Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı, kuraklık ile ilgili atılacak adımları Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde düzenlenen Su Verimliliği Seferberliği Bilgilendirme Toplantısı'nda kamuoyuna açıkladı.
Hali hazırda küresel ölçekte son derece yıkıcı bir iklim kriziyle karşı karşıya olunduğunu kaydeden Yumaklı, dünyanın 4'te üçünün sularla kaplı iken, tatlı su kaynakları oranının ise sadece yüzde 2,5 olduğunu ve bunun da ancak yüzde 1'inin kullanılabildiğini söyledi.
Yumaklı, dünyada 2,2 milyar insanın farklı seviyelerde içme suyuna erişimden yoksun olduğunu belirterek, "BM tarafından geçtiğimiz 5 yılın, son 170 yıldaki en sıcak dönemi olduğu vurgulanıyor. Sibirya'da bile 38 dereceyi bulan sıcaklıkları görüyoruz. Artık tüm dünyada, kuraklık da deprem ve sel gibi bir afet niteliğinde." diye konuştu.
Türkiye'nin iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine karşı en kırılgan bölgelerden biri olan Akdeniz havzasında yer aldığını vurgulayan Yumaklı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Orman yangınları, taşkınlar, seller ve ekosistem kayıplarıyla iklim değişikliği etkilerini bütün şiddetiyle hissediyoruz. Ülkemizde son 10 yılda kurak yıllar yaşanırken, kuraklıkların şiddetleri ve süreleri de uzamaya başladı. Önümüzdeki 26 yıl içinde sıcaklıklarda artış; yağışlarda ve toplam kar örtüsünde azalış bekleniyor. Ekim ayında sona eren 2023 su yılında, yağışlar uzun yıllar ortalamasına göre yüzde 6 düştü. En fazla azalma yüzde 25 ile Marmara Bölgesi'nde kaydedildi. Yağışlar, Hatay'da yüzde 55'e, Edirne ve Tekirdağ çevrelerinde yüzde 40'a varan azalmalar gösterdi."
'Emanet olan yeşili ve maviyi çocuklarımıza ulaştırmak zorundayız'
Bakan Yumaklı, artık göllerin kuruması, akarsu kaynaklarının azalması veya baraj doluluk seviyelerinin düşmesi haberleriyle daha sık karşılaşıldığını belirterek, Aral Gölü'nün son 50 yılda eski büyüklüğüne oranla yüzde 90, Akşehir Gölü yüzey alanının 2000 yılından bu yana 3'te iki küçüldüğünü söyledi.
Türkiye'nin su potansiyeli dikkate alınarak yapılan hesaplamalarda, kişi başına düşen yıllık su miktarının 1313 metreküp olduğunu bildiren Yumaklı, şunları kaydetti:
"Dikkatinizi çekmek isterim, kullandığımız değil, kullanabileceğimiz kişi başı azami miktardan bahsediyorum. Bu değer, uluslararası göstergelere göre ülkemizin su stresi altında olduğu anlamına geliyor. Bu gidişle, 2030 yılında, yani sadece 6 yıl sonra bu oran 1000 metreküp altına düşecek ve ülkemiz su kıtlığı çeken ülkeler sınıfına girecek. Yine 6 yıl sonra; nüfusumuzun yarısı; sulu tarım alanlarının ise yaklaşık yüzde 80'i su yetersizliği tehlikesiyle karşı karşıya kalacak. Kadim zenginlikleri barındıran eşsiz coğrafyamızda, bugüne kadar bilinenin aksine, artık su kaynaklarımız kısıtlı hale gelmiş durumda. 2030 yılına geldiğimizde, ülkemiz nüfusunun yüzde 10 artması, su kaynaklarının ise yüzde 20 azalması öngörülüyor."
Yumaklı, gelecek için toplumsal mutabakatla bu tehditleri krize dönüşmeden yönetebilmenin mümkün olduğunun altını çizerek, "Bu, hepimiz için tarihi bir sorumluluktur. Bugün bizde emanet olan yeşili ve maviyi çocuklarımıza ulaştırmak zorundayız." şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın himayelerinde 31 Ocak'ta Su Verimliliği Seferberliği'ni başlattıklarını hatırlatan Yumaklı, 6 gün sonra yaşanan Kahramanmaraş merkezi depremler nedeniyle çalışmaların bir müddet ertelemek durumunda kaldıklarını belirtti. Yumaklı, Su Verimliliği Seferberliği'ni yeniden hatırlatarak, 85 milyon paydaşla olan iş birliğini hızlandırmak istediklerini söyledi.