Rusya Stratejik Konjonktür Merkezi'nden askeri uzman Oleg Ponomarenko, Sputnik’e demecinde bugün başlayan ana konularından birinin Ortadoğu’daki çatışma olduğu zirveye ilişkin yorumunda, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in bu konuda yalnızca ABD'nin pozisyonunu özetlediğine ve bunu aslında NATO çapında bir tutum olarak sunduğuna dikkat çekti.
NATO platformunun ABD tarafından Ortadoğu sorununa ilişkin Amerikan bakış açısını İttifakın diğer üyelerine empoze etmek için bir araç olarak kullanıldığını ifade ederek, şunları söyledi:
“ABD elbette NATO'yu dış politika hedeflerine ulaşma yolunda bir araç olarak görüyor. ABD, Kuzey Atlantik İttifakı zirveleri çerçevesinde kendi bakış açısını mümkün olan her yolla dayatıyor. Onlar için bu tür etkinlikler, belirli bir konudaki tutumlarını İttifakın diğer üyelerine nasıl empoze edebileceklerini doğrudan anlama fırsatıdır. Ve bu noktada Washington için NATO'nun büyük ölçüde bir Avrupa ittifakı olup olmamasının, tıpkı belirli bir bölgenin ittifakın sorumluluk alanına dahil olup olmaması gibi hiçbir önemi yok. Amerikalılar, bu organizasyonda başrolde olduklarını varsayarak hareket ediyor. Elbette ki onlar, Ortadoğu çatışmasındaki çıkarlarını savunmak için yeterli öz kaynaklara sahipler. Ancak elbette ek imkanları da kullanarak bunu yapmak çok daha kolaydır. Bu nedenle NATO’nun genel Ortadoğu politikası bağlamında, bazı ülkelerin bu konudaki çıkarlarının tamamen göz ardı edildiği açıktır.”
Ancak Ortadoğu'daki durum konusunda NATO'da Amerikan tutumunun hakim olmasına rağmen, gerekli kaynaklara sahip olan Türkiye’nin NATO'nun genel tutumundan saparak kendi çizgisinden ilerleyebilecek kapasitede olduğuna dikkat çeken Ponomarenko, şöyle konuştu:
“Mevcut NATO zirvesi çerçevesinde büyük bir olasılıkla Ortadoğu ihtilafının İttifak'ın ana kemanını çalan ABD'nin dikkat çekeceği yönleri ön plana çıkacak. Aynı zamanda mutlaka anlaşmazlıklar da olacak. Örneğin Türkiye, bence kendi çıkarlarının peşinde koşmaya devam edecek, zira genel NATO çizgisinden bir parça saparak kendi çizgisinden ilerleyebilecek kaynaklara sahip. Gerekli kaynaklara sahip olmayan diğer ülkeler ise Washington'un baskısıyla geliştirilen politika ve kararlara uymak zorunda kalacak. Bu nedenle Ortadoğu'daki durum konusunda NATO’nun genel tutumu, Amerikan tutumuna son derece yakın olduğu gibi ve olmaya devam edecek.”