Eminiz, gelecek, kültürlerin özgür, çok yönlü ve çeşitli gelişiminde, bugün doğmakta olan çok kutuplu dünyanın insani toplulukları arasındaki en geniş diyalogda yatıyor. Bu Birleşik Kültürler Forumu’nun da böyle bir diyaloğun parçası olması amaçlanıyor. Yaratıcı düşünen ve aydınların adil, istikrarlı ve güvenli bir dünya inşa etme arzusuna inanıyoruz. Bunun, dünyadaki durumu iyileştirmeye yönelik samimi bir arzu olduğuna inanıyoruz.
Lakin hakiki sanat, tarihi çarpıtanlar için boğaza takılan kemik gibi. Maalesef tarihin dönüm noktalarında bu tür kişilerin sayısı hep çok oldu. Sanat bu kişilere, kendi ideolojik ve cinsiyetçi kurguları uğruna geçmişi çarpıtmaya, insanları birbirine düşürmelerine engel oluyor. Bu yüzden yalancılar sinemada, gazetecilikte, edebiyatta düzmeceler uyduruyor.
Bununla birlikte, tarihte yapmaya çalıştıkları sahtekarlıklara uymayan her şeyi silip atıyorlar. Batı Avrupa, Asya, Afrika, Latin Amerika’nın tarih ve sanat katmanları sanki hiçbir şey yokmuş gibi gizleniyor. Bizim kültürümüzü de son zamanlarda iptal etmeye çalışıyorlar. Çalışıyorlar diyorum, çünkü bu mümkün değil. Buna rağmen, özünde gerçek özgürlük ve merhamet, insan sevgisi ve maneviyatın olduğu bir kültürü iptal etmeye çalışıyorlar. Rusya’yı iptal etme politikası aslında anti-kültürel, neo-sömürgeci ve ırkçı doğaya sahip.
Ancak gerçek şu ki, bu iptal girişimi olsun, Rusya karşıtı yaptırımlar olsun, bunların fikir babaların işleri en baştan ters gitti. Bunun en büyük örneği, Çaykovski Yarışması’na olan dev ilgi. Online izleyici kitlesi 50 milyonu geçti. Modern dünyada bu tür şeyleri iptal etmek mümkün değil. Bunu yapmaya çalışanların bunu anlamaması çok garip. Bu arada 50 milyonun yarısından fazlası Avrupa sakinleriydi. Onlar, hangi müziği dinleyeceklerine, ne izleyeceklerine ve ne okuyacaklarına başkalarının kararı vermesini istemiyorlar.
Tüm yasaklara ve yaptırımlara rağmen sanat hâlâ sınır tanımıyor. Bu hep öyleydi, şimdi de öyle, gelecekte de elbette öyle olacak. Özellikle de muazzam fırsatlar yaratan ama aynı zamanda yeni riskler de doğuran hızlı teknolojik ilerleme çağımızda. Bu temel tektonik süreçlerin, genetiğin, kuantum mekaniğinin, yapay zeka teknolojilerinin ve diğer yenilikçi alanların sonuçlarını hesaplamak zorundayız.
Bu sorun da bu forumun konusu oldu. Bu mantıklı. Zira yenilikçiliğin güvenliğini ve rasyonelliğini yalnızca kültür sağlayabilir. Kültür, teknolojik ilerlemenin en doğal etik düzenleyicisi. Forumun organizatörleri, kültürü sosyal kalkınmanın ve hümanizmin temeli olarak görmeyi öneriyor. Atalarımızın milli kimliğinin, geleneklerinin ve inancının taşıyıcısı olan kültür, manevi köklerimizin korunmasının garantisi. Bu hem birey hem de ülke açısından son derece önemli. Kültür bizleri yüzeysel ve anlık olan her şeye karşı korur, her türlü zorluk karşısında istikrar sağlar, en zor koşullarda insan kalmamızı sağlayan ahlaki rehber görevi görür.
Altını çiziyorum, Rusya, barış, dostluk ve karşılıklı saygı değerlerimizi paylaşan, medeniyet ve kültürel çeşitliliğe dayalı çok kutuplu modern bir dünyanın oluşumunda yer almaya hazır olan herkesle yakın işbirliği içinde çalışmaya kararlı.
Halkların kimliğinin korunması ve tüm ülkeler için eşit haklar ve fırsatların sağlanması, beşeriyetin başarılı gelişiminin anahtarı.