Çocukların madeni para ile oynadığı ve hedefin birbirlerinin ellerini kanatana kadar zarar vermek olduğu ‘kanlı para’ oyunu, okullarda yasaklandıysa da hala oynanıyor. Özellikle öğretmenleri ve ebeveynleri endişelendiren bu oyun hakkında Uzman Klinik Psikolog Aybeniz Urhan, Serhat Ayan’la Yeni Şeyler Rehberi’nde değerlendirmelerde bulundu:
“İnternetin hayatımıza daha fazla girmesinden hepimiz etkilendik. Hem yetişkinler hem çocuklar etkilendi. Ama burada çocuklar daha dezavantajlı konumda oluyor. Neyin faydalı neyin zararlı olduğunu ayırt edemiyorlar ve gördüklerini yapmaya çalışıyorlar. Gördükleri şeyleri ‘havalı’ olarak algılayıp kendilerini ispat etme noktasını vurguluyorlar. O oyunun bir parçası olmak çocuklar için önemli. O grupta olmak, arkadaş çevresinde bulunmak için, kendilerine zarar verebilecek oyunlara bile dahil olabiliyorlar.”
‘Bir kişi veya birçok kişi zarar görene kadar devam ettiriyorlar oyunu’
Aybeniz Urhan, çocukların özellikle sosyal kabul amacıyla kendilerine zarar verecek oyunlara ve davranışlara yönelebileceği konusunda ebeveynleri uyardı:
“Kanlı para aslında madeni parayla oynanan bir oyun. Bu parayı havaya atıp ellerinin ters kısmıyla tutmaya çalışıyorlar. Atılan o para, parmakların arasına sıkıştırıldıktan sonra, ‘kanlı para’ denilerek masaya üç kere sert bir şekilde yumruk atıyorlar. Eğer kişi parayı düşürürse cezalandırılıyor. Oyun bunun üzerine dizayn edilmiş. Parayı düşüren kişi elini yumruk yaparak masaya dik şekilde koyuyor. Karşısındaki oyuncu da parayı eklem köklerine vurarak yaralanmasına sebep oluyor. Ve bazen şunu da duydum, paranın daha kesici olması için makas-bıçak ile paraları daha da kesici ve zararlı hale getiriyorlar. Yani oyunu kaybeden kişinin elinden kan akana kadar oyun devam ediyor. Acımasız bir hali var. Bir kişi veya birçok kişi zarar görene kadar devam ettiriyorlar oyunu. Bu oyun, kendi aralarında bir güç göstergesi yahut oyun oynamayana ‘Sen bebek misin, korkuyor musun’ denilen, acımasızca ithamlarda bulunulan bir sosyalleşme yöntemi haline gelmiş çocuklarda. Bu çocuklar zaten çok sonrayı düşünen bireyler olmadıkları için, o ana odaklanarak oyuna dahil oluyorlar ve nihayetinde kendilerine zarar veren bir sürece doğru gidiyor bu oyun.”
‘Çocuklar da tepki alacakları şeyleri paylaşmaktan yana olmuyor pek’
Uzman Klinik Psikolog Aybeniz Urhan, ebeveynlerin tepki göstermekten ziyade çocuğun yaptığı davranışı sorgulamasını sağlayan bir iletişim kurması gerektiğinin altını çizdi:
“Burada en önemli şey, okul rehberlik öğretmenlerinin ve ailelerin süreci ortak olarak takip ediyor olması. Çocuk oynamadığını söylese de oynamaya devam edebiliyor. Bu oyun yasaklandı ama çocuklar bu oyunu o kadar çekici görüyor ki, öğretmenlerin görmeyeceği şekilde oynamaya devam ediyorlar. Burada ebeveynlere ne düşüyor? Aslında bizim her zaman çocuklara oyunların asıl amacının eğlenmek, kimseye zarar vermemek olduğunu vurgulamak. ‘Kanlı para’nın da kendisine ve çevresine zarar verdiğini, bir oyun olmadığını vurgulamalıyız. Acı çekmenin artık oyun olmadığını çocuklarımıza belli aralıklarla söyleyip, çocuklarımızı da düzenli olarak kontrol etmeliyiz. Çocuklar da tepki alacakları şeyleri paylaşmaktan yana olmuyor pek. Eğer kabul edildikleri bir sosyal alanları varsa, aileden de tepki gelecekse, bundan çok bahsetmeyebiliyorlar. Burada yapılacak en önemli şey, çocukları gözlem noktasında tutmak. Öğretmenlerden bilgi almak vs. Çocuk kanlı para oynadığını söylediğinde, çocuklara bunu sorgulatır nitelikte olmalıyız. Açık iletişim çok önemli.”
Kanlı para oyunu nedir
Özellikle okullarda ve küçük yaşta öğrenciler arasında yaygınlaşan kanlı para oyunu nedir? Sosyal medyada başlayan ve giderek okullarda yaygınlaşan kanlı para, cezalandırmaya dayalı bir oyun. Havaya atılan para, parmakların arasında belirli bir süre tutulamadığı zaman, oyuncu rakip tarafından cezalandırılıyor. Para, parmaklar kanayana kadar vuruluyor. Okullarda yasaklanan bu oyun hakkında uzmanlar birçok uyarıda bulunuyor.