle çatıştılar. Japonlar bu tarz şeylere alışık değil. Zaten Japon halkı, Türkleri sever. Fakat Japonların bir de farklı bir algısı var. Yardım diplomasisi prensibini benimsiyorlar. Bu tarz sığınma isteyen mesela Uygurlar da Tibetliler de Japonya’ya iltica etmiş durumda. Japon kültürünün acıma duygusu ön plana çıkabiliyor. Bu noktada Türkiye’nin terör örgütü konusunda gerçekleri anlatmak için çaba harcaması, diplomatik ve kültürel alanları boşlamaması gerekiyor.
‘Japonya’da ABD kökenli veya iltisaklı STK’lar etkili’
Dr. Barış Adıbelli, Japonya’nın hem iç hem de dış siyasetinde, ABD’ye doğrudan veya dolaylı bağlı olan STK’ların etkili olduğunu vurguladı: “Olay sadece Japonya ve PKK’dan ibaret değil. Arkadaki gücün de etkisi var. Belki odağı Avrupa’dan çekmek istiyorlar. Belki başka bir şey var. Bu konuda çok fazla komplo teorisi konuşuluyor. Tabii ABD’ye doğrudan veya dolaylı bağlı olan kuruluşların, Japonya’da sivil toplum kuruluşu adı altında faaliyet gösterdiğini ve hem iç hem de dış siyasette etkin olduğunu biliyoruz.”
‘Bölgesel terör örgütü diye bir şey kalmadı’
Japon iç istihbaratı PSIA’nın 'uluslararası terör örgütü' listesinden çıkardığı PKK’nın, internet sitesindeki ‘yerel örgütler’ alanında çok kısa bir tanımlama ile yer alması hakkında Dr. Barış Adıbelli şunları söyledi:
Biz derslerimizde bunu mutlaka anlatıyoruz: Artık yerel örgüt yok. Yani PKK bugün internet ile Avrupa’daki yandaşlarına ulaşıp finansman sağlayabiliyorsa, bu örgüt yerel değildir. Kandil’e sıkışmış üç beş militandan ibaret değil PKK. Terör örgütleri de dünya ile birlikte küreselleşti.
‘Taliban’ı izah edebilirler, PKK’yı asla. Türk-Japon ilişkilerine vurulan en büyük darbe olur’
Japonya’nın PKK konusundaki tutumunun anlaşılması için resmi açıklamanın beklenmesi gerektiğinin önemine vurgu yapan Adıbelli, şu ifadeleri kullandı:
Taliban’ı da listeden çıkarttıklarını görüyoruz. ABD de bu yönde hazırlıklar içinde. En azından bir bahane var. Fiilen Afganistan’ı yönetiyor Taliban. PKK için ise hiçbir bahane olamaz. Tabii bu hassas bir konu. Japonya’nın resmi açıklamasını beklemek lazım. PKK’yı resmen terör örgütü olarak tanımadıklarını söylemeleri ihtimali pek mantıklı gelmiyor. Tabii orada örgüt yandaşlarının etkin propagandası da var, oldukça aktifler. Yine de web sitesindeki değişimden acele ve kesin bir hükme varılamaz. Ancak eğer Japonya’nın PKK hususundaki resmi pozisyonu değişmişse, artık terör örgütü olarak tanımadıklarını açıklarlarsa, bu, Türk-Japon ilişkilerine vurulan en büyük darbe olur. Tekrar ediyorum: Bu konuda resmi açıklamayı beklemek gerekiyor.
‘Çin, Ortadoğu’da Japonya’yı dışarıda tuttu’
Japonya’nın Ortadoğu’da Çin’in artan etkinliği sebebiyle adeta oyun dışında kaldığını belirten Dr. Barış Adıbelli, Türk-Japon ilişkilerinde çıkarların çatışma olmaksızın, işbirliği ile bugünlere geldiğini hatırlattı:
Mesela Japonya Ortadoğu’da bir şey yapacak olsa, ilk ve tek tercihi Türkiye her zaman. Libya’da vatandaşlarını tahliye etmesi gerekirse, Suriye’de gerekirse, Türkiye üstlenir bunu. Aynı şekilde Türkiye’nin Uzakdoğu Asya diplomasisi için de ortağı Japonya’dır. Fakat Japonya, Ortadoğu’da çıkarları olsa da, Çin’in etkinliğinin artması ile biraz oyun dışı kaldı.