İYİ Parti Teşkilat Başkanı ve İstanbul Milletvekili Buğra Kavuncu, Meral Akşener'in oğlu Fatih Akşener'in seçim kampanyasını yönettiği ve partiden para aldığına yönelik iddialara ilişkin açıklama yaptı.
Eski adı Twitter olan X platformu üzerinden açıklama yapan Kavuncu, "Son günlerde gündeme gelen ve birtakım mihraklar tarafından çarpıtılıp, artık partimize zarar verme amacını da güttüğü anlaşılan iddialar nedeniyle bir açıklama yapmalıyım" dedi.
11 Ocak 2023 tarihinde, Akşener tarafından "Seçim Kampanyasından Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanı" olarak atandığını söyleyen Kavuncu, şu ifadeleri kullandı:
Yani 14 Mayıs 2023'te gerçekleşecek seçimlere yönelik, partimizin kampanya yönetimini gerçekleştirdim. Ancak seçim kampanyaları hem çok geniş hem de uzmanlık gerektiren bir süreç olduğundan, Sayın Birol Aydemir'in sorumluluğunu üstlendiği "Veri Birimi", Sayın Ümit Özlale'nin sorumluluğunu üstlendiği ve seçim beyannamemizle ilgilenen "Politika Birimi" gibi içinde yöneticilerimizin, uzmanların ve profesyonellerin de olduğu 10 ayrı birim oluşturuldu. Ben de bu 10 ayrı birimin koordinasyonunu yürüttüm.
Bütün birimler ve bunlara dair çalışmalar; tamamen şeffaf, katılımcı, açık ve karşılıklı koordinasyon çerçevesinde gerçekleştirildi. Kampanyanın özellikle görsel iletişim süreci, partinin dinamiklerine daha hâkim olmaları bakımından, kendileri de partili olan iç bir ekip tarafından yürütüldü. Fatih Akşener de bu süreçte, başka birçok gönüllümüz gibi tamamen gönüllü ve sadece dışarıdan bir bakış sağlamak amacıyla, kampanyadaki görsel iletişim çalışmalarına destek sağladı.
Bunun haricinde, kendisiyle ilgili medyada yer alan bütün iddialar gerçek dışıdır. Bugün bu açıklamayı yapma gerekliliğini duymam, seçimden önce yer aldığım birçok canlı yayında seçim kampanyasına dair son derece net ve somut açıklamalar yapmama karşın birçok yanlış algının tekrar tekrar gündeme getirilmesidir. Hiç kimse ama hiç kimse, emekle ve alın teriyle kurulan bu partinin ve onun emekçilerinin varlığından daha kıymetli değildir ve asla olmayacaktır. Bize oy veren veya vermeyen, ülkemize dair haklı endişeleri bulunan vatandaşlarımıza karşı sorumluluğumuz var.
Türkiye'nin sorunlarını göz ardı edip, çoğu vatandaşın umurunda olmayan gündemlerde boğulmak, kamuoyunu meşgul etmek milletimize saygısızlıktır. Hepimiz bu sorumluluğun bilincinde olmalı, hür ve müstakil bir siyaset düzeni için verdiğimiz mücadeleye odaklanmalıyız.